Bir iddiaya göre, centilmenliğin göstergesi olarak antik Yunan’da başlamıştı tokalaşmak. İki savaşçı silahsız olduklarını göstermek için birbirlerinin elini sıkmıştı. Barışın sembolü olarak tokalaşmayı seçmişlerdi. Daha sonra Ortaçağ Avrupası’nda da şövalyeler, kılıç çekmeyeceklerini el sıkışarak belli ediyorlardı.

Karşınızdakinin elini tutmak güvenilir olduğunuzu gösteriyordu. Daha da ötesi tuttuğunuz eli sallamak gizleyecek bir şeyiniz olmadığının göstergesiydi. Eli sıktıktan sonra aşağı yukarı sallamak ise kollara gizlenmiş bıçak, hançer varsa onların düşmesini sağlamak amacıyla yapılıyordu. Tabii bu tuzağa düşmeyi, gafil avlanmayı da içeriyordu.

Siyasetten ekonomiye

Sosyal yaşamda birini dostça, mütevazı şekilde selamlamayı ifade eden tokalaşma, siyasetten ekonomiye kadar her alanda hızla yayıldı. Siyasi liderler görüşmelerinin olumlu geçtiğini göstermek için birbirlerinin ellerini sıktı, iş dünyasındaki milyarlık anlaşmalar tokalaşarak duyuruldu. Binlerce yıldır dünyanın birçok yerinde hayatın bir parçası olan tokalaşma, koronavirüsle mücadele ettiğimiz bu günlerde ise “Yapılmaması gerekenler listesi”nde yer aldı. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyeleri sık sık “Sosyal mesafeyi koruyun” uyarısında bulunurken tokalaşma da hayatımızdan çıktı. Ne zaman geri döneceği de belli değil.



Eşitliğin sembolü

Tarihçilere göre, günümüze kadar gelen dostça selamlama maksadıyla el sıkışmanın mucidi, İngiltere’de 17. Yüzyıl’da ‘Dostların Dini Derneği’ adıyla kurulan Protestan ‘Quaker’ mezhebiydi. O zamanlar yaygın selamlaşma biçimi eğilerek veya diz bükerek reverans yapmak ya da şapka çıkarmaktı. Hiyerarşi ve sosyal sınıflaşmadan kaçınmak isteyen ‘Quaker’lar, tokalaşmanın daha eşitlikçi ve demokratik bir selamlaşma şekli olduğunu düşündü. Tarihçi Michael Zuckerman da kendilerine “Arkadaşlar” diyen tarikatın üyelerinin, makamlarından bağımsız olarak herkes için tokalaşma uygulamasını getirdiğini yazdı. O tarihe kadar el sıkışma barış anlaşmalarına eşlik ediyordu. 18. Yüzyıl’dan itibaren İngiltere’de benimsenen tokalaşma, 19. Yüzyıl’da Avrupa kıtasına yayıldı. Ve Avrupa kıtası dünyada en fazla tokalaşılan bölge oldu. Ne ilginçtir ki Kovid-19’dan en fazla can kaybının yaşandığı ülkeler arasında da İngiltere, İtalya, İspanya ve Fransa başlarda yer aldı.

Eller bulaşmanın en önemli aracı

Beyaz Saray’ın koronavirüs danışmanı Dr. Anthony Fauci: Tokalaşmamak sadece koronavirüs salgınını değil, aynı zamanda grip vakalarını da önemli ölçüde azaltacaktır. Bir daha asla tokalaşmamamız gerektiğini düşünüyorum.

Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu’ndan davranış uzmanı Val Curtis: Yanaktan öpmenin, el sıkışmanın selamlama olarak devam etmesinin en önemli sebebi, diğer kişinin güvenilir olduğuna işaret etmek. Ama bu aynı zamanda mikropları paylaşma riskini de taşımak demek.

Arizona Üniversitesi’nde mikrobiyolog ve halk sağlığı araştırmacısı Charles Gerba: Bir yüzeye her dokunduğunuzda, o yüzeydeki organizmaların yüzde 50’sini alıyor olabilirsiniz. 2003 yılında ilk SARS salgını sırasında el sıkışmayı bıraktım. Biriyle karşılaştığımda daima üşüttüğümü söylüyorum, böylece ellerini sıkmam gerekmiyor.

Princeton Üniversitesi’nde psikoloji profesörü Elke Weber: Sosyal, ekonomik ve şimdiki gibi sağlık nedenleriyle alışkanlıklar ve gelenekler de değişir.

Harvard Üniversitesi’nde psikoloji profesörü Steven Pinker: Belki de dokunmaktan tümüyle vazgeçme yerine sık el yıkama ve el hijyeni ile yüze dokunmaktan kaçınma stratejileri geliştirmeye odaklanacağız. 

Dermatolojik Bilimler Dergisi: Eller, virüsler dahil olmak üzere mikroorganizmaların iletilmesi için “kritik vektör”dür.

Dokunmadan selamlaşma

Müslüman ülkelerde eli kalbe götürmek en yaygın selamlaşma biçimlerinden biri.

Eğilmek de dünyanın birçok bölgesinde yaygın bir selamlaşma ve bunun uygulandığı Tayland’da koronavirüsten ölüm sayısı az oldu.

El sallama ve dokunma içermeyen başka birçok el işaretiyle selamlaşılıyor.



Adıyaman Kahta’ta Roma dönemine ait kaya parçasının üzerindeki kabartmada iki kişi tokalaşarak vedalaşıyor.

 

Kralın teşekkürü

Irak’taki Nimrud antik kentinde bulunan rölyefte, M.Ö. 850’de Asur Kralı Salmaneser III ile Babil Kralı Marduk-zakir-shumi’nin el sıkışması tasvir edilmiş. Babil Kralı, kabile saldırılarına karşı kendilerine yardımcı olan Asur Kralı’na tokalaşarak teşekkür ediyor.

Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarında da el sıkışma karşılıklı güvenin işareti olarak yer alıyor. Destanların anayurdu olan Troya Antik Kenti, Çanakkale’de Kaz Dağları’nın eteklerinde yer alır.

Ressam Bartholomeus van der Helst, Hollanda’nın bağımsızlığını tescilleyen ve 30 Ocak 1648’de imzalanan Münster Anlaşması’nın resminde ‘Amsterdam Muhafızları’nı tokalaşırken gösterdi.