Ankara'da saat 13.30'da başlayan 'eğitim' konulu Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklamalarda bulundu.

Konuşmasına Türkiye genelindeki illerden bazılarının isimlerini söyleyerek başlayan Koca, "Aziz milletim. Şehir şehir, sokak sokak, ev ev Türkiye, ülkemin dört bir yanı, ülkemin bütün insanı. Bugünleri sağlık içinde geride bırakma mücadelesini veren 83 milyon. Bir virüs dünyayı tehdit ediyor, 185 ülkede 8 milyara yakın insan her gün hastalığa yeni yakalananların ve kaybedilen insanların sayısını endişe içinde öğrenmeyi bekliyor." ifadelerini kullandı.

Korkunun büyük olduğunu söylemeye gerek olmadığının altını çizen Koca, şöyle devam etti:

"Bilim, bugün için büyük vaatlerde bulunamıyor. Bu, insan sağlığının yeni ve sırrı tam olarak çözülememiş bir düşmanı. Bu hastalığa karşı elimizde güçlü bir koz var, yakalanmamak. Pek çok hastalık bizim kontrolümüz dışında kalan faktörlerle gelişir. Durumu kabullenmemiz zor değil.

Koronavirüs karşısında ise biz irade sahibiyiz. Tokalaşıp tokalaşmamakta irade sahibiyiz, dostlarımızla bir araya gelip gelmemekte irade sahibiyiz, misafirliğe gidip gelmemekte irade sahibiyiz. Kalabalık içine girip girmemekte irade sahibiyiz, dışarı çıkıp çıkmamakta irade sahibiyiz. Temastan uzak durup durmamakta irade sahibiyiz. Temizliği virüse karşı kalkan gibi kullanmakta irade sahibiyiz. Koranavirüse karşı verdiğimiz mücadelenin başarısı tek tek bireylere, tek tek her birimize bağlıdır. Devlet bu mücadelede yaptırım gücü olan bir kılavuzdur. Mücadeleyi organize eden güçtür, uygulama bize bağlıdır."

"Bu mücadelede devletimiz güçlüdür"

Hiçbir sağlık kurumunun, hiçbir hekimin virüsün bulaşmasını önleyemeyeceğini vurgulayan Koca, "Bunu siz önleyebilirsiniz. Evinize çekilerek önleyebilirsiniz. Gerekli durumlarda maske takarak önleyebilirsiniz. Temastan kaçınarak önleyebilirsiniz. Bu mücadelede devletimiz güçlüdür. Benzer şartlardaki başka pek çok ülkeyle kıyaslanmayacak kadar güçlüdür. Bu güçle sonuç alacak olan varsa bizleriz." diye konuştu.

Gençlere de seslenen Koca, insan sayısının arttığı her ortamın riskin arttığı ortam olduğuna dikkati çeken Koca, büyük şehirlerde caddeler, meydanlar, kapalı mekanların sosyal mesafenin korunamadığı ortamlar olduğunun altını çizdi.

Bakan Koca, gençlerle bir ağabey olarak konuşmak istediğini dile getirerek, şu önerilerde bulundu:

"Risk altına giriyorsunuz. Belki hasta olmuyorsunuz ama öldürücü bir virüsün taşıyıcısı oluyorsunuz. Sabah sizi evden uğurlayanlar akşam neyle karşılaşacaklarını bilmiyor. Hastalığa, hatta daha büyük acılara aracılık etmeyin. Evet, dışarıda, eskisi kadar güzel olmasa da bir dünya var olmasına var ama biraz kendi dünyanıza çekilin. Dışarıda pek yapılamayacak aktiviteleri yapın. Mustafa Kutlu'yu, Tolstoy'u okuyun. Sinemanın başyapıtlarıyla tanışın. Bugünler, kendinize yatırım olsun."

