Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Barış Pınarı Harekatı'yla terör örgütü YPG/PKK'dan temizlenen Tel Abyad ilçesindeki halk, Esed rejiminin hazırlandığı başkanlık seçimini, "sonucu belli olan bir tiyatro" olarak niteledi.

Esed rejimi, ülke içinde 6 milyon 702 bin, ülke dışında 6,6 milyon olmak üzere toplam yaklaşık 13 milyonu yerinden ettiği bir Suriye'de sadece kendi kontrolündeki bölgelerde başkanlık seçimine hazırlanıyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2254 sayılı kararına göre Suriye'deki seçimlerin özgür ve adil ayrıca da BM'nin gözetimi altında, diasporadakiler de dahil tüm Suriyelilerin katılımıyla yapılması gerekirken bu seçimlerde sadece Esed rejiminin bölgesindeki siviller oy kullanacak.

Barış Pınarı Harekatı'yla terör örgütü YPG/PKK'dan arındırılan Tel Abyad ilçesinde halk, başkanlık seçimlerinin bir "tiyatro" olacağını, gerçek bir seçiminin olmadığını ve özgürce yapılmayacağını söylüyor.

Tel Abyadlı Mejid El-Batahvi, seçim gününün sıradan bir gün olduğunu Suriyeliler için bir şeyin değişmeyeceğini söyledi.

El- Bathavi, "Demokrasi ortamı yok. Düzmece bir seçim. Adaylar belli, sonuçları belli. O yüzden umursamıyoruz." dedi.

Başkanlık seçimlerinin başarısız olacağını ifaden eden Raed Dahış de "Oyumu kullanmayacağım. Neye göre insanlar Beşşar Esed'i seçecek? Halkını her şeyden yoksun eden, katleden, yerinden eden ve gençlerin geleceğini yok eden birine kim niye oy verecek?" diye konuştu.

Rejimin halk nezdinde ve uluslararası arenada meşruiyetini kaybettiğini belirten Sara Ulyevi de "Seçimlerin sonucu her zaman olduğu gibi... Esed rejimi ailesi 99,99 oranla hep kazandı, kazanacak. Suriye sokaklarında nükte olarak kabul edilen bir oran." ifadelerini kullandı.

Bir seçimin meşruiyetinin, halka dayanması gerektiğini belirten Uleyvi, sözlerine şöyle devam etti:

"Esed rejimi halkını öldürdü, tutukladı, yerinden etti. Yaşam merkezlerini bile vuran biri nasıl seçilir? Devrim, bu yolsuz rejimi alaşağı edene kadar devam edecek."

Diğer Tel Abyadlı Emin El Abid ise bu seçimlerin "saçma ve komik olduğunu" ifade etti.

El Abid, "Sadece ben değil, bütün Suriye halkı bu seçimlerin gerçek olmayacağını biliyor. 1980'lerden bu yana Suriye'deki bütün seçimlerin sonucu ve kazananı bellidir." ifadelerini kullandı.

"Esed baba rejiminin olağanüstü hal kanunu ilan ettiği 1963'ten bu yana demokrasi öldü"

Esed rejiminin iki çocuğunu öldürdüğü avukat Saed Fahıd, Suriye halkının 15 Mart 2011 tarihinde sokaklarda "Esed rejimi alaşağı olsun" sloganını attığı andan itibaren Esed rejiminin meşruiyetini kaybettiğini söyledi.

Fahıd, hukuki olarak bir ülkede iç savaş veya iki devlet arasında bir savaş söz konusu olunca seçimlerin ertelenme durumunda olduğunu söyledi.

Beşşar Esed rejiminin halkın yarısını ya ülke içinde ya da Türkiye ve Avrupa'ya tehcir ettiğini söyleyen Fahıd, sözlerine şöyle devam etti:

"İdlib, Afrin, Azez, Cerablus, Tel Abyad ve Rasulayn'da yaşayan yaklaşık 6 milyon sivil Beşşar Esed'i istemiyor. Seçimler nerede? Nasıl olacak? Biz buna saçmalık diyoruz. Bütün bu insanlar Beşşar Esed rejimini istemiyor. Nusayri etnikten bile insanlar kurtarılmış bölgelere kaçmaya çalışıyor. Bu insanlar Esed rejimini seçmek istese veya eğer Esed rejimin bölgelerindeki hayattan razı olsa idi niye kurtarılmış bölgelere gelsin?"

İki şehit babası Fahıd, 2011 öncesi seçimlerde, oy verme merkezlerinde duran El muhaberat istihbaratçılarının iğne ile seçmenlerin parmaklarını yaralayarak kanla seçmeye mecbur ettiğini söyledi.

Esed rejiminin olağanüstü hal kanunun yerine terörle mücadele kanunu getirdiğini belirten avukat Fahıd,"Suriye'de Esed baba rejiminin olağanüstü hal kanunu ilan ettiği 1963'ten bu yana demokrasi öldü. Yeni kanun öncekinden daha kötüdür. Demokrasi, ifade ve konuşma özgürlüğünü lağveden bir kanundur." ifadelerine yer verdi.

"Suriye halkı 2011 yılında sadece özgürlük istediği için öldürüldü, yerinden edildi ve bombalandı" diyen Tel Abyad Yerel Meclis Başkanı Salih Hac Abdullah,"Hal böyle iken Beşşar Esed rejiminin karşısında kendisini kim aday gösterebilir?" diye sordu.

Seçimlerde rollerin belli olduğunu ve tiyatro oynandığını söyleyen Abdullah, "Suriye'de diktatörlük hakim. Hangi demokrasiden bahsedeceğiz. Halimize bakın. İnsanlar 2011'de basit ve cüzi haklarından biri olan özgürlüğü talep etti. Sonuçlara bakın. Dünyanın 4 tarafında dağıldık." değerlendirmesinde bulundu.

Suriye'de 10. yılını geride bırakan iç savaşın başlamasından bu yana krizin sona erdirilmesi için yoğun çabalar sarf edilirken Esed rejimi her fırsatta bu adımları baltalayarak başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açıyor.

2012'den itibaren ülkedeki iç savaşın son bulması ve geçici hükümetin oluşturulması adına yapılan görüşmelere ciddiyetsiz bir yaklaşım sergileyen Esed rejimi, bu süre içerisinde kontrolü ettiği bölgelerde sık sık "göstermelik" seçimlere gitti.

Esed rejimi, en son geçen yıl, anayasa komitesinin görüşmelerinin sürdüğü bir dönemde, muhaliflerin protestosu, düşük katılım ve uluslararası itirazlara rağmen "seçmensiz" parlamento seçimleri düzenleyerek siyasi sürece karşı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştu.

BM gözetiminde Suriye Anayasa Komitesinin görüşmeleri de Esed rejiminin tutumu nedeniyle çıkmaza giriyor. Nitekim 25-29 Ocak 2021'de bir araya gelen komitenin 5'inci tur toplantısı da rejimin uzlaşmaz tavrı nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

AA