AK Parti'li Mehmet Özhaseki, DHA muhabirine yaptığı açıklamada, koronavirüs salgınının sona ermesiyle ülkelerde pek çok şeyin değişeceğini, ekonomide ise bazı fırsatların doğduğunu bildirdi. Özhaseki, "Bu son dönemde iki sözcük öne çıktı. Biri 'belirsizlik' sözcüğü. Millet, 'ben bilmem, mikrop bilir' diyor. Bir belirsizlik var. İkincisi de 'Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak'. Eskisi gibi olmayacak olan ne? Başta dünya düzeni değişecek gibi gözüküyor. Tek kutuplu, tek jandarmanın olduğu bir dünya düzeninden şimdi sanki çok kutuplu bir dünya düzenine gidiş var. Zaman içerisinde hepimiz göreceğiz. Ülkelerde de birçok şey değişecek. Ekonomik olarak bir sıkıntının olacağı, işsizlik sayısının artacağı, bunun insanlara yansımasının olacağını hepimiz biliyoruz. Ekonomide birtakım fırsatlar doğuyor. Bu fırsatları da değerlendirmek lazım. Tehditleri fırsata dönüştürme kabiliyeti olan ülkeler, bunu erken yakalayabilen ülkeler ayakta kalır. Türkiye üretim üssü olmaya çok müsait bir ülke. Bu durumu Cumhurbaşkanlığı'na raporlayan onlarca insan var" diye konuştu.    'DİKEY MİMARİNİN BAŞA BELA OLDUĞUNU HERKES GÖRDÜ'   AK Parti'li Özhaseki, tek katlı bahçeli evlerin fiyatlarının yüzde 25 artmasına ilişkin soru üzerine pandemi sürecinin, dikey mimarinin baş bela olduğunu herkese gösterdiğini söyledi. İnsanların kalabalıklardan kaçıp, bahçeli tek katlı evlere hücum etmesinin bir gösterge olduğunu kaydeden Özhaseki, şöyle konuştu:   "Çok sıkışık alanlardan, çevredeki uydu kentlere doğru, daha rahat yürüyüş yerleri olabilen, daha kaliteli yerlere doğru mutlaka bir giriş olur. Şehir merkezlerindeki sıkışık alanların parsellerinin çok değerli hali yavaş yavaş kaybolur. Bahçeli sosyal tesis evler, daha revaçta olur. Pandemi sürecinde bu dikey mimarinin başa bela olduğunu herkes gördü. Kalabalıklarla beraber yaşamanın nihayetinde bazı sıkıntıları doğuracağı görüldü. Bir de Türkiye deprem bölgesi, son 100 yıl içerisinde 6 üzerinde 60'a yakın deprem oldu. Bunlar yıkıcı depremler olarak geçiyor. Ölüm sayısı 83 bin. Yatay mimariye geçişin en önemli ayağı da bu. Cumhurbaşkanımız yatay mimari ısrarında ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıktı."    'TÜRKİYE İLE ACENTELER ANLAŞMALARA BAŞLADI'   AK Parti'li Özhaseki, sağlık turizminin başladığını anımsatarak, acentelerin Türkiye ile anlaşmalara başladığını kaydetti. İş insanı arkadaşının anlattıklarını aktaran Özhaseki, "Amerika'da sigortan yoksa hastaneye gidemezsin. Gidersen en az 2 bin dolar ödersin. Yatarsan gecelik 200 dolar. Önden depozito alıyorlar. Depozitoyu vermezsen seni içeri de almıyorlar, sokakta ölürsün. 'Nasıl geçiniyorsunuz, sigorta mı yaptırıyorsunuz' diye sordum. 'Sigortaya para veremeyiz' dediler. 'Tüm hastalıkları biriktiriyoruz, Türkiye'ye götürüyoruz' dediler. Türkiye böyle bir avantaja sahip. En çok saç ektirmek, gözlerine lazer yaptırmak, burun kaldırma gibi birçok estetik operasyonlar için geliyorlar. Uçaklar kalkıyor İstanbul'dan 200 kişilik grubu getiriyorlar, Kayseri'ye. Oradaki otele yerleştiriyorlar. Hem lazer tedavisi görüyorlar hem de Kapadokya'yı geziyor, Erciyes'e çıkıyorlar. Hem de çok uygun fiyata tedavi oluyorlar. Bunu Avrupa'da yaptırmak istese 3-4 bin dolarmış" dedi.    