"Orta yaşlardaki vaka sayısı az değil"

Yaşı daha büyük olanlara da seslenen Koca, "Yaşı bana yakın olanlara, benden büyüklere de birkaç şey söyleyeceğim. Orta yaşlardaki vaka sayısı az değil. Virüs, genç, yaşlı, orta yaşlı ayrımı yapmıyor. Eğer farkında olmadığınız bir hastalığınız varsa, virüs onu ortaya çıkaracak ve tedavi hiç ummadığınız kadar zor olacaktır. Dikkatli olmalısınız. Sosyal hayatınızı asgari düzeye indirmelisiniz." uyarısında bulundu.

Şu sıralar büyüklerin ziyaretine gidilmesinin sakıncalı olduğuna dikkati çeken Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Onları korumak zorundayız. Telefon sohbetlerinizi daha uzun tutabilirsiniz. Sevdiklerimizle, yakınlarımızla birbirimizi biraz özleyelim. Tedbirlere sıkı sıkıya uyarsak bu özlem uzun sürmeyecek. Çocuklarımız için de söyleyeceklerim var. Milletimin evlatları, biricik arkadaşlarım. Bakın, ben çocuk doktoruyum, tavsiyelerime uymanız gerekir. Artık oyunları evde oynuyoruz. Dışarıya çıkmak yok. Bir misafir gelirse sarılmak yok, el öpmek yok, sevgimizi-saygımızı uzaktan gösteriyoruz. Arkadaşlarla yine görüşüyoruz ama görüşmeler telefonla oluyor."

"Uygulamayı lütfen tatil olarak görmeyin"

Anne babalara da seslenen Bakan Koca, "Okulların koronavirüs sebebiyle tatile girdiği" şeklindeki kanın yanlış olduğuna işaret etti.

Çocukların eğitiminin devam ettiğini hatırlatan Fahrettin Koca, şunları söyledi:

"Şu an ara verilen eğitimin okul içinde, sınıflarda yapılmasıdır. Eğitim bir süreliğine internet ve televizyon üzerinden veriliyor. Bu, esasında eğitimde giderek yaygın hale gelen bir modeldir. Uygulamayı lütfen tatil olarak görmeyin, çocuklarınızın da konuyu böyle anlamalarını önleyin. Derslerinden, arkadaşlarından geri kalmasınlar. Verilen ara uzatılacak, Sayın Bakanım birazdan söylemiş olacak. Çocuklarınızın sağlığı konusunda endişeli olmayın. Evdelerse, güvendeler. Dışarı çıkmamalarına dikkat edin.

Bütün Türkiye'ye seslenmek istiyorum. Tek tek herkesin dikkatine ihtiyacım var. Koronavirüs salgınında ölüm oranı düşük. Sanıldığı kadar yüksek değil. Ama hastalığı ağır geçirmesek de herhangi birimiz hiç ummadığımız kadar ölüme yol açabiliriz. Sağlıklı görünen biri başkası için ölüm sebebi olabilir. Başkalarının hayatının bizim hayatımız kadar değerli olduğunu unutmamalıyız. Gençliğimize, sağlığımıza, yaşımıza güvenmemeliyiz. Virüsün yol açacağı sonucu bilemeyiz. Eğer sigara içiyorsak asla bilemeyiz. Sigaranın tahribatının ortaya çıkması bu hastalıkta an meselesidir."

"Bu tip salgınlarda, tarih boyunca, kritik eşikler olmuştur"

Her gün açıklanan vaka tablosunun gözler önünde olduğunu ifade eden Koca, "Eğer ısrarlı uyarılarımız karşılığını uygulamada tam gösterebilseydi, üzüntülerimiz, kayıplarımız daha az olacaktı. Şimdi olduğundan çok daha az hastamız olacaktı. Aramızdan ayrılanların sayısı çok daha az olacaktı. Ama başlarda gösterdiğimiz kendimizi koruma refleksi bizi her şeye rağmen avantajlı kılıyor. Ülkemiz yakın ya da uzak bir ülke durumuna düşmüş değil." değerlendirmesinde bulundu.

Koca, bu salgında her şeyin ihtimal dahilinde olduğu uyarısını yaptı.

