Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Bakan Selçuk, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde eğitimde merak edilenlere ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. İllerdeki tablonun değişmesi halinde kapatma kararlarına ilişkin bir soru üzerine Selçuk, buna ilin hıfzıssıhha kurulunun genel tabloya bakarak karar vereceğini, otomatik kapanma diye bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Selçuk, "Tablo içerisinde 'Bunu şu kadar kontrol edebiliriz, edemeyiz, tamamen her şeyi kapatalım.' gibi bir karar da alabilir bazı valilerimizin aldığı gibi." ifadelerini kullandı. İl Milli Eğitim Müdürlerinin illerin hıfzıssıhha kurulunun içerisinde yer aldığını aktaran Selçuk, yüz yüze sınavlara ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi:

"Gençler haklıdır. Bir defa öyle bakmak lazım meseleye. Yani biz eğitim bilimi alanında çalışan insanlar olarak gençler, çocuklar bir tepkide bulunduğunda ya da bir şeyi göstermeye çalıştığında onu suçlamak değil, anlamakla meşgul olan insanlarız. Niye söylediği, nasıl bir ihtiyaçtan dolayı ortaya çıktığına bakarız. Biz bağımsız bir araştırma kuruluşuna yaptırdığımız çalışmada, kendi çalışmamız da var ama başka bağımsız kuruluşların çalışmalarını da çok önemsiyoruz, öğrencilerin yüzde 77'sinin bu sınavla ilgili bir iptal istemi yok. Ailelerin de öğretmenlerin de benzer oranda 'muhakkak sınava girmeliler' şeklinde bir genel görüşleri var. Önce bu büyük çerçeveyi paylaşmak isterim. İkincisi şu, bizim lise öğrencilerimizin yüzde 40'ından fazlası bu sınava yüz yüze girdi, birinci dönem girdi. Yani yüzde 55-60'ına yakını da girmedi. Bizim bir denge tutturmamız gerekiyor. Bir grup 'Biz girdik de onlar niye girmiyor?' hukuksal birtakım sıkıntılar ya da 'Yüz yüze olsaydı daha yüksek alırdım.' ya da 'Uzaktan olsaydı daha düşük alırdım.' 'Benim notum düşük oldu, haksızlık olduğu gibi.' daha önce yaşadığımız bir sürü problemler var, hukuksal, eğitimsel sorunlar var. Şu anda ilk okullar devam ediyor mu, ediyor. Köy okullarını 15 Şubat'ta açtık. DYK'lar 31 Ağustos'tan beri devam ediyor ve liseliler okula gidiyorlar. Toplamda 1 milyona yakın sınav öğrencisi var DYK'ya katılan. Onun dışında orta okullar, liseler, okula renklere göre okula devam ediyorlar. Eğer biz tamamen her şeyi durdurursak çocuklarda EBA'da yüzde 90'ın üzerinde bir geri çekilme oluyor. Her şeyi bırakıyorlar ve artık ilgilenmiyorlar. Bu çocuklarımız geleceğe dönük olarak biz eğer orta vadede çözümler bulmazsak ya da planlamalar yapmazsak emin olun bu 5 senelik döngüyü olumsuz etkileyecek bir durum. 9'da hiç ders görmeyen bir çocuk 10'uncu sınıfı yapamaz. Bunlar sarmal, ardışık konular."



