Soma'daki facianın ardından madencilerin yaşam hikayelerini anlatan haberler ajanslara birer birer düşmeye devam ediyor.

Madencilerin yoksulluk üzerine kurulu hayatlarını ortaya koyan haberler 1991 yılında Zonguldak'tan Ankara'ya Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı protesto etmek üzere yola çıkan 100 bin maden işçisini hatırlattı.

1991'DE NE OLMUŞTU?

Zonguldak'taki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA) işyerlerinde örgütlü olan Türk-İş'e bağlı Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) ile işveren arasında 48 bin işçi için sürdürülen toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştı. Bunun üzerine sendika grev kararı almış 30 Kasım 1990'da grev başlamıştı. Sol partiler ile meslek kuruluşlarının da destek verdiği Maden İşçileri Sendikası 1991 yılının 4 Ocak'ında Zonguldak'tan Ankara'ya doğru 100 bin kişi ile yola çıktı.

JAGUAR'LI SENDİKACI

Zonguldak'tan yola çıkan 100 bin işçiye önderlik eden isim ise Türkiye'de sendikacılığın geldiği noktayı en iyi özetleyen isimlerden biriydi: Şemsi Denizer. Denizer, Genel Maden İşçileri Sendikası'nda başkanlık yapan Denizer, işçi haklarını savunmakla birlikte bindiği Jaguar marka otomobil yüzünden de sürekli olarak eleştirilen bir isim olmuştu.

TURGUT ÖZAL'IN "MADENLERİ KAPATALIM" FİKRİ

Dönemin Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal, kendisine karşı "Çankaya'nın şişmanı/İşçi düşmanı" sloganıyla yola çıkan 100 bin Zonguldaklı için farklı bir proje düşünüyordu. Merhum Özal Türkiye'de maden işçilerinin durumuna en çok kafa yoran devlet adamıydı.

Turgut Özal, maden ocaklarının kapanması fikrini gündeme getirmişti. Türkiye Kömür İşletmesi'nin büyük zarar etmesi de Merhum  Özal'ın bu fikrini destekliyordu. Özal, işçileri evlerine yollayıp maaş ödemesi yapılmasını tasarlıyordu. Özal'ın bu fikrine göre, devlet zarar ettiği işletmeleri kapatacaktı. Bu sayede, işçilere bir süre maaş ödemesi yapılsa dahi zarar edilmeyecekti, çünkü maliyetler sıfıra indirilmiş olacaktı.

ADNAN KAHVECİ FARKLI İŞ KOLLARI ARAŞTIRIYORDU

Turgut Özal madenleri kapatalım fikrini ortaya atmakla birlikte, dönemin bakanı Adnan Kahveci de Batı Karadeniz'deki illerde farklı iş kollarının oluşturulması üzerine projeler üretmeye başlamıştı.

Bölgedeki şehirlerde balıkçılık üzerine kurulacak büyük tesislerde, kapatılacak olan maden işçileri çalıştırılacaktı. Bu sayede hem maliyetler düşürülmüş olacak, hem işçilerin iş ve yaşam koşulları düzeltilmiş hem de can güvenliği garanti altına alınmış olacaktı.

SENDİKA AĞALARI REDDETTİ

Merhum Turgut Özal'ın bu fikri kamuoyunda tartışılmadı bile. Çünkü 100 bin insanı peşine takıp Zonguldak'tan Ankara'ya yürütmeye çalışan Şemsi Denizer gibi Jaguar'lı sendikacılar, Özal'ın bu fikrine şiddetle karşı çıktı. Sendika ağalarının işçi sınıfı üzerinde kurduğu baskı sayesinde konu rafa kalktı, bir daha da gündeme gelmedi.

YÜRÜYÜŞTEN 1 YIL SONRA GRİZU PATLAMASI

Zonguldaklı madencilerin büyük yürüyüşünden 1 yıl sonra, Türkiye'nin en büyük kazalarından biri meydana gelmişti. Taşkömürü madenciliği tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan kaza, Zonguldak'ta kömür madenciliğinin 150 yıllık tarihinin en büyük felaketi olmuştu. Olay sonucunda 263 madenci yaşamını yitirmişti.