Başka ülkelere benzememek için, tek tek her kişinin konuyu onların aldığından kat kat fazla ciddiye alması gerektiğine işaret eden Koca, "Çünkü bu tip salgınlarda, tarih boyunca, kritik eşikler olmuştur. O eşikten geçtikten sonra geri dönüş zordur." dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Anneler, babalar, çocuklar, gençler, büyükler… Sizi imkansız olanı yapmaya davet etmiyorum. Sizi, çok basit tedbirleri uygulamaya davet ediyorum. Sizi, tedbirlerde çok sıkı olmaya davet ediyorum. Unutmayın, aldığımız tedbir kadar güçlüyüz. Unutmayın, hayat eve sığar." ifadesini kullandı.

Bilgiler dijital ortamda her gün güncellenerek kamuoyu ile paylaşılacak

Koca, kamuoyunun bundan sonraki dönemde daha kolay ve net bilgi alması için yapılacak uygulama hakkında da bilgi verdi.

Özellikle her gün vaka sonuçlarını bildirmeye çalıştıklarını anımsatan Koca, "Bundan sonraki dönemde düzenli bir şekilde ekranda gördüğünüz şekliyle hem toplam hasta sayısını, test sayısını, kaybettiğimiz vaka sayısını, yoğun bakımda olan hasta sayısını, entübe yani solunum cihazına bağlı olan hasta sayısını ve iyileşen hasta sayısını dijital ortamda her gün güncellenerek kamuoyu ile paylaşmış olacağız." diye konuştu.

Koca, ekrandan dün itibarıyla belirlenen rakamların yer aldığı tabloyu göstererek, "Grafik şeklinde vaka sayısını görüyorsunuz. Aşağıda ise kaybettiğimiz vakaları. İkinci bir tablodada da günlük olan değişimi yine test sayısı, vaka sayısı ve kaybettiğimiz vaka sayısını dijital ortamda göstereceğimiz ve güncel olarak her gün kamuoyu ile paylaşacağımız tabloyu da buradan söylemek istiyorum." dedi.

Bazı hastaların sağlık durumuyla ilgili bilgi paylaşan Koca, şunları anlattı:

"Bir hastamız 65 yaşında, 8 gün yoğun bakımda kalan bir hastamızdı. O hastamız dün itibarıyla taburcu oldu. Yine bir hastamız erkek, 60 yaşında. O da bugün itibarıyla taburcu olmuş oldu. Yoğun bakım şartlarında 7 gün kadar kalıp sonra taburcu ettiğimiz bir hasta olduğunu, yani bu arada yoğun bakım şartlarında olan hastaların da iyileşme durumlarını söylemiş oluyorum, yaşları 60'ın üzerinde olmasına rağmen.

O nedenle erken dönemde müdehalenin yapılmasının önemli olduğunu ve bulaşıcılığın, temasın minimalize edilmesi gerektiğini, herkesin özellikle evine ve hatta odasına kendisini izole ederek bir dönem için bunu sağlamasının son derece önemli olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum."

Sokağa çıkma yasağı getirilmesine ilişkin taleplerin hatırlatılması üzerine Koca, şu değerlendirmede bulundu:

"Herkesin özellikle bu dönemde kendi evine hatta odasına çekilerek izole etmesini, herkesin kendi olağanüstü halini kendince uygulamasını son derece önemsediğimizi söylemek istiyorum.

Özellikle kontrollü yaşam nasıl olabilir, minimal temas nasıl sağlanabilir, bu anlamda da bir çalışma yapılıyor olacak. Ulaşım, uçak, minibüs ve benzeri birçok alanda daha kontrollü bir yaşamı şekillendiren birtakım Bilim Kurulunun önerileri olabilir. Bu doğrultuda karar alınması gerekiyorsa zaten gereği yapılır."

Bakan Koca, kendisini nasıl izole ettiğine ilişkin soruya, "Sosyal izolasyon diyoruz, gördüğünüz gibi toplantıda da mesafeli, en az 1 metre mesafede yaşamın devam etmesini önemsiyoruz ve yeri geldiğinde ikramları da devre dışı bırakıyoruz." karşılığını verdi.