  OKUL BAŞARI PUANI 

Okul başarı puanının bu yıla özel olarak kaldırılması yönünde taleplerin olduğunun belirtilmesi üzerine Bakan Selçuk, "LGS'ye ilişkin olarak şunu söyleyebilirim; bizim yaptığımız çalışmalar şunu gösteriyor, bir öğrencinin normal dönemde çalışma disiplini, alışkanlığı neyse uzaktan eğitim döneminde de aşağı yukarı onu gösteriyor. Bunu şunun için söylüyorum, çocukların bu tür durumlarla ilgili etkilenmeleri istatistiksel olarak manidar dediğimiz bir çerçevede çok büyük farklılıklar oluşturmuyor." diye konuştu.Öğrencilerin öğretmenleri tarafından tanındığını dile getiren Selçuk, şu anda bir kılavuz hazırlığı içerisinde olduklarını, Eğitim Bilim Kurulu'nun buradan bir görüş ortaya çıktığını, kılavuz yayınlandığında ayrıntıların görülebileceğini aktardı. Bakan Selçuk, bu yıl öğrencilerin sınavda iki dönemden de sorumlu tutulmasına ilişkin bir soru üzerine, geçen yıl mart ayında okullar kapandığında ellerinde hiçbir şey olmadığını ancak şu anda EBA, DYK kursları, hafta sonu sınav gruplarına özel iki kanalda ders anlatımı, öğrencinin kendi öğretmeninden canlı ders alma imkanı, EBA Destek Merkezi, Akademik Destek Yazılımı, video kütüphanesi gibi öğrencinin ulaşabileceği birçok imkanın bulunduğunu dile getirdi.

Selçuk, geçen sene bu imkanların hiçbirinin olmadığını, bu yıl ise birçok imkan bulunduğunu ve öğrencilerin iki dönemden de sorumlu tutulduğunu aktardı.

 LGS sorularının kısalıp, kısalmayacağı yönündeki soruya da Bakan Selçuk, LGS için çıkan örnek soruların geneline bakıldığında paragraf sorularının çok azaldığının fark edileceğini belirtti. Selçuk, bu seneye has olmak üzere dil bilgisinden soru sormayacaklarını, daha çok akıl yürütme, muhakeme, tahmin becerisi gibi beceriler üzerinden soru sorulacağını ifade etti. Selçuk, "Bu sınavda okuduğunu anlamayı çok önemsiyoruz. Bunu ölçeceğiz. Eğer okuduğunu anlama becerisi yüksekse kitap okuması çok fazladır. Bu tür soruların geçen seneye göre çok çok azaldığını görecekler." diye konuştu.

Selçuk, "Özel okul ile devlet okulu arasında eşitsizlik var mı yok mu? Ya da varsa ortadan nasıl kaldırabilirsiniz?" şeklindeki soruya da "2023 eğitim vizyon dokümanında bizim söylediğimiz bir şey var. Türkiye'de okullar arasındaki öğrenme ve imkan farkı yüksek. Diyelim ki AB ortalamasına göre ciddi bir yükseklik var bizde. Yani birinde yüzde 10'ların altında, birinde yüzde 70'e yakın bir fark var. Bu fark kapanmadıkça sınav temelli bir sistem ortadan kalkmaz. Yani okulların imkanlarının ve öğrenme farklarının azaltılması lazım." yanıtını verdi.

 ARA TATİL YOK 

Bakan Ziya Selçuk, nisan ayında bir ara tatil verilip verilmeyeceğine yönelik soru üzerine, "15 Şubat'taki iki haftayı üç hafta yaptık. Yani bu ara tatili alarak oraya ekledik ve bir ara tatilden ziyade hatta okulun uzatılmasıyla ilgili de planlamalarımız var. Bizim okullarımız seminer dönemi dahil, 2 Temmuz'da bitiyor ama öğrenciler ondan önceki haftalarda bırakıyorlar. Ama bu sefer öğrencilerimizi 2 Temmuz'a kadar okulda tutmakla ilgili planlama çalışmaları var. Ara tatil yok." diye konuştu. Öte yandan yüz yüze sınava katılamayan öğrencilerin sınıfta kalıp kalmayacağının sorulması üzerine Bakan Selçuk, öğrencilerin tekrar sınavlarına girebileceğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğretmen atamalarına sayının artırılması taleplerine ilişkin, "Her yıl 40 bin kişi mezun oluyor, ortalama 15 bin kişi emekli oluyor. Bunun bir döngüsü var. Bütçe imkanları çerçevesinde dikkat ederseniz kamunu toplam kadrosunun en büyüğünü her zaman Milli Eğitim alır. Bu sene de Milli Eğitim alıyor. Bu bizim için yeterli değil, daha fazlasına ihtiyacımız var." dedi. 

