Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Ankara'da kaçan kurbanlık koyunu yakalamak isterken kaybolan ve arama çalışmaları devam ederken kurumuş bir dere yatağının kenarında cansız bedenine ulaşılan 20 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisi Onur Alp Eker'in ölümüyle ilgili soruşturma sürüyor. Dedesi süreci anlattı...

Ankara'nın Pursaklar ilçesinde ikamet eden dedesinin yanına bayram tatili için gelen 20 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisi Onur Alp Eker, dedesi Zühtü Erdoğan (65) ile birlikte kurbanda kesilmek üzere ahırdan çıkarttıkları koyunun kaçması üzerine koyunun peşine düşmüştü.



Kaçan hayvanı ararken kaybolan Onur Eker'in cansız bedeni ekipler tarafından iki gün sonra dere yatağında bulunmuştu.

Eker'in dedesi Zühtü Erdoğan ayrıca torununun kaybolduğuna ait yayınlanan güvenlik kamerası görüntülerindeki kişinin de Onur Alp olmadığını ifade etti.



"TORUNUMDA KÖPEK KOKUSU VARDI"

Erdoğan, "Bunda bir köpek korkusu vardı. Olduğu yerden bulduğu yoldan devam etse bizim buraya gelecek. İki kilometre arası. Bu yola yoğunlaşıyor ancak bu yolun üzerindeki evden bahçeden çıkan köpekler bunu korkutuyor.

Bu tam tersine sola dönüp derenin içine giriyor. Benim tahmine göre o korku bayağı bir etkiliyor. Zannediyorum, sağlıklı düşünemeyip dereden yukarıya devam ediyor.

Zaten yukarıya giden bir derenin sonuna götürdü bizi koku alan köpek. Oradan gittiği doğru. Bu orada bir şok geçirdiği için sağlıklı da düşünemiyor.



"SİYAHLANMIŞ, SAÇLARI DÖKÜLMÜŞ"

Zaten iki saatte bir kovalamaca yaşamış, onun yorgunluğu var. Susuzluk var. Ben vücudunun her yerini inceledim. Vücudu orada fazla kalmaktan dolayı bayağı bir siyahlanmış, saçları dökülmüş" diye konuştu.

Eker'in kaybolduğunda çıkan güvenlik kamerası görüntüsündeki kişinin torunu olmadığını belirten Erdoğan, "Vücudundaki izler sadece birkaç tane çalıların arasından gittiği için çizmiş, hatta üzerindeki tişörtü de yırtılmış birkaç yerinden. Dikenli, ağaçlı bölge olduğu için onlar yırtmış. Hafif yırtık. Düştüğü yerde de bir iki kez dönmüş. Demek ki o gece orada yatmış.



"BELKİ SABAH KADAR CANLIYDI"

Belki sabaha kadar da canlıydı. Eğer biz yanlışlıkla o çobanla konuştu diye 9 kilometre oradaki yola yoğunlaşmasaydık, bunu bulurduk. Bunu arama ekibini oraya götürdük biz. Dediler ki kameraya yürüyen şekilde bize yansıdı. O da onun değil, sonradan çıktı ortaya Onur'un olmadığı. Burada birinin bahçesinde yaşayan birinin çocuğuymuş.

Ondan sonra adam zaten cinayet masası aldı, konuşturdu aldım orada resmini gördüm çocuğun. Ufak genç bir çocuk. Babası da sonradan gitmiş onu almış. Onların hep ifadesi verildi, kanıtlandı. Oraya hiç gitmemiş.

Uzak bir bölge orası. Çalseki dediğimiz yerin girişi. Kendi olduğu yere düşmüş, ondan sonra da adli tıptaki doktorun ön araştırmasına göre beynine oksijen gitmemiş ama resmileştirmediler onu"" ifadelerini kullandı.