Her ile izole hastane kurulması yönünde bir çalışma olup olmayacağına ilişkin Koca, "Hastanelerle ilgili özellikle şüpheli olan vakalarla ilgili o hastaları diğer hastalardan ayırıyoruz. Pandemi hastanesi olarak ayırdığımız hastanelerin servisleri ayrı, yoğun bakımları birbirinden ayrı, orada çalışan personel de diğer servislerle ilişkili veya yoğun bakımla ilişkili değil." diye konuştu.

Koca, bunun Bilim Kurulunun bir algoritması ile geliştirilen bir durum olduğunu ve bu çerçevede hareket edildiğini bildirdi.

İl bazında virüsün yayılma hızı konusunda bir haritalandırmalarının bulunup bulunmadığına ilişkin soruya da Koca, "Her gün dijital ortamda yoğun bakımda yatan hastalarımız, hatta entübe olan, solunum cihazına bağlı olan hastamız ve iyileşen hastalarımız dahil olmak üzere, yapılan test, kaybettiğimiz ve vaka sayımızı da gösteren bu ekranda görüldüğü şekliyle bunu güncelleyeceğiz, bunu güncel olarak veriyor olacağız. Ayrıca il bazında biz zaten biliyoruz, bu da gerektiğinde verilir." yanıtını verdi.

Şehirlerarası seyahatler, uçuşlar, bunlara sınırlandırma getirilebilir mi?" sorusu üzerine Koca, "Bilim Kurulunda da konuştuğumuz özellikle hem kara hem hava yolunda, uçakta hangi düzenle oturulması gerektiği, otobüste kısmen bu konuyla ilgili bir sınırlama getirilmiş oldu, bu tip ulaşımda olabilecek teması minimalize edebilecek bir yaklaşımı Bilim Kurulu gündemine aldı, önümüzdeki günlerde biraz daha bunu netleştirmiş olacağız." ifadesini kullandı.

Çin'den alınan ilaçlar

Bakan Koca, bir gazetecinin Çin'den alınan ilaçların sayısı ve hastalarda kullanımına ilişkin sorusu üzerine, ekrandaki yoğun bakımda olan hasta rakamını göstererek, "136 hasta, bu 136 hastaya da başlandı. Tedavi dozu belli. Bilim Kurulunun bir önerisiyle olan bir doz ve ortalama bir kutunun bir hasta için kullanıldığını biliyoruz ve en az 5 günlük bir kullanım." diye konuştu.

Çin'de ilacın kullanıldığı hasta sayısının belli olduğunu ve çalışmasını da bildiklerini aktaran Koca, şu bilgileri verdi:

"Biz de şu an bu hasta sayısıyla önemli bir sayı olduğunu Bilim Kurulu buradan sonuç alıp almadığımızı veya ne oranda bir fayda sağlayıp sağlamadığını önümüzdeki bir hafta içerisinde bunu daha net konuşabiliriz. Bizim baştan getirdiğimiz ilaç miktarı 1250 kutuydu, 3 bin 750 kutu daha siparişi verildi, devamı için de çaba içindeyiz ama bu arada faydasının olup olmadığını da görmek istiyoruz."

"83 milyonun testi yaptırması gerekmiyor"

Testlerin kimlere yapılması gerektiği konusunda da açıklamalarda bulunan Koca, şöyle dedi:

"Vatandaşımıza özellikle şunu söylemek istiyorum, 83 milyonun test yaptırması gerekmiyor, dünyada böyle bir uygulama yok. Herkesin test yaptırması diye bir uygulama yok, çünkü testi yaptırdığınızda negatif çıkabilir ve siz kendinizi daha özgür, daha rahat hissedebilirsiniz ama 3 gün, 5 gün sonra pozitif çıkabilir, o dönemde birçok kimseye bulaştırabilirsiniz. Herkes kendisini bir virüs taşıyıcısı olarak görerek hareket ediyor olmalı. Yani herkes bu virüsü taşıyor olduğunu ve bunu birilerine bulaştırabileceğini düşünerek davranıyor olmalı, bu son derece önemli. Eğer testi yaptırdığınızda negatifse bu olmayacağı anlamına gelmez, 3-5 gün sonunda tekrar pozitif çıkabilir."