Bazı özel okulların haftanın 5 tam günü eğitim verdiğine ilişkin kamuoyundaki bilgileri değerlendiren Selçuk, "Hiçbir okulun böyle bir inisiyatifi yok. Bununla ilgili bize bazı şikayetler var. Bu bir soruşturma konusu. Bunlar, okulların kendilerinin alacağı kararlar değil. İl hıfzıssıhha kurullarının, valiliklerin, Milli Eğitim Bakanlığının genel şemsiyesi çerçevesinde alacakları karar. Kabine kurulunun da ön gördüğü şekilde bu böyle olacak. Bunu yapan okul varsa ki somut şikayetler var. Bugün orta Anadolu'da bir ilimizden böyle bir şey geldi ve valimiz bununla ilgili hemen tedbir aldı." ifadelerini kullandı.

KARNELER NE ZAMAN VERİLECEK?

Bakan Selçuk, okulların 2 Temmuz'a kadar eğitim vermesine yönelik çalışmaların ardından, karnelerin ne zaman verileceğine dair oluşan soru işaretlerine açılık getirdi. Karnelerin belirli bir tarihi olduğunu dile getiren Selçuk, "Örneğin lise veya ortaokul öğrencilerinin nisan sonunda notlarının tamamlanmasını bekleriz. Ondan sonra karneyle ilgili çalışmalar başlar. Liselerde daha karne vermedik. Bu duruma göre nasıl bir ihtiyaç doğarsa, şunu net söylemem lazım. 'Önceden bir şey söylüyoruz da bunu asla değiştirmiyoruz.' gibi bir durumumuz yok. Karnenin tarihini de ona göre düzenleriz. Duruma bir bakmamız lazım. Süreci izlememiz lazım. Vakalara ilişkin tabloda çok daha farklı bir durum ortaya çıkacak ve biz yeniden kararlarımızı yeniden gözden geçirmek durumunda kalacağız." diye konuştu. Selçuk, karnelerin 1-2 hafta önce veya sonra verilmesinin kendileri açısından çok büyük problem olmadığını dile getirerek, "Bizde üniversite sınavını kazanmış fakat geçen sene lise mezuniyetinin notlarıyla ilgili sorumluluk dersi olduğu için henüz daha karnesini alamamış binlerce çocuk var." dedi.

 ÖĞRETMEN ATAMALARI 

Milli Eğitim Bakanı Selçuk, konuşmasının devamında öğretmen atamaları hakkında bilgiler verdi. Milli Eğitim Bakanlığı olarak her zaman daha çok atama sayısını tercih ettiklerini ve bunun için çalıştıklarını aktaran Selçuk, "Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilen kadro kullanım izninin artırılmasını istiyoruz. Bunu kabine toplantılarında da talep ediyoruz. Maliyeyle olan görüşmelerimizde de... Bunun kararı sadece Milli Eğitim Bakanlığına ait bir karar değil. Bütçe imkanlarıyla ilgili bir konu bu. Her bakanlığa bir kadro kullanım izni veriliyor." ifadelerini kullandı.  Selçuk, kamuoyu gündemindeki "pedagojik formasyon" konusuna ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Öğretmenlik meslek bilgisine ilişkin öğretmenlik sınavını kazananlara 1 yıl süren eğitimleri olduğunu dile getiren Selçuk, şöyle devam etti:

