Adana'da yeni tip koronavirüs (Covid1-19) önlemleri kapsamında maske takmayan bir vatandaşa para cezası kesildi. Vatandaş konuyu yargıya taşıdı. Adana 6. Sulh Ceza Hakimliği de verdiği kararla cezayı iptal etti. Mahkemenin kararında şu ifadeler yer aldı: İdari yaptırım kararının 1593 sayılı kanunun 294/2 maddesi uyarınca mahalli mülki amir tarafından verilmesi gerektiği, bu itibarla idari yaptırım kararının hukuka aykırı olduğuna kanaatine varılmıştır



EMNİYETTEN AÇIKLAMA: USUL EKSİKLİĞİ

Öte yandan Emniyet Genel Müdürlüğü, Adana 6. Sulh Ceza Hakimliği'nin iptaline karar verdiği ceza ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Mahkeme tarafından iptal edilen habere konu karar incelendiğinde; idari yaptırım karar tutanağının mülki amire onaylatılması sonrasında kişiye tebliğ edilmesi gerekirken, tutanağın mülki amire onaylatılmadan ilgiliye tebliğ edilerek, teslim edildiği ve bu şekilde mahkemeye taşındığı anlaşılmıştır" denildi.



"PERSONEL KONUYLA İLGİLİ UYARILDI"

Emniyet'in açıklamasında şu ifadelere yer verilmişti: 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 22. Maddesinde sayılan “Kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda açıkça gösterilen idarî kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir.” hükmü ile 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 294. Maddesinde sayılan “Bu Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından verilir.” Hükmü doğrultusunda Koronavirüs’ün (Covid-19) Türkiye’de yayılmasını engellemek amacıyla alınan tedbirlere aykırı davrananlara idari yaptırım uygulanması hususunda mahkeme tarafından iptal edilen habere konu karar incelendiğinde; idari yaptırım karar tutanağının mülki amire onaylatılması sonrasında kişiye tebliğ edilmesi gerekirken, tutanağın mülki amire onaylatılmadan ilgiliye tebliğ edilerek, teslim edildiği ve bu şekilde mahkemeye taşındığı anlaşılmıştır. Bu tür usul eksikliklerinin yapılmaması konusunda tüm personel uyarılmıştır.



"POLİS YETKİSİNİ KULLANMAYA DEVAM EDECEK"

Açıklamada ayrıca "Yapılan bu usul olarak yanlış işlem münferit bir işlem olup bağlayıcılık yönünden usule uygun diğer işlemleri kapsamamaktadır. Bu ve benzeri konularda polisin tutanak düzenleme yetkisi vardır. Bundan böyle de bu yetkisini kullanacaktır". denildi.

HUKUKÇULAR NE DİYOR?

Gerek Adana 6. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararı ve gerekse Emniyet Genel Müdürlüğü'nün açıklaması kafalarda soru işaretlerine yol açtı. Peki konuyla ilgili olarak hukukçuların değerlendirilmesi nasıl? Habertürk'ten Emrah Doğru, konuyu hukukçulara sordu.

İşte hukukçuların konu ile ilgili değerlendirmeleri

AV. REZAN EPÖZDEMİR: MAHKEME KARARI ÇOK NET

Av. Dr. Rezan Epözdemir:” Öncelikle bu defa Suç Ceza Hakimliğinin verdiği nihai ve kesin bir karar.Baktığımız zaman bu karar hukuka uygun bir karar bu çok net. Çünkü 1593 sayılı umumi hıfzıssıhha kanunu 294'üncü maddesinin 2'nci fıkrası bu kanunda yazılı olan idari para cezalarının mahalli mülkiye amiri tarafından verileceği belirtilmiş.Yani bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbir ve önlemlere aykırı davranıldığında umumi hıfzıssıhha kanunu uyarınca kesilecek olan idari para cezalarını vermeye ehil olan yetki bakımından ehil olan kurum mülkiye amirliktir.Kolluğun idari para cezası verme yetkisi umumi hıfzıssıhha kanunu kapsamında söz konusu değildir.



"KOLLUĞUN İDARİ PARA CEZASI VERME YETKİSİ YOK"

Dolayısıyla idari para cezasını kolluğun verme yetkisi yoktur. Yetki mülkiye amirliktedir. Bu konuda umumi hıfzıssıhha kanunu ve kabahatler kanunu açıktır.Dolayısyla suç ceza hakimliği bu idari para cezasına yapılan itiraz üzerine bu idari para cezası kaldırılmış, bu karara karşıda istinaf kanun yolu kapalı olduğundan nihai kesin bir şekilde kararını vermiştir. Bu karar tabiki bir ilk derece mahkemesi kararı olmasına rağmen bir perspektif ortaya koyduğundan sonrasında da emniyetten bu minvalde bir açıklama yapıldığında aslında kolluğun böyle bir idari para cezası umumi hıfzıssıhha kanunu kapsamında vermeye ehil olmaması hasebiyle vermeye ehil olmadığı kanunda açıkça yazılı olduğundan tabiki emsal mahiyette bir karar olur. Yargıtay'a gitmeye gerek yok. Ödenilen para cezası şayet ödenmişse iadesi talep edilecek ödenmemişse de zaten kaldırma kararıyla birlikte kalkmış olacak. Böyle idari para cezalarını 15 gün içerisinde itiraz etmeksizin ödeyenler 3/4'ünü ödüyor, itiraz söz konusuysa itiraz üzerine kaldırılırsa zaten ödeme gerçekleşmiyor, bu şekilde mağduriyet giderilmiş oluyor.