Bakan Koca, testin kimlere yapılacağı hususunda Bilim Kurulunun bir algoritması bulunduğunu ve bunun başından beri sürekli değiştirilerek bugünlere gelindiğini hatırlatarak, şunları belirtti:

"Dün İstanbul'da bir hastanemize kuyruklar oluştu, insanlar test yaptırmak istedi, bu doğru bir yaklaşım tarzı değil. Testi ancak hekim uygun görürse yaptırabilir olmalıyız. İkincisi, birinde pozitif çıktıysa biz ona, 'filyasyon' diyoruz tarama anlamında, kiminle temas ettiyse o kişileri taramak istiyoruz, ancak o şekilde biz yayılımını önleyebiliriz. O taramayı da yine eğer bir semptomu varsa test yapılır, semptomu yoksa en az bu süreçte 7 gün, hatta o 7 gün sonra gerektiğinde antikor testi yaptırılabilir veya semptomu varsa PCR testi yaptırılabilir ama 14 gün bunun ortaya çıkabileceğini düşünerek o kişilerin kendilerini izole etmelerini önemsiyoruz. Bunlara lütfen uyalım."

Milli Eğitim Bakanı Selçuk: Uzaktan eğitim 30 Nisan'a kadar devam edecek
Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'ndeki toplantıda Bilim Kurulu ile meselenin etraflıca ele alındığını belirten Selçuk, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak meseleye nasıl baktığımızı ve ne tür bir beklenti ve ihtiyaç içinde olduğumuzu da paylaşma fırsatımız oldu." dedi.

Yaşanan sürecin dünya tarihinde ilk kez karşılaşılan bir mesele ve problem olduğuna dikkati çeken Selçuk, bu konuya Bakanlık olarak pedagojik açıdan baktıklarını, önceliğin de çocukların sağlığı olduğunu vurguladı.

Selçuk, eğitimsel olarak ortaya çıkan ihtiyaçları dünyadaki belli başlı ülkeleri günlük izleyerek tespit etmeye çalıştıklarına işaret ederek, televizyonlar üzerinden uzaktan eğitime başladıklarını anımsattı.

"Eğitsel ihtiyaçların telafisi, sınavlar konusunda her türlü senaryoya hazırız"

Bakan Selçuk, "Bu hafta bizim test haftamızdı ama önümüzdeki haftadan itibaren çok daha kaliteli, dolu dolu programlarla çocuklarımızın eğitimini yapmaya devam edeceğiz. Bu uzaktan eğitim kısmının dışında da en kısa süre içerisinde yüz yüze eğitimle telafi yapma çalışmalarımız da devam ediyor. Telafinin ne zaman, nasıl olacağı Bilim Kurulumuzun önerileriyle doğrudan doğruya ilgili." diye konuştu.

Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün bu çalışmalara baktığımızda, eğitimde elbette kayıplar, eksikler olacaktır. Fakat bütün vatandaşlarımızın, anne babaların müsterih olmasını isterim. Çocuklarınızın her türlü eğitsel ihtiyaçlarının tamamlanması ve telafisi, sınavlar konusunda her türlü senaryoya hazırız. Hiçbir şekilde bir eksik bırakmadan, bu bir maraton koşusudur, bu yolculuğu, koşuyu yürüteceğiz. Kimsenin gereğini yapacağımızdan hiçbir endişesi olmasın.

Bu çerçevede Bilim Kurulunun da önerisiyle evde eğitim sürecini bir müddet daha uzatma ihtiyacı doğdu ve 30 Nisan tarihi ortaklaşa bir kararla ortaya konuldu. 30 Nisan'a kadar okullarımızın tatil olması ve uzaktan eğitimin devam etmesi konusunda bir karar söz konusu. Bizim zaten bir hazırlığımız olduğu için daha da çalışmalarımızı zenginleştirerek gereken her türlü ihtiyacı karşılayacağız."