"Bu eğitimi Milli Eğitim Bakanlığı kazananlara ücretsiz verecek. Yüz binlerce şu anda pedagojik formasyon belgesi olan öğretmenlerimiz var. Sadece 2020'de 439 bin kişi eğitim bilimlerinde KPSS'ye girdi. Her sene eğitim fakülteleri ortalama 40 bin mezun veriyor. Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı, okul sayısı, nüfusu belli. Bizim şu andaki gibi 500-600 bin... Öğretmen olmak isteyenleri almamız zaten mümkün değil. Her yıl 40 bin kişi mezun oluyor, ortalama 15 bin kişi emekli oluyor. Bunun bir döngüsü var. Bütçe imkanları çerçevesinde dikkat ederseniz kamunu toplam kadrosunun en büyüğünü her zaman Milli Eğitim alır. Bu sene de Milli Eğitim alıyor. Bu bizim için yeterli değil, daha fazlasına ihtiyacımız var. Yaklaşık 74 bin civarında bir açık görülüyor. Geçen sene alınan 40 bin vardı, ondan önce alınan 40 bin vardı. Onlardan önce 100 binin üzerindeydi sayı ama şimdi 70 civarında bir açık var. Şimdi 20 bin daha gelecek. Yine açık kalacak. Onu da ücretli öğretmenler vasıtasıyla kapatabiliyoruz. Onların desteği bizim için çok önemli. Onlarla ilgili de birtakım planlamalar var. Planlamayla ilgili bir çalışma bu formasyon konusu. 2021 Ocak ayına kadar formasyon almış yüz binlerce meslektaşımız var. Bunların tamamının formasyonu geçerli, fakat bundan sonrasında eğitim fakültelerinde zaten öğretmen yetiştiren bir kuruluş olduğu için çocuklara yönelik gelişim ve öğrenme psikolojisine yönelik bazı dersler işin doğası gereği var. Formasyonun ötesinde. Üniversiteler şu anda hazırlıktalar. Tezsiz yüksek lisans programları açacaklar."

 Sınav disiplininin geçen sene LGS'de görüldüğünü belirten Bakan Selçuk, sınavlarda dersin dışında daha yüksek bir disiplin seviyesinin oluştuğunu, bu yüzden bu sınavları çok kontrollü şekilde yaptıklarını söyledi. Bakan Selçuk, sınavlara ilişkin sözlerine şöyle devam etti:

Ben onların Ziya öğretmeniyim ve onlara şunu sorarım. Derim ki bu 3 haftaya yayılıyor. Bir günde tamamını yapmıyorsunuz, yoğunlaştırılmış saatlerce orada kalmıyorsunuz. Bu sınavlar seyreltilmiş sınıflarda yapılıyor. Sizler sınavlarınıza hiç girmediğinizde, hiç ders çalışmadığınızda emin olun ki gelecek senelerde büyük zorluklar yaşayacaksınız. Biz sizin öğretmeniniz olarak, öğretmen arkadaşlarla oturup konuşuyoruz 'bu sınavların kesinlikle olması lazım' şeklinde geri bildirimler alıyoruz. Bu nedenle biz 4 sınav yapıyor muyuz? Tabi ki yapmıyoruz. Niye yapmıyoruz? Salgın var da onun için yapmıyoruz. Sınavı da seyreltiyoruz. Çünkü oraya ek madde koyduk. Bunu da azalttık."

 Milli Eğitim Bakanı Selçuk, diğer ülkelere bakıldığında salgın sonrası eğitime ilişkin yapılan iş ve işlemlerde Türkiye'nin ilk 5'in içerisinde olduğunu vurguladı. Karne konusunun muğlak kaldığını ifade eden Selçuk, "Karneyi 2 Temmuz'da verebiliriz." dedi.

Bakan Selçuk, bir sonraki yılın takviminin sorulması üzerine de "Bizim planımız şu, biz bundan 5 ay önce salgının ne olacağını tahmin edemiyoruz ama biz diyoruz ki bir yılın tüm derslerinin video kaydını çekelim, bitirelim. Biz hazırlayıp, bitiriyoruz, masaya koyuyoruz. 2021-2022 için de yapacağız bunu. Henüz 22'ye başlamadım. Ama 21 bitti ve biz okul tam olarak açılsa da EBA televizyonunu, EBA interneti orada tutacağız. Şundan dolayı biz bütün velilere farklı imkanları vermek istiyoruz. Yani isteyen demesin ki 'Ben başka bir hocadan da dinlemek istiyorum, yok.' demesin. Orada imkan var, siz buyurun istiyorsanız orada da var." ifadelerini kullandı.