"ÖDEYENLER PARANIN İADESİNİ TALEP EDEBİLİR"

Daha önce ödeyenler bakımından ne olur meselesine gelirsek; kanunda bir yetki devri yok. Mülki amirlik kollar böyle bir yetki devretmemiş kanundan kaynaklanan yetkisini bunun için üstlere duyurulması lazım sınırlarının ne olduğu açıkça belirlenmesi lazım ve mutlaka aleniyet kesp etmesi lazım bildiğimiz kadarıyla mülkiye amirlerde kollar böyle bir yetki devri yapmadılar.Nitekim Danıştay'ında 8.dairesinin kararı bu doğrultuda dolayısıyla burada bir yetki devrinin varlığından bahsedilemez. Ödeyenler bakımından bunun hukuka aykırı olduğundan bahisli iadesi idareden talep edilebilir. İdare şayet bunu iade etmezse idari yargıda bir dava ikame edilebilir.

AVUKAT GÖRKEM GÖKÇE: POLİS SADECE TUTANAK TUTABİLİR

Sulh ceza hakimliğinin kararında özetle; idare hukukunun temel ilkelerinden biri olan “yetki genişliği” ilkesi gereğince bakanlıkların nam ve hesabına ilde valinin, ilçede ise kaymakamın karar alarak işlem yapabileceği, zira vali ve kaymakamın sorumlu olduğu sınırları başkent adına yönettiği belirtiliyor. Bununla beraber ilde valinin, ilçede ise kaymakamın bakanlıklar adına yapabileceği işlemler yine idare hukukunun temel ilkelerinden biri olan “yetki devri” ile bir memura devredilebilir. Olayda ise ilde vali, ilçede kaymakamın yetki genişliği ilkesi gereği bakanlıklar adına bu konuda işlem kurma yetkisi, polise yetki devri ile devredilmediği gibi, şayet bir devir durumu söz konusu olsa idi dahi, bu durum hukuk mantığı açısından kabul edilemezdi. Çünkü bürokraside hiçbir karar tek seferde ve bir elden alınmamalıdır. İdari işlemler önce hazırlık aşamasından geçerek bürokrasi sürecinde ilerlemeli ve akabinde nihai bir karar alınmalıdır. Örneğin bir kaçak inşaat tespit edildiğinde bir tutanak tutuluyor ve bu tutanak idari üstlere iletiyor, nihayetinde ise belediye adına belediye encümeni durumu değerlendirip bir idari yaptırım ve ceza uyguluyorsa, somut olayda da polis, ancak tutanağını tutarak hukuka aykırılığı belgelendirdikten sonra durumu idari üstlerine iletebilirdi. Akabinde illerde valilerin, ilçelerde kaymakamların yetki devri yolu ile yetkilendireceği memurlar bu tutanakları inceleyerek idari otorite adına cezai ve icrai işlemi gerçekleştirebilirdi. Somut olayda bürokrasi silsilesi koptuğu ve idare hukuku ilkelerine riayet edilmediği için kararın makul ve hukuk mantığına uygun olduğu söylenebilir.



"SULH CEZA MAHKEMESİNİN KARARLARI KESİNDİR"

Ayrıca bu karar, benzer nitelikteki olaylar için de emsal teşkil edebilecektir. Ancak bu kararın, diğer mahkemeler ve olaylar bakımından bağlayıcı olmadığını da vurgulamak gerekir. İdari para cezalarına karşı itiraz süresi idari para cezasının ilgili kişiye tebliğinden, yani para cezasına dair yaptırım kararının kişinin eline ulaşmasından itibaren başlamaktadır. Ayrı bir düzenleme bulunmuyorsa genel itiraz süresinin 15 gün olduğunu söylemek mümkün. İdari para cezalarına karşı sulh ceza hakimliği nezdinde başvuru yolu açık olsa da, sulh ceza hakimliği tarafından verilen kararlar kesin niteliktedir. Yani bu kararlara karşı itiraz yoluna başvurmak kanunen mümkün gözükmemektedir. Ancak bu ve bunun gibi kesin kararlar bakımından olağanüstü kanun yoluna gidilebilmesi gerektiği kanısındayım. Zira benzer nitelikteki olaylara ilişkin olarak birbiriyle çelişen uygulamaların olması, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacaktır.



