Gabrielle Chanel, 1883 yılında Albert ve Jeane Chanel’in çocuğu olarak fakir bir ailede, Fransa’da dünyaya geldi. Küçük yaşta annesini kaybedince diğer iki kız kardeşiyle beraber Aubazine’de bir Katolik Manastırı’na gönderildi. Gabrielle, burada yaşadığı altı sene boyunca dikiş dikmeyi öğrendi. 18 yaşında Katolik kadınların sığındığı, Moulin’de bir evde yaşamaya başladı. Gündüzleri subaylara kıyafet dikiyor, geceleri de askerlerin uğrak yeri olan bir kabarede şarkı söylüyordu. Bir gece söylediği “Qui qu’a vu Coco dans L’Trocadero” şarkısı beğenilince ona, Coco denmeye başlandı.

Moulins’de eski bir Fransız süvarisi ile tanıştı. Chanel burada mücevherler ve partilerle tanışarak lüks hayatı öğrendi. 1908’de Arthur Edward Capel ile tanışan Coco Chanel, Paris’te onunla yaşamaya başladı. Onun ilk dükkanını açmasını finanse etti. Capel’in modaya olan yatkınlığı Chanel’in de bakış açısında etkili oldu. Balsan ile yaşadığı yıllarda kendisini eğlendirmek için şapka tasarlamaya başlayan Chanel’in bu çalışmaları ticari bir amaca dönüştü ve 1910’da Paris’te Chanel Modes adındaki şapka dükkanını açtı.

Bu butikte sadece şapkalarını sattı. Tiyatro oyuncusu Gabrielle Dorziat’ın Chanel’den aldığı şapkayı oynadığı oyunda takmasıyla ünü biraz daha yayıldı. 1913’te Deuville’de modacıların bulunduğu bir sokakta butik açtı. Başarısını sürdürmek isteyen Chanel, Biarritz’de yeni bir butik daha açtı. Bu butikte kadınlara, jarse kumaşlardan rahat ve çabuk giyilebilen kıyafetler tasarladı. 1919’da Rue Cambon, 31 numarada ilk modaevi’ni açtı. 1921’de yeni bir butik daha açan Chanel, burada şapkadan parfüme uzanan geniş bir yelpazede ürün satmaya başladı.



1921 yılında, esansı Earnest Beaux tarafından tasarlanan, dünyanın en ünlü parfümlerinden Chanel No:5 piyasaya çıktı. Dönemin ünlü yıldızı Marilyn Monroe, bir röportajında Chanel No:5 kullandığını söyleyince, satışları iyi gitmeyen parfümü bir anda popüler oldu.

Coco Chanel, 1926 yılında devrim yaratan “Siyah mini elbise” konseptini oluşturdu. Her sınıftan kadının dolabında yer almayı amaçlıyordu. Bu elbiseler kısa sürede tüm kadınların üstünde görülmeye başlandı. 1930’lu yıllarda ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üniformalarını Coco Chanel’e tasarlattı. Bu tasarımlar 1980’lere dek kullanıldı.

1939 yılında II. Dünya Savaşı patlak verince Chanel, mağazalarını kapattı. Modaya ayıracak zaman olmadığını söyleyen Chanel’in bu kararı nedeniyle 4 bin kadın işsiz kaldı. Nazi ajanlığı yaptığı iddiaları üzerine 1945 yılında İsviçre’ye taşındı. Mağazalarını kapatmasının üzerinden 15 sene geçmişti.



Bu geçen sürenin ardından tekrar moda dünyasına giriş yapma zamanının geldiğini düşündü. O yıllarda Christian Dior göz önündeydi; Chanel gün geçtikçe unutuluyordu. 1955'te moda sektörüne döndü. Eski müşterilerinin de yardımıyla ününü kısa sürede tekrar yakaladı. Bu dönemde takım elbiseler, erkek parfümleri ve deri çantalar üretmeye başladı. Aynı zamanda hırka yakalı kazaklarını da bu dönemde tasarladı. 1957 yılında zincir saplı, deri el çantalarını piyasaya sürdü ve büyük başarı elde etti. 1971 yılının başlarında, 87 yaşındayken yorgun ve hastalıklı bir hale gelmişti. 10 Ocak günü 30 yıl boyunca yaşadığı Ritz Hotel’de hayata gözlerini yumdu.

Devamı Hürriyet Kitap’tan çıkan Tarihe Yön Veren 100 Kadın kitabında...

Yarın: İki nobelli ilk bilim insanı: Marie Curie