'ÇEVREYE SAYGILI PROJELERE ÖNEM VERİLMELİ'   Çevreye saygılı projelere önem verilmesi gerektiğine dikkat çeken Özhaseki, "Son seçimlerde gördük ki çok büyük yatırımlar ve hizmetler vatandaşlar tarafından kanıksandığı için vatandaş tarafından takdir hissi ile karşılık verilmiyor. Devasa yatırımlar yapılıyor. Vatandaş, 'Devletin işi değil mi bu zaten?' diyor. Vatandaşlar AK Parti dönemiyle adeta hizmete doydu. Vatandaşlar insana dokunan, çevreye saygılı projelere önem veriyor. 'Ben acayip yatırımlar yapacağım' diye ortaya çıkıp da milyonlarca dolar belediyelerini borçlandırmasınlar. Yıllarca belediye başkanlığı yapmış biri olarak söylüyorum. Bu tür hizmetlere yönelsinler. Yeni dönemde toplu taşımacılık da bunlardan birisi. Kamu hizmeti olarak görüp, sübvanse etmeleri gerekir. Filolarını güçlendirmesi lazım. Halk otobüslerini öne çıkarmışsa desteklemesi lazım. Son dönemde İller Bankası'ndan 1 milyar belediyelere yardım için fon ayrıldı. Pandemi sürecinde maaş ödemekte zorlanan belediyelere destek veriyorlar" diye konuştu.    'BELEDİYELERİMİZ İYİ GÖRÜNÜYOR'   Belediyeleri 'birinci', 'ikinci' ilan eden anket firmaları olduğunu belirten Özhaseki, bunların hepsinin 'uyduruk' olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:   "Aldıkları paraya göre birinci ilan edilen belediyeler var, anket firmalarının ortaya koydukları anketler var. Biz kendimizi kandırma anketi yapmıyoruz. Bizim anketler doğruları görmek adına, yanlışlık varsa mani olmak adına, kötü gidişat varsa el koymak adına, iyi yapan arkadaşlarımızı da sırtını sıvazlamak ve yönlendirmek adına yaptığımız anketler. Büyükşehirlerin hepsini içeren bir anket çıktı. Çok şükür belediyelerimiz iyi görünüyor. Seçimlerden bu yana 1 sene geçtiği için belediye başkanını nasıl bulduklarını sorarak performansını değerlendiriyoruz. Pandemi sürecinde neler yaptığını sorduk. Partiye oy verip vermeyeceğini ve bu belediye başkanı yeniden aday olursa oy verip vermeyeceklerini soruyoruz. İkinci ankette bundan sonra il il çıkan anket sonucuna göre vatandaşla daha derin tahlil anketleri başlayacak. Bizim başkanlarımız ne söylemişlerse yapıyorlar. Vefa gruplarıyla müthiş uyumlu şekilde çalışmalar yaptılar. Başarı oranı çok yüksek."   'HALA AĞLAMAYA DEVAM EDİYORLAR'   Belediye meclis üyelerinin asla hizmetleri engellemek gibi anlayış olmadığını vurgulayan Mehmet Özhaseki, "Bizim meclis üyelerine talimatımız, 'Hayırlı bir şey geldiğinde asla yok demeyin, eğer size ip atlatmaya çalışıyorlarsa ip de atlamayın'. Asla engellemek gibi bir anlayışımız yok. Mağdur edebiyatının tuttuğunu gördüler, hala ağlamaya devam ediyorlar. Sen başkan oldun arkadaş; ağlama, iş yap. Başkasına da suç bulma. Sendikalardan sayıyı aldım. 12 bin kişi seçimlerden sonra işten atılmış. İstanbul'da 5-6 bin kişi sadece. 6 bin kişinin ne günahı vardı? Sonra el altından adam almaya başladılar, yazık" dedi.