"KİŞİ BİR TARAFTAN ÖDEYİP DİĞER YANDAN İTİRAZ EDEBİLİR"

İdari yaptırıma süresi içerisinde itiraz edilmediğinde, yaptırım kesinleşmektedir. Diğer bir kesinleşme yolu ile yapılan itirazın reddedilmesi halidir. İdari para cezasının peşin ödenmesi halinde, cezanın 1/4’ü oranında indirim yapılmaktadır. Erken ödeme yapmak isteyen kişinin, cezanın kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde cezayı ödemesi gerekir. Cezanın erken ödenmesi, cezaya itiraz edilmesine engel değildir. Kişi bir taraftan cezayı öderken, diğer taraftan cezaya itiraz edebilir.

"EMNİYET İDARİ BİR İŞLEM YAPABİLİR"

Belirtmek gerekir ki verilen bu karar geriye dönük olarak işletilemeyeceğinden, ilgili cezalara itiraz etmeyenler için herhangi bir etki doğurmayacaktır. Ama bu demek değil ki hiç çözümü yok. İşlemi tesis eden idare, yani emniyet müdürlüğü; idari bir işlem yapabilir ve bu idari işlemle, “Bu gibi usul eksiklikleri olan bütün cezaları iptal ediyorum, yalnızca mülki amirin onayladıkları geçerlidir” diyebilir. Son gelişmeler ışığında Emniyet Genel Müdürlüğünden maske cezalarına ilişkin açıklama geldi. Buna göre, kararın emsal teşkil etmeyeceği, yalnızca bu cezanın amirlere onaylatılmadığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün beyanları arasında.



"CEZALARIN DOĞRUDAN İADESİ SÖZKONUSU DEĞİL"

Vatandaşlar tarafından itiraz edilmeksizin yahut itiraz başvuruları reddedildikten sonra kesinleşen kararlara istinaden ödenen para cezalarının idareden; “emsal” olarak gösterilebilecek bu karara göre talep edilmesi ise ayrıca değerlendirilmesi gereken bir idari başvuru ve süreci gerektirmektedir. Diğer bir deyişle, başka bir olaya istinaden verilen bu kararın örnek gösterilmesiyle; daha önce ödenen idari para cezalarının doğrudan vatandaşa iadesi söz konusu olmayacaktır. Ancak ne olur? Emniyet Genel Müdürlüğü maske cezaları yönünden bir karar alabilir ve incelemeler yaparak mülki amir onayı olmaksızın tebliğ edilmiş işlemleri iptal edip, bu kararları tekrar ilgililere tebliğ edebilir. Fakat bunun gerçekçi olmadığı açık.

"DAYANAK KARARLAR İPTAL EDİLİRSE İADE SAĞLANABİLİR"

Diğer yandan yine bugün, Emniyet Genel Müdürlüğünün beyanları arasında geçmişe yönelik bir çözüm yer almıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından geleceğe yönelik bir bildirimde bulunuldu ve bundan sonra ceza kesilirken mülki amire onaylatılacağı bildirildi. Kısacası, geçmişte idari yaptırım kararına itiraz etmeyenlere ve para cezasını ödeyenlere “geçmiş olsun” demek kalıyor. Meclisin gerekli görmesi halinde; verilen bu karar ışığında kanun çıkarılıp “Şu tarihleri kapsayan tüm maske cezaları iptal olsun.” denilebilir. Ödeme yapanlar için ise; dayanak kararlar iptal edilerek yapılan ödemelerin iadesi bu yolla sağlanabilir.”

AVUKAT ELİF CANBAZ: DAVA AÇMADAN İADE OLMAZ

Karar emsal niteliğinde sayılır,sokağa çıkma yasağı maske takma zorunluluğu vs gibi idari para cezalarinda kolluk keyfi uygulama yapamaz bu kapsamda. Mahkeme salgın boyunca polisin kestiği cezaların hukuka aykırı olduğunu idari yaptirimin sadece mülki idari amir tarafından uygulanabilecegini ortaya koymuştur dolayisiyla idari işlem işlemi yapan kişi bakımından yani yetki bakımından sakat sayilmistir ve iptal gerekçesi de budur. Dava açmadan para iadesi olmaz sulh ceza mahkemesinden ceza tutanaginin iptali kararı alınması gerekecektir

"POLİSİN SADECE TESPİT TUTANAĞI YETKİSİ VAR"

Cezanin iptali icin 15 gün icinde sulh ceza hakimligine basvurulmalidir, tutanağın iptali karari alindiktan sonra illk olarak ya kararı alınır icra takibine koyulur ve tebligat çıkarılır, bu sekilde Kurum ödemeyi dosyaya yapar ancak devlet aleyhine haciz ve muhafaza işlemi bu icra takibinde yapılamaz. Diğer bir durum ise su sekilde olur sulh cezadan alınan tutanagin iptali kararı ve ödeme dekontu alınır kişi bağlı bulunduğu vergi dairesine müracaat ederek ödediği cezanın hesap numarasına iadesini isteyebilecektir. Talepte bulunmayanlara iade yapılmaz bu hususta ceza tutanağı iptal ettirilmeli, iptal kararı sulh cezadan alınacaktır. Polisin sadece tespit tutanağı tutma yetkisi var idari yaptırım uygulayamaz.”