2019 yılında Çin'de ortaya çıkan koronavirüsün mutasyona uğramış üç ayrı varyantı söz konusu. İngiltere, Güney Arfika ve Brezilya'da ortaya çıkan bu varyantlar daha hızlı yayılıyor. Öte yandan bu mutant virüsler ülkemizde de görülmeye başladı. Özellikle Karadeniz Bölgesi'ndeki vaka artışlarının diğer bölgelere göre daha fazla olması virüsün Türkiye mutasyonunun olup olmadığı sorusunu akıllara getiriyor. Peki virüsün Türkiye mutasyonu söz konusu mu? Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.



KARADENİZ BÖLGESİ'NDE VAKALAR 3-4 MİSLİ YÜKSEK

Karadeniz Bölgesi'ndeki vaka sayılarını değerlendiren Prof. Dr. Faruk Aydın, 'Karadeniz Bölgesi'ndeki vaka sayıları Türkiye'nin diğer bölgelerindeki ortalamaya göre 3-4 misli yüksek olması, bu bölgede ne olduğunu düşündürmeye başladı ve mutasyon ihtimalini akıllara getirdi. Aslında şu ana kadar bilinen mutasyonlar Türkiye'de var. Sağlık Bakanı açıklamalarında 50 şehirden daha fazla şehirde İngiltere, Brezilya ve Güney Afrika mustasyonunun var olduğunu belirtti. Fakat yayınlanan haritadan ilginç bir sonuç çıkardık. Sonuç şu: Öyle birşey var ki Samsun'dan Rize'ye kadar olan bölge diğer illerimizin çok çok üstünde. Burada bir sorun var ve bu sorunun diğer şehirlerde ortak olabilme ihtimali var. Niçin bu kadar yüksek bu sayı? Dolayısıyla burada ne olmuştur? Burada genel olarak 2 durumdan bahsedilebilir. İnsanlar korunma yöntemlerini maske, mesafe, bir araya gelme, toplanma gibi hijyen kurallarını ciddi derecede ihmal ediyorlar veya bu tedbirlere uymuyorlar. Ancak böyle bir gözlemimiz yok. İnsanları bu kadar serbest yaşayan bir bölge değil. Eğitim durumuna göre de iyi bir bölgedir burası. İyi de bir sosyal yaşam var. Hijyenik bir sosyal yaşam biçimleri düzeldi artık. Özellikle bu 2000'den sonra veya 90'lardan sonra. Yani bu bölgenin böyle bir ihmal olmadığının cenaze evlerinin, taziyelerin etkili olabileceği konuşuldu. Bunların da Doğu'da ve Güneydoğu'da daha özel bir durumda olduğunu, oralarda böyle işlemlerin de daha fazla yapıldığını biliyoruz. Dolayısıyla vaka sayıları 4 misli nasıl artabilir?' dedi.

"ENDİŞE VERİCİ BİR DURUMLA KARŞILAŞIYORUZ"

Faruk Aydın, 'O zaman da korunma dışında ne olabilir? İnsanların genetik bir sorunu mu var? Madem insanlar da böyle bir durum vardı, pandemi başlayalı 1 yıl oldu ve neden son 3 aydır ortaya çıktı? Neden daha önce Türkiye ortalamasıyla aynı iken son 2 ayda ortalamanın üzerine çıktı? Dolayısıyla endişe verici bir durumla karşılaşıyoruz. Virüsün kendini değiştirerek, başka bir güç kazanarak alışkanlıklarını değiştirerek hastalık yayılmaya başladı. İşte buna da genetik değişim yani mutasyon diyoruz. Peki birinden başka birine değişim gösterdikten sonra bulaşarak mutasyon mu yaptı? Tabii ki bilinen mustasyonda çalışılıyor. Bu bölgemizde dediğim gibi bilinen İngiltere, Brezilya ve Güney Afrika mustasyonlarına yönelik analizleri yapılıyor. Fakat bilinmeyen bir mutasyonsa gözden kaçabilir diye bir uyarı yapılmak istendi. Tabii ki mutasyonun tespiti için bölgeyi temsil eden tüm bölgeye ait örnekler almak gerekiyor. Ve bu örneklerin genetik analizi, yani RNA'larının sekansı yapılması gerekiyor. Sekans da Türkiye'nin diğer bölgelerindeki virüslerden bir farkın olup olmadığına bakılmasında, ona uygun özel tedbirlerin alınmasında ihtiyaç olduğundan yola çıktık.' ifadelerine yer verdi.

