İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Sevda nedir bilmezsek sevdalandığım şehir; kubbeler arasında nakış gibi işlenen şehir, ey şehadetlerle şahlanan şehir; alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimizin İslam alemine işaret ettiği şehir, asrı saadetten gelen misafirleriyle şereflenen şehir… Fetih fatih Sultan Mehmet Han'a nasip olan şehir; adaletin huzurun hakikatin hakim olduğu şehir… Her inançtan, her kesimden insanın güvenle yaşadığı eman şehir; herkesin gözü olduğu gözdesi olduğu İslam şehri… Seni yürekten selamlıyorum İstanbul.

Ayasofya'sı ile Sultan Ahmet Camisiyle en son Büyük Çamlıca Camisi ile… Kıtaları birleştiren İstanbul. Sizleri aşk ile selamlıyorum İstanbul. Yenikapı bugün bir başka güzel. İşte böylesi yürekler fethetmişti İstanbul'u. İşte böylesi bir iman, aşılmaz denilen surları yerle yeksan etmişti. İşte böylesi bir azim asırlarca İstanbul'a dünyayı yönettirmişti.

Dosta düşmana birliğimizi beraberliğimizi kardeşliğimizi göstermiştik. Yenikapı ruhu İstanbul'u fethedip bize emanet eden ruhun devamıdır. Bugün Bahçeli ile AK Parti'ye ve MHP'ye gönül vermiş kardeşlerimle Cumhur İttifakı'na inanan tüm kardeşlerimle işte bu İstanbul için bir kez daha Yenikapı'dayız. Şu an aldığım resmi rakam 1 milyon 600 bin. Demek ki 1 milyon 600 bin tek yürek olduk.

Cumhur İttifakı sadece iki partinin değil, tüm Türkiye'nin ittifakıdır. Türkiye'yi hedef alan herkes Cumhur İttifakı'na saldırıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar boş. Biz Allah'ın izniyle, bir çağın kapanıp bir çağın açıldığı bu şehri kıyamete kadar bir İslam şehri Türk şehri olarak korumaya devam edeceğiz. Bu şehir Fatih Sultan Mehmet'in emanetidir, Yavuz Sultan Selim'in göz bebeğidir. Kanuni'nin nefesidir. Sultan Abdülhamit'in namusudur. Gazi Mustafa Kemal'in son nefesidir. Adnan Menderes'in hayalidir. Turgut Özal'ın rüyasıdır. Erbakan hocamızın duasıdır. Alpaslan Türkeş'in sevdasıdır. Hayalimiz, duamız her şeyimizdir.

İstanbul 25 senede bu şehri sadece; CHP ne demektir? Çöp, çukur, çamur. Bunlardan kurtarmakla kalmadık. Bölgesinin ve dünyanın parlayan yıldızı haline getirdik. İstanbul'u yeniden dünyanın merkezi şehirlerinden biri yaptık. 31 Mart'ta gözleri hala sende olanlara cevabını vermeye hazır mısın? 31 Mart'ta hala senin camilerinden, minarelerinden dalga dalga yayılan ezanlarına, göklerinde nazlanan bayrağına tahammül edemeyenlere mesajını vermeye hazır mısın? Ey İstanbul, 31 Mart'ta İstanbul'un yönetimini değil, ülkemizin kazanımlarını hedefleyenlere derslerini vermeye hazır mısın?

İşte üç kıta, yeni iklime hükmeden İstanbul bu. İşte demokrasinin, milli iradenin kalesi İstanbul bu. Hanım kardeşlerimin şu cevvaliyeti var ya, kaleyi içerden fethedeceğiz. Zaten kale içerden fethedilir. İnşallah 1 Nisan'dan sonra, çok fazla uzatmadan bir de zaferin şenliğini yaparız. Biz İstanbul'a aşkla hizmet ettik. 1994 yılında bu kardeşinizi İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı yaptığınız andan itibaren, İstanbul'a yapılan her hizmetin bizzat takipçisi oldum. Şimdi size bir sürprizim var. Bakın burada ekranlar var. Video şöyle bir çalışsın bakalım…

Getirdiğin kişi İstanbul'un bir ilçesinin belediye başkanı. Bizim şu anda Belediye Başkan adayımız, yıllarca ülkemizde ulaştırma bakanlığı yapmış, İDO'nun Genel Müdürü, ondan sonra Başbakanlık, ondan sonra Meclis Başkanlığı; dolayısıyla İstanbul gibi bir yere rastgele bir isim yakışmazdı. Onun için İstanbul'a biz Binali Yıldırım kardeşimizi aday gösterdik.

Bizim adayımız Kayseri gibi bir büyükşehrin belediye başkanı olan, daha sonra Çevre Şehircilik Bakanlığı yapmış olan ve akabinde yeni yönetim sistemi sebebiyle onu genel başkan yardımcısı yaptığım Mehmet Özhaseki kardeşimizi de Ankara'ya büyükşehir belediye başkanı yaptım. Resmi rakamla Ankara'daki mitingimizde de 450 bin kişi var.

