Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Tunus'taki Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Gazi eş-Şevaşi, Cumhurbaşkanı Kays Said’in olağanüstü yetkileri elinde toplaması nedeniyle Tunus’un demokrasi deneyiminin tehdit altında olduğunu söyledi.

Mecliste üçüncü parti konumunda bulunan Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Şevaşi, Cumhurbaşkanı Said’in parlamentonun çalışmalarını dondurduğu ve başbakanı azlettiği 25 Temmuz kararlarının ardından oluşan “istisnai durumu” AA muhabirine değerlendirdi.

Şevaşi, Cumhurbaşkanı Said’in, “Anayasa'yı feshetmeye çalıştığını, şimdiye kadar kimseyle diyalog kurmadığını, sadece kendisini dinlediğini” dile getirdi.

Said’in aldığı kararların ardından oluşan “istisnai durumun” sona erdirilmesi için diyalog başlatacağını inandırıcı bulmadığını belirten Şevaşi, “Cumhurbaşkanı dürüst olarak nitelendirdiği oluşumlarla bile diyaloğu reddediyor. Kendisini Tunus halkının sözcüsü olarak gören Said, yol haritasının ne olduğunu açıklamıyor.” diye konuştu.

Tunus'ta 2 yıl önce yapılan genel seçimlerde 217 sandalyeden oluşan Meclise 22 milletvekili gönderen sosyal demokrat çizgideki Demokratik Akım Partisi, Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz kararlarına muhalefet eden cephede yer aldı. Parti ve temsilcileri her fırsatta parlamenter sisteme dönüş mesajı veriyor.

Cumhurbaşkanı Said’in birçok söyleminde Tunus Anayasası’ndan “Onların Anayasaları” diye bahsettiğine dikkati çeken Şevaşi, “Cumhurbaşkanı Said, 27 Ocak 2014’te 200’den fazla milletvekilinin onayıyla oluşturulan Anayasa'yı 25 Temmuz’da aldığı kararlar ile tanımadığını gösterdi. Diyalog çağrısı yaptığı açıklamasında referandumla yeni bir Anayasa değişikliğine gideceği arzusunu ifade etti. Göreve başlarken üzerine yemin ettiği Anayasa'yı şimdi tanımaması çok ironik.” dedi.

Şevaşi, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Tunus halkı ülkede 25 Temmuz yaşandığında yeni bir Anayasa talep etmedi, aksine ekonomik ve sosyal koşulların iyileştirilmesini talep etti. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ile daha sistemli mücadele edilmesini istedi. Fakat geldiğimiz noktada beklentilerin karşılanmadığını görüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Said’in yetkileri elinde toplamasının yarattığı tehlikeye işaret eden Şevaşi, “2011 yılında otokrasi yönetiminin devrilmesinin ardından Tunus’ta başlayan demokrasi deneyimi tehdit altında, bu tehdit devam ederken ‘ulusal diyalogdan’ söz edemeyiz. Artık Cumhurbaşkanı Said diyalog talebiyle ya da krizden çıkış için çözüm reçetesiyle gelenleri kendisine tehdit olarak algılamaya başladı.” dedi.

Krizden çıkışta diyalogdan başka bir çarenin olmadığının altını çizen Şevaşi, “Cumhurbaşkanı ulusal diyaloğa ekonomi, sosyal ve siyasi çevreden tüm aktörleri davet etmeli, çünkü ülkemizin bugünü ve yarını Tunusluların elinde. Tunus’un demokrasi deneyiminde umudu yeniden canlandırabilecek ve ülkeyi kurtarabilecek tek çözümün diyalog olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

Şevaşi, Cumhurbaşkanı Said’e karşı yapılan açıklamalara rağmen muhalefetin dağınıklığına dikkati çekerek, “Bütün siyasi oluşumların talebi anayasal sisteme dönmek ve krizden çıkmak için bir yol haritası belirlemek. Aynı talepte bulunmalarına rağmen herhangi bir koordinasyon olmadığı için dağınık bir muhalefet söz konusu. Bu dağınıklık Cumhurbaşkanı Said’i güçlendirirken muhalefet cephesini zayıflatıyor.” ifadelerini kullandı.

Parti olarak muhalefeti birleştirmek için 25 Temmuz öncesine dönmeyi isteyen demokrat düşüncede olan kesimle iletişim halinde olduklarını söyleyen Şevaşi, “25 Temmuz öncesine dönme talebi o zamanki durumu kabul etmek anlamına gelmiyor. Biz demokratik yola dönmeyi kastediyoruz. Bazı kesimler 14 Ocak 2011 öncesine dönmek istiyor, biz kesinlikle buna karşıyız.” dedi.

Cumhurbaşkanı Said’in ekonomiye ilişkin açıklamalarını da eleştiren Şevaşi, "Cumhurbaşkanı'nın aldığı söz konusu kararların üzerinden neredeyse 4 ay geçmesine rağmen ekonomi ve sosyal hayatı iyileştirecek reform namına bir şey göremedik. Cumhurbaşkanı bazı sloganları tekrar ediyor ama ortada net bir vizyon ya da bir proje maalesef yok.” diye konuştu.

Şevaşi, Cumhurbaşkanı Said’in, “Ülkenin yağmalanan parasını daha iyi değerlendireceğiz” gibi “popülist açıklamalarda” bulunduğunu, fakat bunu nasıl yapacağını anlatmadığını belirtti.

Başbakan Necla Buden Ramazan’ın da ekonomiyi düzeltmekten uzak olduğunu belirten Şevaşi, “Buden hükümeti, tüm yetkilerini kaybetmiş, tatsız tuzsuz bir hükümet. Cumhurbaşkanı'nın direktifleriyle hareket eden, Cumhurbaşkanı'nın politikalarını uygulamayla yükümlü bir hükümet.” ifadelerini kullandı.

Said’in aldığı olağanüstü kararların yurt dışındaki yansımalarını da değerlendiren Şevaşi, “ABD Kongresi ve Avrupa Birliğinden Tunus’a ilişkin hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı ve Tunus’un demokrasi yolundan çıkmasından endişe duyulduğu yönünde açıklamalar geldi. Tunus’un demokrasi deneyimi bir örnek teşkil ederken şimdi endişe duyulan ülke olması çok üzüntü verici.” dedi.

Cumhurbaşkanı Said’in “bazı ülkelerden” destek beklediğini söyleyen Şevaşi, “Cumhurbaşkanı güvendiği ülkeler ile ilişkilerini tekrar gözden geçirmeli. Tunus’taki krizi ‘ulusal diyalog’ yoluyla Tunuslular ile beraber çözmelidir.” diye konuştu.