"BİLİMSEL BİR ANALİZ OLMADAN TAHMİN ETMEK ZOR"

Şu anki aşılamaların mutasyon virüse karşı etkisiyle ilgili Aydın, 'Bu aşılama konusuyla da irtibatlı mutasyondaki değişimlerin olup olmaması. Mevcut mutasyonlar da Güney Afrika mutasyonları bir miktar aşılara karşı aşı kaçağı yapma olasılığı olan bir virüs. Tabii ki buradaki eğer varsa, umut ediyoruz ki yoktur, herhangi bir mutasyon aşıların hedeflediği proteinler ve onları birleştiren antikorları ilgilendirecek noktadaysa o zaman etkileyebilir. Ama çalışma yapılmadan, bölgedeki virüs için bilimsel bir analiz olmadan bunu tahmin etmek zor. Aşılamada bütün mesele insandan insana geçmesine fırsat vermemek. Çünkü bunu yaparken mutasyonları yapıyor. Milyonlarca virüs bir insanda oluşuyor ve birçoğunda bu genetik hatalar meydana geliyor. Bunlar birikince ve başka insana bulaştığında sorun çıkarıyor. Keşke aşılamayı sadece biz değil bütün dünya daha başarılı yapabilseydi de virüse mutasyon şansı tanımasaydık. Yani aramızda barındırmamış olsaydık keşke. Fakat şimdi ilginç bir konu var karşımızda. Karadeniz niye diğer bölgelerden farklı durumda?' dedi.

"SAPTANMIŞ BİR MUTASYON SÖZ KONUSU DEĞİL"

'Bir endişe var ancak saptanmış bir mutasyon henüz yoktur' diyen Aydın sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir de burada Karadeniz'de yüksek sayıda bir bulaş var, vaka sayısı var. Bunu izah etmek için bütün argümanların tartışılması gerekiyor. Ancak mutasyon da bunlardan bir tanesi. Bunların mutlaka bilimsel yöntemlerle analiz edilip buna neden olayın ne olduğunu ortaya koymak lazım. İkinci olarak ise, bu bölgede yüksek sayı var iken Türkiye normalleşmeye yönelik bir adım atmaya çalışıyor. İşte bu bölgede bu sorunu çözmeden normalleşmek daha zor durumlara düşürebilir. Bir bilimsel adım, yapılması gereken bir işlem aranabilir. O yüzden toplumu uyarmak ve bilim insanlarını uyarmak dikkatini buraya çekmek isterim."



Göğüs Hastalıkları Uzman Tuğçe Hürkal, Karadeniz Bölgesi'nde artan vaka sayıları ve mutasyon virüse ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

"NE KADAR SIK YAYILIRSA KENDİ İÇLERİNDE DE KÜÇÜK VARYASYONLAR OLUŞTURUR"

Dünya genelinde 3 mutasyonun (İngiltere, Brezilya ve Güney Afrika) olduğunu belirten Hürkal, 'Özellikle İngiltere ve Brezilya suşları mevcut. Dolayısıyla bu mutant olan suşların içeriklerine baktığımız zaman tabii ki mutasyona uğramış virüsler ne kadar sık yayılırlarsa kendi içlerinde de küçük varyasyonlar oluşturur' dedi.

'Bir toplumda hızlanırsa bu mutant virüs o toplumda varyantlar oluşmaya başlar. Yani bazen gücünü kırar ve daha az risk grubu oluşturacak varyanta dönüştürebilir. Ya da tam tersi daha agresif bir varyanta dönüştürebilir' diyen açıklamasına şöyle devam etti: "Bizim gözlemimiz şu anda Türkiye'de özellikle İstanbul başta olmak üzere Brezilya ve İngiltere suşlarının hakim olmaya başladığını ve bunlarda da vakaların daha bulaş gücü yüksek ve tutunduğu kişi de daha uzun süre kalabildiğini görebiliyoruz bu virüslerin. Dolayısıyla bunun da şöyle bir dezavantajı var. Klinik olarak hastalığın daha gürültülü bir klinikle başlaması ve bu gürültülü klinik dediğimiz ateşlerin daha yüksek sayılması, daha uzun süre sürmesi, halsizlik ve yorgunlukların normalden daha uzun ve erken başlaması, hastaların klinik olarak toparlanma süreçlerinin daha önceki normal suşlara göre uzayabilmesi... Tabii ki bir hastalığının süresi ne kadar yoğun ve gürültülü başlarsa, ister istemez vakaların ağırlaşma süresine de o kadar olumsuz etki eder. Bizim de öngörümüz Türkiye için olmasa bile bu mutant olan suşların Türkiye'de yavaş yavaş yayılmasıyla beraber vakalarda da ağırlaşma riskinden korkuyoruz. Ve açıkçası şöyle bir durum da var; bu İngiltere'nin mutant suşunun özellikle genç popülasyonu tercih etmesi, 40-50 yaş altı dediğimiz ek hastalığı çok fazla olmayanlarda şiddetli reaksiyonla başlaması bizi açıkçası ürkütüp, huzursuz ediyor. Dolayısıyla da bu mutant suşunun Türkiye'de yayılımı genç popülasyonu ek hastalığı olmayan, daha çok kendine bakan kronik hastalığı olmayan hastalarda ağır seyrediyor olması bizim için şu anda oldukça rahatsız edici diye düşünüyorum.

