Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

 YEMEK YEMEMEYI SEÇEBILIR MI?

 Kolaylıkla evet diye cevap verdiğimiz bu soru, hayat akıp giderken uygulamaya geçmekte en çok zorlandığımız yer olur. “Aç mı kaldı?”, “Doydu mu?”, “Yeteri kadar tavuk yedi mi?” diye diye her öğünün içinde endişelenecek bir madde bulabiliriz. Peki, ya bulmasak? Çocuklar, doğdukları andan itibaren bir bireydir ve her birey gibi seçim hakkı vardır. 10 günlük bir bebeğin diliyle memeyi ya da biberonu itmesi de bir seçimdir, beş yaşındaki çocuğun masaya oturduğunda bamya yemeyi istememesi de… 

KABUL, SÜRECI RAHATLATIR

 Çocuklar, hayatı öğrenirken deneme-yanılma yolunu sıklıkla kullanırlar. Etraflarındaki yetişkinleri duygularını ve davranışlarını takip ederler. Bu takip onların olanları yorumlamasına ve anlam kazandırmasına yardım eder. Öyle ki evde yoğurt yemeye direnen bir çocuğun okulda yoğurdu rahatlıkla yemesi mucize değildir. Okuldaki öğretmenlerin yoğurda yüklediği anlamın evde yüklenen anlam kadar büyük olmadığını fark eden çocuk, o tabaktaki yoğurdu “rahatlıkla” yer. Çocukların seçimlerini sakince karşılamak tabaklardaki yemeklerin bitmesine, kıyafetlerin hızlıca giyilmesine yardım eder. 

SENIN MESELEN BENIM MESELEM

 Yetişkinlerin gündemleri çocukların hayatında belirleyici bir role sahiptir. Onların doymayacağına dair korkularımız, üşüyebileceğine dair endişemiz ya da geç kalacağımıza dair telaşımızla çocuklara çeşitli mesajlar verebiliriz. Bu mesajlar aracılığıyla hiç fark etmeden kendi meselemizi onların meselesine dönüştürebiliriz. Şimdi soralım, o tabaktaki yemek kimin meselesi