Bir belde 5 omur ve aralarında yastıkçık görevi gören diskler bulunduğunu kaydeden, Özel bir hastanenin Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Erhan Arslan, "Sağlıklı bir disk omurgada tıpkı araba amortisörü gibi şok emici olarak çalışır. Disklerimiz omurgayı yer çekimine karşı ve atlama, çekme, itme gibi güçlü hareketlerden korur. Yatma dışındaki tüm hareketlerde özellikle ayakta ve uzun süre oturmada, omurgamıza ve disklere yükleniriz. Fıtıklaşma diskin merkezindeki çekirdek dışarı doğru basınç yapmaya başladığında oluşur. Fıtıklaşan disk bel ağrısı oluşturabilir veya omurilikten çıkan sinir köklerine bası yapıp bacak ağrısına sebep olabilir” diye konuştu.   Bel ve bacak ağrısı şikayetiyle başvuran hastaları öncelikle muayene ederek, gerekli laboratuvar ve radyolojik incelemeleri sonrasında hangi tedavi yönteminin uygulanacağının planlandığını belirten Dr. Erhan Arslan, "Kuvvet kaybı olmayan, bel MR’ında belirgin fıtığı olmayan hastalarda istirahat, ilaç tedavisi, fizik tedavi ve ağrı tedavisine yönelik girişimsel uygulamaları içeren tedaviler uygulanır. Cerrahi tedaviye karar vermemizde temel etkenler; yatak istirahati, ilaç tedavisi ve fizik tedaviye rağmen ağrısı geçmeyen, sosyal ve iş yaşantısı etkileyen, bacak veya ayakta ciddi kuvvet kayıpları ortaya çıkan hastalardır. Cerrahi girişimler bu gün hızla gelişmekte, mikrocerrahi ameliyatlarıyla hasta kısa sürede eski yaşantısına dönmektedir. Teknolojideki gelişmelerle kullandığımız mikroskoplarla, dokuları 40 kat büyüterek sinirlere bası yapan fıtıklaşmış dokular mikrocerrahi yöntemiyle tedavi edilmekte. Tedavisinde gecikilen vakalarda ise ağrılar ve felçler kalıcı olabilmektedir” diye konuştu.   Cerrahi tedavide hedef, ağrı ve bacakta güçsüzlüğe sebep olan fıtıklaşmış diskin sinire olan basısının ortadan kaldırılması olduğunu belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Erhan Arslan, şöyle devam etti: "Bel fıtığı olan hastada günümüzde mikrocerrahi tekniği ile mikrodiskektomi (kapalı ameliyat) ameliyatı önerilir. Mikrodiskektomi operasyonunda, daha küçük 1-2 santimetrelik cilt kesisi kullanılarak hastanın ameliyat sonrası dönemini daha rahat ve ağrısız geçirmesi sağlanır. Hastalar ameliyattan 5 saat sonrasında ayağa kaldırılarak, yürüyüş yapabilir ve tuvalet gereksinimi yardımsız görebilir. Ameliyattan 1 gün sonra da hastaya egzersiz programına başlatılarak, günde en az 1 saat tempolu yürüyüş önerisiyle taburcu edilir. Cilt kesisi küçük ve dikişsiz olduğundan pansumana gerek duyulmadan hasta bir gün sonra banyo yapabilir. Uyguladığımız mikrodiskektomi kapalı ameliyat tekniği sayesinde hastalar ameliyat sonrası erken dönemde işlerine ve sosyal hayata dönebilirler."