Bakan Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığıyla ilgili diğer mevzuat, ihtiyaçlar ve sınavlarla ilgili hususlara ilişkin de zaman zaman kamuoyunu bilgilendirme ve bazı hususları paylaşma durumunun da söz konusu olacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Çocuklarımızın sağlığı bakımından anne babalarımızın dikkatli olduğunun farkındayım. Sadece fiziksel sağlık değil onların ruhsal sağlığı da çok önemli. Bu anlamda da bizim televizyon yoluyla ulaşmaya çalıştığımız içeriklerde giderek bütün bu boyutları da dikkate alan çalışmalarımız artacak."

Eğitime verilen aranın uzaması sonrasında ücretli öğretmenlerin durumunun ne olacağı konusundaki soru üzerine Bakan Selçuk, şunları kaydetti:

"Ücretli öğretmenler konusundaki mevcut mevzuat derse giren öğretmenlerimizin ücretini alması konusunda çok açık. Bizim 'telafi eğitimi' olarak yapacağımız, planladığımız, hazırlıklarını sürdürdüğümüz bütün eğitim çalışmalarında ne zaman olursa olsun, yazın olabilir, hafta sonları olabilir her şekilde her senaryoya ve açığız. Bunun zaman dilimlerinde de derslerimize ücretli öğretmenlerimizin girmesi söz konusu olacak. Konu ile ilgili mevzuat ve teknik çalışmalar devam ediyor."

Bakan Selçuk, üniversiteye ve liselere giriş sınavlarının ertelenip ertelenmeyeceği sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bu sınavlar konusu işin başından beri gündemimizde. Prensip olarak biz hep sınavın zamanında yapılmasını önemseriz, çocukların psikolojisi açısından. LGS'nin ne şekilde yapılacağına dair bizim 3 senaryomuz var. Bu senaryolara bağlı olarak paketlerimiz var. Bu anlamda sınavların ertelenmesi veya ertelenmemesi tamamen buradaki bilimsel metodoloji sonucunda ortaya çıkacak kararlara bağlı. Kararlar ne olursa olsun tedbirimiz hazır."

"Üniversite sınavlarına YÖK ve ÖSYM karar verir"

Üniversiteye giriş sınavları konusunda kararı Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve ÖSYM'nin verdiğini hatırlatan Selçuk, "O anlamda orasıyla da istişaremiz devam ediyor. Önemli olan bizim çocuklarımızın bu sınavla ilgili streslerini en asgari düzeye indirebilecek tedbirleri almaktır. Biliyorsunuz biz öğrencilerimize sadece okulda yüz yüze gördükleri konulardan sınava gireceklerini söyleyerek, bu rahatlamayı sağlamıştık. Bununla ilgili de uzaktan eğitim yoluyla desteklerimiz ve özellikle sınav senesinde olan öğrencilerimize yani 8'inci ve 12'nci sınıfta olan öğrencilerimize özel çalışmalarımız artarak devam edecek."

Eğitime ara verilmesine karşılık özel okul ücretlerinin velilerden istenmeye devam edildiği sorusu üzerine Bakan Selçuk, şu değerlendirmede bulundu:

"Bugün dünyada 1,5 milyara yakın öğrenci evde. Okullar kapandı. Bizim bütün velilerimize özel okulda ya da resmi okullarımızda öğrencisi olan bütün velilerimize önerimiz, bu konu uzun soluklu bir konu ve telafisi yapılacak bir husus. Özel okullarla ilgili konu temsilcilerle, derneklerle görüştüğümüzde de gündeme geldi. Muhakkak surette şimdi yapılmayan herhangi bir eğitim hizmeti tamamlanacağı ve telafi edileceği için bu konuda bir problem çıkacağını sanmıyorum."