'Türkiye'ye özgü varyantların sayısı belli mi?' sorusuna yanıt veren Hürkal, 'Belli değil. Çünkü bunun için spesifik bir ünite yok. Bakanlık uygun gördüğü bölgelerde artan vaka sayısında klinik şüphede kaldığı takdirde kendi laboratuvarlarında analizler yapabiliyor. Şu anda bu yaygın olarak analiz edebilme şansı mümkün değil' dedi.

MEVCUT AŞILAR MUTASYONA KARŞI ETKİLİ Mİ?

Mevcut aşıların mutasyona karşı etkili olup olmayacağına ilişkin 'Bu aşılardan en aktif olan yani Çin aşısının tutulma proteinlerine spesifik bir aşı olmadığı için ana virüsün kendiyle ilintili bir aşı olduğu için dolayısıyla nispeten mutasyona uğramış virüslerde etkinliği yüksek bir aşı' diyen Hürkal, 'Ancak Afrika suşunu ayrı tutmak gerekir. Çünkü Afrika suşu daha saldırgan, daha agresif diğer bütün mutant korona suşlarından farklı olarak tutulma bölgesi farklı. Dolayısıyla da ne MVA aşılarının ne de şu anda aktif olan aşıların çok fazla Güney Afrika suşuna etki edebileceğini düşünmüyoruz' açıklamasını yaptı.

"SEMPTOMLARI DAHA UZUN TUTABİLİYOR"

Türkiye'de daha çok İngiltere suşu varyantı gibi durduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Tuğçe Hürkal, 'Henüz olumsuz etkileyeceğini düşünmüyoruz. Aşı bunun için çok etkisiz demek için erken. Ama dediğim gibi en önemli özelliği genç popülasyonu ve özellikle alt hastalığı olmayanları ağır tutabiliyor ve klinik olarak da semptomları daha uzun tutabiliyor' ifadelerine yer verdi.

Varyant virüsün vefat ve vaka sayılarında artış söz konusu olabileceğini belirten Hürkal, "Eğer normalleşmeyi doğru organize edemezsek dolayısıyla mutant suşlar sahada yayılmaya başlarsa ki bunlar mesafe yakınlaşmasıyla çok çabuk yayılan virüsler, mutant virüs yaygınlaştıkça mutant virüs özelliğini daha çok artırır. Yani mutant olan virüsler kişiden kişiye bulaştıkça mutasyon özelliklerini artırırlar. Dolayısıyla da bu anlamda yayılmasını engellemek için mesafenin ve sosyal izolasyonun yeri çok önemli" dedi.

EKSTRA ÖNLEMLER ALINMALI MI?

Hürkal, şu an için alınan önlemlerin yeterli olduğuna dikkat çekerek, 'Ancak bu sömestırla beraber bu sosyal hayattaki kıpırdanmalar bile aslında bizlere olumsuz yansıdı. Bu da sayıların 7-8 binde kitlenmesini sağladı. Ancak 'yerinde karar' dönemi başlayacak mart ayı itibarıyla. Yerinde karar dönemi belki de genellemelerin tek bir merkezden tüm ülkeyi kapsar bir boyutta değil de daha çok bölgesel kararlar şeklinde olacak. Bu bölgesel kararlar da Bakanlığın kendi suş analizlerine göre hangi bölgede daha yoğunlukluysa belli kısıtlamaları o bölgeye doğru artırıp hangi bölge sakinse orada bir miktar gevşetme şeklinde dinamik bir süreç olarak izlenebilir diye düşünüyorum' dedi.

"KARADENİZ BÖLGESİ'NDE BUNLAR ÇOK HAKİM"

Karadeniz'de artan vaka sayılarının bölgede yeni mutasyondan kaynaklandığı ve vaka sayılarının artırdığını iddiaları üzerine Hürkal, 'Olabilir. Hep dediğimiz gibi... Mutant suş mutant suşu etkiler. Varyasyonu artırır. Virüslerin genel çoğalma kapasitesinde de bazen biz 1 kişi üzerinde 2 farklı varyant suş görebiliyoruz gelen raporlarda. Dolayısıyla da burada da cenazeler, taziyeler, düğünler, ev toplantıları, kalabalık yaşam bu süreci çok tetikliyor ve besliyor. Virüslerde bunlardan çok ciddi besleniyor açıkçası. Bunun ne kadar engellersek varyant suşlarının o kadar çok mutant özelliklerini de engellemiş oluruz' açıklamasını yaptı.