Ve İzmir'de oraya rastgele, kenar köşe oradan bir tane ilçe belediye başkan adayını getirdi, aday yaptı. Hakkındaki spekülasyonlar çok ileri. Öyle mi? Terör örgütüyle el ele iç içe geçmişi itibariyle ne yazık ki kirli. Böyle birisini İzmir'e layık gördüler. Denizli'de büyükşehir belediye başkanlığı yapmış, milletvekilimiz, daha sonra Ekonomi Bakanımız olmuş Nihat Zeybekci'yi getirdik. Sıradan isimler olmaz. Ama Bay Kemal'in böyle bir yönetim kabiliyeti yok.

Kalbi kararmış olanlara, gönlü örümcek bağlamış olanlara bunların hiçbiri hiçbir şey ifade etmez. Bakanlıklarımız yanında büyükşehir belediyelerimiz, çok büyük hizmetlere imza attı. Toplu taşımada 94 öncesinde kaç tane otobüsü vardı biliyor musunuz? 1596. Hatırlayın, benim jenerasyon bilir. İkarus otobüsleri vardı Macarların. Bunun için de pislikten geçilmez. Kokudan durulmaz. Oturduğunuz yerden adeta tamamen o mazotların yağlarıyla kalkarsınız. Neydi bu CHP zihniyetiydi.

Biz gelince ne yaptık? Bizim milletimize; marka reklamı yapmış olacağım ama… Benim milletime İkarus otobüsler layık mı ya? Niçin Mercedes olmasın? Niçin MAN olmasın. BMC olmasın? Bunları getirmemiz lazım ve kaldı ki öbürlerinde tabi havalandırma falan yoktu. Ama bunlarda her şeyiyle bu otobüsler İstanbul'da sefere çıktı. Sayıyı nereye tırmandırdık? 6 bin 265 araçla 775 hat ile İstanbul'a hizmet etmeye başladılar.

Ve şu anda günde ortalama 4 milyon İstanbulluyu bunlar yaşıyor. Otobüslerin yarısında ücretsiz internet hizmeti de veriliyor. 1994'te sadece 10 deniz otobüsü olan İstanbul'da 57 yolcu gemisi, 22 hat ve 110 iskelede deniz ulaşımı veriyoruz. Park sorununa da kalıcı çözümler getirdik. Yüzde 1000 artırarak 42 bin araç kapasitesine ulaştık. Hedefimiz 2023'e kadar otopark kapasitemizi 123 bin araca çıkartmaktır.

Haliç'te attığımız adım var ya, dünyada örnek bir adımdır. Ben bir Kasımpaşalıyım, ömrümün ciddi bir kısmı da o bölgede geçtik. Sandalla karşıdan karşıya geçmekte zorlanırdık. Hocalar bize 'Haliç'i dolduracaksınız' Dedik ki, nasıl burayı güzelim yeri biz kalkacağız hafriyatla dolduracağız? Olmaz dedik, çalışmaları uzattık. Sağ olsun anlaştığımız müteahhit firma da gayret etti ve biz Haliç'i temizlemeye başladık. Yaklaşık 2,5 metreküp oradan balçık çıkarttık. Bu balçığı 9,5 km uzaklıkta Alibeyköy'de bir taş ocağına, adeta bir petrol boru hattı gibi onunla pompalamaya başladık. Bu pompalamada çamur o ocakta kalıyor ama tülbent gibi bir sistem kurduk. Oradan süzülen su tekrar Haliç'e geri gönderiliyor. Ve bununla orada 650 bin metrekare alan kazandık. Şimdi orada ne var? Şimdi orada bir oyun parkı var, devasa. Onu kazanmanın ötesinde çevre de ona göre yerleşim alanı oluşmaya başladı.

Aynen Haliç Kongre Merkezi de böyle oldu. İşte bunları yaparken dedik ki, Haliç Kongre Merkezi'ni de ele alalım. Eser muhteşem, orası Sütlüce'de kesim merkeziydi. Sakatatçılar vardı orada. Bilenler gayet iyi bilir. Ne oldu? O muhteşem Haliç Kongre Merkezi yapıldı etraf bir anda değişti. Bay Kemal geçen geldi orada aday tanıtımı yaptın ya. Senin İstanbul adayı diyor ki, “AK Partili belediyelerde kültür merkezi yok” diyor. Gel gez gör de nerelerde ne var öğren. Sen aday tanıtımını bile Haliç Kongre Merkezi'nde yaptın…

Sana bir örnek daha vereyim. Harbiye Kongre Merkezi'ni de CHP zihniyetini bize yaptırmak istemedi. Ve yerin altında orada da yine 3300 kişilik bir kongre merkezi yaptık. Yanındaki de Muhsin Ertuğrul. O tiyatroyu yıktık, büyüttük. Yapmazlar dediler, buraya cami yapar dediler. Bunların işi gücü yalan, başka işleri güçleri yok. Muhsin Ertuğrul'u yaptık, Harbiye Kongre Merkezi'ni yaptık. Bu plan, proje meselesi.

DEVAMI GELİYOR…