Bakan Selçuk, velilere de seslenerek, "Eğitimsel olarak velilerimiz, lütfen bizim için önemli olanın çocuklar olduğunu ve çocuklar için çalıştığımızı bilin. Bu yüzden motivasyonumuz ve moralimiz yüksek. Bu yüzden umutluyuz ve gereken her şeyi yapacağız inşallah. Bütün bu durumda beklenti içinde olan velilerimize de gün gün hafta hafta her türlü açıklamayı da yapacağız." dedi.

"Kurslar da 30 Nisan'a kadar tatil"

Tüm kursların da 30 Nisan'a kadar tatil olup olmadığı sorusu üzerine Bakan Selçuk, özel kursların da belirtilen tarihe kadar kapalı olacağını vurguladı.

"Mesele bir yavrumuzu hastalığın eline bırakmanın telafisi olmadığının farkına varmak. Biz eğitimi telafi ederiz. Bütün toplum müsterih olsun. Biz bunu telafi ederiz ama bir hastalığı telafi edemeyiz." diyen Selçuk, bu konuda önemli noktanın çocukların sağlığı olduğuna dikkati çekti.

"Meslek liselerimizi de harekete geçirdik cerrahi maskelerle, tek kullanımlık elbiselerle çok sayıda üretim yapıyorlar şimdi" ifadesini kullanan Selçuk, bu konuda en önemli şeyin daha çok sabır, gayret ve umut olduğunu anlattı.

Bakan Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti:

"Eğer buna devam edersek ve çocuklarımıza verdiğimiz mesajlara biraz dikkat edersek, biz bu süreci hep birlikte atlatırız. Öğretmenlerimiz 1 milyon öğretmenimiz var ve her birisi her bir çocuğumuzun eğitiminin şu anda nasıl geliştirileceğine, nasıl destek olunacağına ilişkin emek harcıyorlar. Merak etmesinler ama anne babaların da desteğine ihtiyacımız var. Toplumun da desteğine ihtiyacımız var. O yüzden ne diyoruz? Evde kalın çocuklar."

Bakan Selçuk, çok kısa sürede 2 milyon maskenin meslek okullarında üretebileceğini hatırlatarak, ayrıca dezenfektan yapımına da başlandığına değindi.

"Meslek liselerinde solunum cihazı ile ilgili altyapımız var"

Meslek liselerinin solunum cihazı üretip üretemeyeceği sorusu üzerine Selçuk, "Bununla ilgili bir altyapımız var. Yapabiliriz, şu sıralarda Ar-Ge çalışmaları bitmek üzere. Aslında başka Ar-Ge çalışmalarımız da var. Biraz daha netleşsin onları kamuoyu ile paylaşacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin online tabanlı eğitim veren dünyadaki birkaç ülkeden biri olduğunu anlatan Selçuk, "Bunu televizyon yoluyla yapıyor olmamız bir şekilde her eve ulaşma amacı güdüyor. Ama ayrıca da internet tabanlı desteğimiz de söz konusu. Yüksek öğretimle ilgili olarak bütün kararları tabii Yüksek Öğretim Kurumu üniversiteler nezdinde alıp kamuoyu ile paylaşacaktır."

"Özel okullar yapamadıkları eğitimi telafi edecekler"

Tatil döneminde okul servislerinden ücret istediğinin hatırlatılması üzerine Selçuk, şunları kaydetti:

"Özel okullar yapmadıkları her türlü eğitimi edecekler. Telafi zamanları diyelim ki yaz saatinde geldi yaz tatilinde okul yok biliyorsunuz o dönemde okulun olması gerekirse uygun bir zamanlama içerisinde bu telafiler yapılacak."

Bir gazetecinin okul çağında çocuğu olanların idari izinli sayılıp sayılmayacağı sorusuna Selçuk, "Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor, biliyorsunuz. Aile, Sosyal Çalışma Bakanlığımız geçtiğimiz hafta bir düzenleme yaptı. İhtiyaçlar doğrultusunda yeni çalışmalar gündeme gelebilir." değerlendirmesinde bulundu.