Milliyet Gazetesi'nden Özay Şendir'in, "Orada Dur Bakalım Biraz Abla!" başlıklı yazısı şöyle: 
"Bizim magazin haberi sandığımız şeylerin çoğu bir dram barındırıyor aslında. Bir çocuk düşünün önce... Tuvalet sorunu yokken, altına kaçırmaya başlıyor. Yumuşak huylu bir çocukken giderek daha saldırgan hale geliyor.
Öyle günlerden birisinde okul müdürü çocukla odasında konuşur, küçük çocuk, “Eve bu kakalı kıyafetimle gidersem annem beni döver” der. Okul müdürü anneye miniği pedagoga götürmesini önerir, anne, “Biz pedagogla mı büyüdük, ben dövüyorum, söz dinlemezse siz de dövün” der. Anneye ısrarla çocuğunu dövmemesi tembih edilir, “Onu ben doğurdum, istediğimi yaparım” cevabı gelir. İş, çocuğun bir gün okula tornavidayla gelmesine, “Ben ölüp, cennete gideceğim, Allah’a annemi şikayet edeceğim” demesine kadar varır. Dedikodu değil bu yazdıklarım, bir ifade tutanağına geçmiş satırlar.
Olayları anlatan müdire hanım, zaman zaman çocuğun vücudundaki morluklardan da söz etmiş ifadesinde. Keşke ifade vermek için babanın şikayetini beklemese, morlukları gördüğü an hemen polise başvursa, Aile Bakanlığı’nı devreye sokmak aklına gelseymiş... Emre Aşık ve çekişmeli boşanma davasının diğer tarafı Yağmur Aşık haberleri, karşılıklı suçlamaları, magazin haberidir, itirazım yok. Ama işin içine çocuğa şiddet girdiğinde, konu artık magazin haberi değildir. 
Bu kadına, doğurmuş olmanın, çocuklara şiddet uygulama hakkı vermediğini öğretecek kimse var mı bu ülkede?"