301 işçinin ölümüne neden olan madendeki facianın ardından mahkeme süreci devam ediyor. Bu davayı yakından takip ediyorum. Çünkü Soma'daki maden kazasında hayatını kaybeden işçilerden 116'sının kimi halen anne karnında olan 232 çocuğu yetim kaldı. Bu yetim çocukların davasını duyarlı biri olarak bende üstleniyorum.
 
Dile kolay...
 
232 çocuğu yetim bırakan bir kaza!
 
Şehit olan 181 maden işçisinden 22'si evleneli henüz birkaç ay olmuş...
 
Şehit olan maden işçilerinden 38'inin anne babası ise evlatlarının mürüvetlerini göremedi.
 
Türkiye'de bu ve buna benzer kazaların bir istatistik araştırması yaptım.
 
1941 yılından bugüne kadar Türkiye'nin birçok bölgesinde yer alan kömür ve diğer maden ocaklarında yaşanan, pek çoğu grizu patlaması, göçük ve yangından kaynaklı olmak üzere iş kazalarında 3 binden fazla işçi hayatını kaybetmiş...
 
Bu kazalarda 100 bini aşkın kişi ise yaralanmış...
 
Yine Zonguldak Armutçuk'ta 7 Mart 1983'te meydana gelen grizu patlamasında 103 maden işçisi hayatını kaybetmiş...
 
1941 yılından günümüze peki ne değişmiş?
 
Hiçbir şey...
 
Ölenler toprağa, maden sahipleri ise köşklerinde keyif çatmakta...
 
Bu kazalardan sonra bir önceki yazımda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın adeta maden ocaklarına OHAL getirecek 7 maddelik çözüm paketini yazmıştım. Hayata geçerse bu ölümler bitecek...
 
Gelelim SOMA faciasında firmanın sahibi hakkında bilmediklerinize...
 
Öyle bir oyun çevirilmiş ki neredeyse bu şahıs kendisini aklamak için her türlü yasal zeminini hazırlamış...
 
Bu şirketin tüm yetkileri şirketin müdüründe olduğuna dair yönetim kurulu kararı alınmış. Ancak şirkette en büyük pay Alp Gürkan'ın...
 
Nasıl mı?
 
Soma Kömür Anonim Şirketi isimli şirketin ortaklık yapısına bakıldığında Alp Gürkan'ın oğlu Can Gürkan'ın %25, Alp Gürkan'ın yüzde 17 bireysel hissesi görülüyor. Müzeyyen Nazlı Asafrana isimli şahsın ise yüzde 5, Soma Kömür AŞ'de İsmet Kasapoğlu ve İsmail Hakkı Kalkavan isimli şahısların da küçük çapta yani yüzde 1'in bile altında hissedar olduğu görülüyor.
 
Şirketin en büyük ortağı ise %53 pay ile Tilaga Madencilik Anonim Şirketi.Alp Gürkan'ın Tilaga Madencilik'deki yüzde 53 payı da hesaba katılınca, kendisinin Soma Kömür AŞ'deki toplam payı yüzde 44'e çıktığı netleşiyor. Oğlu Can Gürkan'ın Tilaga'daki payı ise yüzde 1'in bile altında...
 
Durum böyle olunca Soma Kömür AŞ'nin en büyük ortağı Alp Gürkan olarak karşımıza çıkıyor. Ve Soma Kömür 2011'de zarar 2012'de kar etmiş görünüyor.
 
Daha önemli ayrıntılara gelelim.

SOMA şirketinin 3 yönetim kurulu üyesi şu anda resmi kayıtlarda görülüyor...

Bu isimler;
-Alp Gürkan'ın oğlu Can Gürkan
-Ramazan Doğru
-Mustafa Yiğit...
 
İlginçtir ki şirketin Yönetim Kurulu Üyeleri bu yıl Ocak ayında değişmiş...
 
Ocak ayından önce Yönetim Kurulu Üyeleri Alp Gürkan, Can Gürkan ve İsmet Kasapoğlu'ndan oluşuyor...

Daha da derine indiğimizde kayıtlara göre bu şirketin iş ve işçi sağlığı, bu konuda tedbirlerin alınması, iş kazalarından doğacak hukuki ve cezai sorumluluklar şirket Yönetim Kurulu üyesi Ramazan Doğru'ya Ocak ayında verilmiş...
 
Şirketin maden hukuku kapsamında çevre hukuku kapsamındaki tek hukuki ve cezai sorumlusu olarak da Ramazan Doğru şerhi düşülmüş...
 
Mali mevzuat ve vergi hukuku kapsamında doğabilecek hukuki ve cezai sorumluluk ise Mustafa Yiğit'e verilmiş...
 
Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'a yani Alp Gürkan'ın oğluna kalan herhangi bir sorumluluk resmi kayıtlarda görünmüyor...
 
Şimdi haklı olarak soruyorum!
 
Bu işte bir sabotaj var mı?
 
Ocak 2014'te Alp Gürkan ve Can Gürkan neden SOMA madende oluşabilecek bir kazanın önüne geçmek için bu tür yasal sorumluluklarını bırakmış...
 
Bu soruların tek bir cevabı var...
 
Bu işte bir iş var!
 

KAYNAK: AjansHaber