Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Ebeveynler, çocuklarının hızlı öğrenmesini isterler. Hızlı öğrensinler ki onlar kadar üzülmesinler, canları daha az yansın, mümkünse hiç ağlamadan, kalpleri kırılmadan büyüsün çocukları... Hızlı öğrenmenin en kısa yolu ebeveynlerinin deneyimlerini dinlemek değil midir? Onlar çoktan o yollardan geçmişlerdir. Bir sürü acı tecrübe sonucu hayatla ilgili, arkadaşlıkla, paylaşmakla, insanlara güvenmemekle ilgili anı biriktirmişlerdir. Ne güzel işte, çocuklarına bunları anlatacaklardır, onlar da o anılardan “ders çıkartacaklardır.” Böylece büyüklerinin düştükleri hatalara düşmeyeceklerdir. Bundan güzel bir imkân olabilir midir? Ama işler böyle mi yürür? Hayır! Ah o çocuklar! Hiç dinlemezler ki… Özellikle 10-11 yaşlarından sonra büyükler ne zaman nasihat vermeye kalksalar koşarak uzaklaşırlar o ortamdan. Hiç kıymet bilmezler. Hiç dinlemezler. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz? O halde bir an önce bu yoldan çıkalım ve sizi istediğiniz yöne götürecek bir sokağa sapalım. 

'GEÇMIŞTE YAŞADIKLARIMI HIÇ DINLEMEK ISTEMIYOR KI!'

 Çocuklar için ebeveynlerinin onlarının yaşlarındaki tecrübelerini anlattıkları zamanlar çoğunlukla sıkıcı konuşmalara dönüşür. Çünkü ebeveynleri onlara olacakları önceden söyler. Bu da bütün büyüyü bozar. Kim okuduğu kitabın sonunu anlatan biriyle konuşmak ister ki? Eğer “Bu işin sonunda böyle böyle olacak” diyorsanız, ona ulaşmanız oldukça zordur. Çünkü en temelde her birey kendi deneyiminin kendine özel olduğuna inanır. Bu nedenle başkasının başına gelen onun başına gelmeyecektir. Özellikle ön ergenlik ve ergenlik dönemlerinde bu inanış çok daha yüksektir. 




BIR ERGENI ŞAŞIRTMANIN EN KOLAY YOLU: DUYGULARINIZDAN BAHSEDIN “Senin yaşındayken” veya “Bizim zamanımızda” gibi ifadelerle cümleye başlamak maça 1-0 yenik başlamak gibidir. “Biliyor musun, ben 13 yaşındayken sınıfta çok sevdiğim bir arkadaşım taşınmıştı. Ondan ayrılmak benim için çok zor olmuştu. Kendimi çok yalnız ve çaresiz hissetmiştim” gibi duygularınızı ifade eden cümleler iletişim kanallarının açılmasına yardımcı olur. “Çok uzun süre yaşadığım acı geçmeyecek gibiydi. Kalbim çok acıyordu” demeniz onun da kendini açmasına yardımcı olabilir. Anlaşıldığını hissetmesini sağlayabilir. Anlaşıldığını hisseden çocuğunuz, verdiğiniz öğüdü veya hayat dersini duymaya her zaman daha açık olacaktır.