1. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nca 13 gün içinde, 10 Nisan'da rapor verildi. Bir profesör, bir doçent ve bir doktor oybirliğiyle rapor hazırladı. Rapor, aynı gün 10 Nisan'da yazıyla e-imzalı olarak Görele Başsavcılığı'na iletildi. Raporun sonuç bölümünde şöyle denildi:

‘SUNDURMAYA ÇARPMADAN DÜŞEBİLİR'

"Dosyada kayıtlı bilgiler, olay yeri inceleme bulguları, çocuğun yaralı olarak bulunduğu ortam, bulunuş şekli, ölü muayene ve otopsisinde tespit edilen, çocuğun ölümüne neden olan travmatik değişimlerin lokalizasyonları, özellikleri ve ağırlıkları, her iki ayakta yumuşak dokularda yırtıklar olması, ayak topuk kemik kırıkları bulunması, vücudun diğer bölgelerinde tespit edilen kırıkların özellikleri itibarıyla ayaklar üzerine yüksekten düşmeye bağlı spesifik bulgular olması dikkate alındığında; Tamamının olay yeri inceleme raporunda özellikleri belirtilen apartmanın çatısından düşmekle husullerinin mümkün olduğu, sorulduğu üzere apartmanın çatısından koşarak aşağıya atlaması durumunda söz konusu sundurmaya çarpmadan düşebileceği, ölümünün trafik kazasına bağlı olmadığı oy birliğiyle mütalaa olunur."

AVUKAT: SKANDAL RAPOR

Vatan ailesinin avukatı Emel Bodur Kılıç rapora ilişkin olarak, "Bu rapor bir skandaldır ve hukuk rezaletidir. Kabul etmiyoruz. Yüksek Sağlık Şûrası'na başvuracağız. Çatıdan düşmüş olabilme ihtimalini de kabul etmiyorum. Bu olay cinayet ve örtbas edilmeye çalışılıyor. O çocuk o çatıya hiç çıkmadı. İntihar da yok" dedi.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ali Rıza Tümer imzalı, 13 Eylül 2018 tarihli raporda ise, "Ölü muayene tutanağı ve otopsi raporunda belirtilen bulguların trafik kazasına bağlı çarpma sonucu meydana gelmiş olabileceği" değerlendirmesi yapılmıştı.