Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

OTİZMDEKİ ARTIŞIN SEBEPLERİ NELER? 

Psikiyatrideki bütün bozukluklar hem genetik hem de çevreseldir. Otizm de öyle. Genetik dediğimiz zaman aileler ‘Ama bizim ailemizde kimsede otizm yok ki’ diye yanıt veriyor. Oysa genetik dediğimiz şey anne veya babada olacak ve ondan geçecek anlamına gelmiyor. Bir bozukluğun genetik olması şöyle açıklanıyor: Tek yumurta ikizleriyle çift yumurta ikizleri karşılaştırılıyor. Tek yumurta ikizlerinin birinde otizm varsa diğerinde olma sıklığına bakıyorsunuz. Çünkü tek yumurta ikizlerinde bütün genler yüzde 100 aynı. Çift yumurta ikizlerinde ise yüzde 50 aynı gen var. Sonra ikisini karşılaştırıyorsunuz. Bu çalışmalar, tek yumurta ikizinizde otizm olduğunda sizde olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu gösteriyor. İkiz seçilmesinin nedeni aynı ortamda büyümeleri yani çevresel etkenlerin aynı olması. 

ÇEVRESEL ETKENLER NELER?

Öncelikle otizmin aşıyla ilgili olmadığını söylemek lazım. Tıp dünyasında en iyi bilinen konulardan biri bu. Çok büyük çalışmalar yapıldı, milyonlarca çocuk incelendikten sonra otizmin aşıyla ilgili olmadığı artık net. Çevresel faktörlere gelince... Çevre ana rahminde başlıyor. Gebelikte annenin geçirdiği enfeksiyonların ilişkili olabileceğini düşündüren çalışmalar var. Yine doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması gibi doğumla ilgili olduğunu düşündüren etkenlerden söz ediliyor. Ama doğumda oksijensiz kalmak, dikkat eksikliği, hiperaktivite, öğrenme güçlüğü gibi sorunlara da yol açıyor. Bir de ileri baba yaşının otizmin çıkmasında etkili olduğunu gösteren araştırmalar dikkat çekici. İleri anne yaşı da etkili ama ileri baba yaşı daha etkili. Yine fenilketonüri gibi genetik hastalığı olanlarda otizm daha sık görülüyor. Dolayısıyla durum biraz karışık. Normalde otizmli çocuklarda açıklanabilir bir sebep bulma ihtimaliniz en fazla yüzde 10 civarında. Daha ileri genetik analizler yaptırırsanız bu oran yüzde 30’lara çıkabilir. Ama otizm vakalarının en az yüzde 90’ınında bir sebep bulamazsınız. 

HAVA KİRLİLİĞİ, KATKI MADDELERİ SORUMLU OLABİLİR Mİ?

 Bunlar konuşulan ama net kanıtlanmış etkenler değil. Mesela tüp bebekle ilişkili olabileceği, annenin kullandığı ilaçlarla ilişkili söyleyen araştırmalar var. Ama ‘Sebep tam da budur’ diyebileceğimiz bir durum yok.

İLAÇ TEDAVİSİ YOK MU?

Ana belirtilere yönelik özel eğitim dışında bir tedavi yok. Ama davranış sorunları gibi yan belirtilere yönelik var. Bu çocuklarda her türlü öğrenme sorunu, dikkat problemi, hiperaktivite, kendine ve etrafına zarar verme, biraz daha büyüdüğünde kaygı, depresyon görülebilir. Bunların hepsi ilaç tedavilerine yanıt verir. Ama sosyal ilişki, iletişim sorunları gibi ana belirtilere yanıt vermiyor.