Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

HASTANIN ŞİKAYETLERİ TEDAVİNİN ŞEKLİNİ BELİRLER

Miyomlar rahmin kas tabakasından köken alan urlardır ve bulundukları bölgeye göre gruplara ayrılır diye belirten Doç. Dr. Yusuf Aytaç Tohma; “ Miyom, rahmin dış yüzeyinde olursa subseroz miyom olarak adlandırılır. Bu durumda hasta karnında kitle şikayeti ile doktora başvurabilir. Rahmin iç yüzeyinde yer alırsa intramural miyom olarak ifade edilir. Bu çeşit miyom hem kitle oluşturabilir hem de ağrıya sebebiyet verebilir. Bunların dışında rahim iç zarında bulunan miyoma submüköz diyoruz. Bu tip miyomu olan hastalarda da kanama miktarında ve sıklığında artış şikayeti görülmektedir. Miyomu olan hastalarda tedaviyi planlarken miyomun boyutu ve yerleşim yeri önemlidir. Bunları belirlemedeki ilk tanı aracımız ultrasonografidir. Jinekolojik ve ultrasonografik muayane ile miyomun konumu ve boyutu belirlendikten sonra tedavi şekli planlanmaktadır. Kanamaya sebebiyet veren submüköz miyomlarda hem hastanın kanama şikayetinin azalması hem de olası gebe kalamama probleminin ortadan kaldırılması amacıyla histeroskopik ameliyat önerilmektedir. Yani rahim içine kamera ile girilmesi yoluyla hastada bulunan submüköz miyomlar dikişsiz bir şekilde çıkartılırken hastanın kanama şikayeti sonlandırılmaktadır. Rahim içerisinde ya da rahim dışında yer alan miyomlarda ise miyomun boyutu ve yarattığı şikayetler tedavi şekline karar vermemizde önemli kriterlerdir. Miyom boyutu küçükse ve hastanın yaşam koşullarını etkilemiyorsa sadece takip edilmesini öneriyoruz. Hamileliğe engel olabilecek boyut ve yerleşimdeyse, kanamaya sebebiyet veriyorsa, hastanın barsak yada idrar sistemine baskı yapıyorsa operasyon öneriyoruz” dedi.

 RAHİM İÇ ZARINA DOĞRU BÜYÜYEN MİYOMLAR DÜŞÜKLERE VE ERKEN DOĞUMA YOL AÇABİLİR

Her dört kadından birinde görülen miyomlardan rahim iç zarına doğru büyüyen ve submüköz olarak adlandırılan gruptaki miyomlar gebe kalmayı engelleyebilecek bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır diye konuşan Doç. Dr. Yusuf Aytaç Tohma; bu miyomlar oluştukları konum itibariyle rahim içerisinde yer kapladıkları için ve kanlanmayı bozdukları için bebeğin tutunmasını veya gelişmesini engelleyebilirler. Dolayısı ile böyle bir miyomla karşılaşıldığında gebelik şansını artırmak adına miyomların cerrahi müdahale ile çıkarılması gerekir. Rahim duvarının içerisinde oluşan miyomlar ise büyüklüklerine ve rahim içi duvarına yakınlıklarına göre gebeliği etkileyebilirler. Rahim içine çok yakın oluşan, rahim içi duvarının konturunu bozan ve 4 cm’in üzerinde olan miyomlar gebe kalmayı engelleyebilir. Aynı zamanda gebelik oluşumu sonrasında büyük miyomlar kasılmalara yol açarak düşüklere veya erken doğuma yol açabilir. Ek olarak miyomlar tüp bebek sürecinde başarıyı etkileyen faktörlerden biri olarak da görülmektedir. Burada en önemli nokta miyomun yeridir. Rahmin dışında oluşan miyomların tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyebilecek bir durumu söz konusu değildir fakat rahmin içerisinde yer alan ve özellikle 4 cm’in üzerinde gelişen miyomlar başarıyı doğrudan olumsuz yönde etkilemektedir. Dolayısıyla anne adayında 4 cm’den büyük miyom tespit edildiği durumlarda tüp bebek tedavisi öncesi miyomun operasyon ile dışarıya çıkartılması başarıyı artırmaya yardımcı olacaktır” diyerek uyardı.

 HANGİ DURUMLARDA MİYOM AMELİYATI GEREKLİDİR?

Ameliyat kararı hastanın şikayetine ve miyomların neden olduğu sonuçlara göre belirlenir diye belirten Doç. Dr. Yusuf Aytaç Tohma; “Miyom 4 cm’den büyükse, büyümeye devam ediyorsa, şikayetler hastanın hayat kalitesini bozuyorsa ve semptom yaratıyorsa operasyon yoluna başvurulabilir. Kanamaya neden olan miyomlar, rahimin aşırı büyümesine bağlı olarak mesaneye (idrar kesesi) ve rektuma (barsaklara) baskı yaparak idrar problemleri, kabızlık veya kalın bağırsakla ilgili problem çıkaran miyomlar, gebelik için engel oluşturabilecek bölgede konumlanan miyomlar, ya da gebelik oluştuktan sonra risk faktörü doğurabilecek miyomlar için operasyon düşünülmelidir. Miyomların kansere dönüşme olasılığı yok denecek kadar az olmasına rağmen yapılan çalışmalarda bu oranın 1000 hastada 1 ya da 2 kişi olabileceği gösterilmiştir. Özellikle hızlı büyüyen miyomlarda ya da menopoz sonrası büyümeye devam eden miyomlarda şüphelenmek ve buna göre tedbir alarak operasyon yapılması gerekir. Günümüzde miyom ameliyatları laparoskopik yolla da yapılmaktadır. Miyomlar bu yöntemde karın hiç açılmadan göbek çukurundan girilerek ameliyat edilir. Ama bu şekilde çıkarılamayacak kadar büyük miyomlar, kanser şüphesi olan miyomlar veya çok sayıda (15-20 tane) miyom varsa bu tip hastalarda açık ameliyat yapmak hastanın ameliyat süresinin kısaltılması, sağlığı ve konforu için daha uygun olacaktır” şeklinde ifade etti.