Panik atak anında bireyler oldukça zor durumda kalabiliyor. Bazı kişiler tüm yaşamını bu ataklardan kaçınma planlarını düşünerek hayat rutinlerini bu planlara uygun şekilde dizayn etseler de panik ataklardan kurtulmak yerine sıklaşan atakları görüyoruz. Çünkü panik atakta yoğun yaşanan, “Kalp krizi geçiyorum, deliriyorum ya da bayılacağım ve kimseden yardım alamayacağım, kontrolü kaybediyorum” düşüncelerinden kaçmaya çalışmak atağa biraz daha bizi yakınlaştırıyor. Özellikle panik atakta bayılma hissi geldiğinde,  kişiler kendilerini yoğun, çaresiz ve sona gelmiş gibi hissedebiliyor. Oysa beyin sadece yanlış alarm veriyor ve buna inanıyoruz.

Öncellikle her heyecanı ve sıkıntıyı panik atak diye adlandırmak heyecanlı, tedirgin kişilik yapımızı bile panik atak olarak algılamaya yol açıyor. Oysa panik bozukluk ve panik atakları; heyecan, kaygı, stres olarak açıklayamayız. İlk olarak panik bozukluğun ve panik atağın ayrı şeyler olduğunu bilmemiz gerekiyor.  Panik bozukluk, beynimizde nöron adı verilen sinir hücrelerinden salgılanan, heyecan ve duygusal yaşantılarımızı düzenleyen bazı beyin hormonlarının anormal çalışması sonucu oluşmaktadır. Ayrıca panik bozukluk, günlük yaşantımızda yaptığımız bazı davranışlarımızın sonucunda ortaya çıkan, tamamen “doğal ve zararsız” olan çarpıntı, terleme, nefes sıkışıklığı ya da baş dönmesi gibi bedensel belirtilerin,  hasta tarafından kötü bir hastalığın belirtileri olarak değerlendirilmesi ve bunun sonucunda da “Kalp krizi geçiriyorum, öleceğim”, “Çıldırıyorum”, “Felç olacağım” şeklinde yanlış yorumlanması ile oluşur. Yani yanlış inanç sistemi ve deneyimler, olumsuz yaşantıların bir ürünüdür.

Panik bozukluk aylarca hatta yıllarca sürebilirken bu bozukluğa sahip kişilerin atak geçirmesi yani alarma geçilen ve fiziksel sıkıntıları hissettiğimiz kısa anlar ise panik atak anlarıdır. Maksimum10 dakikada zirveye ulaşan bu anlar sanki bize saatlerce sürüyormuş gibi hissettirir. Fiziksel olarak hissettiğiniz belirtiler ne kadar gerçekçi olsa da olumsuz düşünceler amaca hizmet etmeyecektir. Kalp krizi geçirmek ya da aklınızı kaybetmek, bayılmak bu kadar kolay değildir. Panik atakta genellikle bayılacağım ve bayılıyorum hissiyatı yaşanırken çoğunlukla bayılma olmaz. Sadece bayılacağım ve kontrolümü kaybedeceğim düşüncesi ile o anı yaşamak üzereymiş gibi tepki verilir.

Panik bozukluk tanısı için ise sadece bayılma hissi değil birçok maddenin belirli süre bir arada görülmesi gerekir. Aşağıdaki maddelerden en 4 ve üzeri görülmesi panik bozukluk işareti olmaktadır:

-Göğüs ağrısı / Göğüste sıkışma
-Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması
-Terleme, nefes darlığı / boğulur gibi olma
-Soluğun kesilmesi
-Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek ya da bayılacak gibi olma
-Uyuşma ya da karıncalanma
-Üşüme, ürperme, ateş basması
-Bulantı ya da karın ağrısı
-Titreme ya da sarsılma
-Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme
-Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu
-Ölüm korkusu

Belirtiler ne kadar yorumsal olarak düşüncelerinize uyum sağlasa da bunlar panik bozukluk tanısının işaretleri olabilir. Bunun için doğru teşhis oldukça önemlidir. Sonrasında ise psikolojik destek alarak yanlış algıları düzeltmek ve baş etme yöntemlerini genişletmek mümkündür.

Panik atak anlarında gelen bayılma hissini önlemek için ise kişi sokağa çıkmayarak genellikle evinde güvenli alanında ve güvendiği kişiyle kalarak bu durumu engellemeye çalışır. Bu aslında kaçınmadır. Panik ataktan kaçındıkça ataklar yok olmaz. Kaçınma, beklenti anksiyetesi dediğimiz “Atak geçirecek miyim, ne zaman gelecek” gibi düşünceleri yoğunlaştırarak panik atağı unutturmaz. Bayılma hissi gelen anlarda imkanı varsa kişinin uzanabileceği bir ortama geçmesi, yanında su ve kolonya taşıması beyninizin verdiği yanlış alarmın sesinin azalmasına yardımcı olabilir. Ancak kişi bunun için eve kapanması çözüm değildir. Beynin “Evden çıkmazsan atak gelmez” diye koşullama yapması sağlıklı değildir. Ayrıca atak günlüğü tutulması önemlidir. Panik atakların nerede ne zaman ve hangi olay sonrası ortaya çıktığı gibi bilgileri içeren bir günlük tutulmasıyla farkındalık kazanılabilir. Ancak panik ataklardan kurtulmak için düzenli terapi alınması, yanlış inanış ve düşüncelerin çalışılması gerekmektedir.