 "EBA devam edecek. Ama uzaktan eğitim seçeneği gibi bir hak tanımayı düşünmüyorsunuz herhalde." şeklindeki yorum üzerine Bakan Selçuk, şunları kaydetti: "Şöyle düşünüyoruz, biz iki sene önce bir şey açıkladık orta öğretim tasarımıyla ilgili. Yani liselerde bütün dünyada yılda 5-6 ders var, bizde niye 14 ders var? Bunun azaltılması lazım. Bir derinleşme olması lazım. Yani her dersten küçük küçük parça alacağına bir yerde uzmanlaşsın, üniversitede tamamen uzmanlaşsın istiyoruz. Fakat hangi ders azaltılsın şeklinde bir tartışma oldu ama bir taraftan da şu oldu, bir çocuğun günde 8, 9, 10 saat teorik ders almasını ben doğru bulmuyorum. Peki ne yapalım? O zaman şöyle bir çözüm önermiştik, salgın yoktu ortada, dedik ki bunun 2-3 dersi uzaktan alınır ve çocuk orada 2-3 saati spor, sanat, kültürle, arkadaşlarıyla birtakım projelerle geçirir. Uzmanlaşacağı alana gider. 'Bunun için uzaktan ders olur mu?' diye birçok tartışma yapıldı. Ama şimdi deniliyor ki 'Sakın bunu bırakmayın.' Biz şimdi yeni bir projeye başladık. Dünya Bankasından 160 milyon dolar kredi aldık ve bu krediyi çok geniş bir platform oluşturmak üzere kullanıyoruz. Yani veli de öğrenci de öğretmen de sertifika biriktirmek, sertifikaları diplomaya dönüştürmek, bu alanda hayat boyu öğrenmenin içeriğini oraya sokmak, öğretmen eğitimini oraya yüklemek, böyle büyük bir eğitim platformu oluşturuyoruz. Seç, beğen, izle ve bunlardan da puan al. Bir puan alacak ve o sertifikalar onun yükselmesinde işe yarayacak."

ÖĞRETMENLERİN ÖZLÜK HAKLARI

 Selçuk, "Öğretmenlerin özlük haklarında bazı iyileştirmeler yapılabilir mi?" sorusu üzerine şu değerlendirmede bulundu: "Geleceğe yönelik olarak Öğretmenlik Meslek Yasası adında bir meslek yasası tasarısı var elimizde. Bu hususlar Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde eskiden olduğu gibi bakanlıkların kanun teklifi vermesi şeklinde olmuyor. Biz alt çalışmayı yapıyor ve olgunlaştırıyoruz. Burada öğretmenlerin özlük ve okul yöneticilerin özlük hakları, bazı bölgelere dair tazminatların oluşturulmasına ilişkin hususlar var. Bu da bütçe imkanları ölçüsünde ilk fırsatta hayata geçtiğinde öğretmenlerimiz açısından da birtakım açılımlar söz konusu olabilir. Bu elimizde hazır. Öğretmenlerimizle ilgili asıl husus... Uzaktan eğitim yüz yüze eğitimden en az iki kat daha zordur. Meşakkatlidir, yorucudur. Bütün toplumumuzun özellikle bunu bilmesini isterim. Çünkü öğretmenler de çok yoruldu. Köy köy gezip çocuklara ulaşmaya çalışmak hatta bazen vefa gruplarında çalışmak, onun dışında çocuklar için soru paketlerini alıp evlerine ulaştırmak, velilerle saatlerce gece gündüz demeden telefonla konuşmak, bunlar çok yorucu şeyler. Onlar da bir an önce normale dönmeyi, okulun açılmasını istiyor. Onların da becerilerinde ciddi bir dönüşüm oldu. Bundan dolayı da mutluyuz."