Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Çalışma düzenimizden sosyal yaşantımıza kadar pek çok alanda hayatımızı etkileyen pandemi, ikili ilişkilerimizde yaşadığımız kavgaların konusunu bile değiştirir hale geldi. Kim derdi ki bir gün 'Hafta sonu senin ailene değil benim aileme gideceğiz' kavgası yerine 'Senin istediğin aşıyı değil benim istediğimi olalım' kavgası yaşanacağını…

Pandeminin kişi ve toplumlar üzerindeki etkisi uzun yıllar boyunca akademik araştırmaların konusu olacak. Salgının pek üzerinde konuşulayan etkisi ise evlerin içine kadar girmiş durumda: Aşı nedeniyle pek çok ailede tartışmalar yaşanıyor. Çiftlerden (veya aileden) biri aşı oluyor diğeri kesinlikle aşı olmayı reddediyor ya da farklı aşı tercihleri nedeniyle birbirini ikna çabaları sonucunda kavga ve huzursuzluk çıkıyor.

Hürriyet’ten Sedef Batı’nın haberine göre; Aşı olan taraf, partneri aşı olmadığı için kendini güvende hissetmiyor. Bu nedenle her gün kavga eden, sinirli, öfkeli, çaresiz, hatta boşanmayı düşünen çiftler bile var. Öte yandan aşının 12 yaşa kadar düşmesi ile durum daha da karmaşıklaştı. Boşanmış olsalar bile bazı ebeveynler aynı aşı tartışmalarını çocukları üzerinden yaşıyor.

Her evde tartışmanın şiddeti ve boyutu farklı elbette ama günün sonunda aynı evin içinde kendini güvende hissetmeyen ve birbirinden gittikçe uzaklaşan çiftler var. Evli, bekar, boşanmış, çocuklu, çocuksuz fark etmiyor. Birçok insandan böyle hikayeler duymak mümkün. İşte aşı konuşma anlaşmazlık yaşayan 5 çiftin hikayesi…

'YATAĞIMIZI BİLE AYIRDIK! YA AŞI OLACAK YA DA BOŞANACAĞIZ'

Ö.K. (Mimar / 35)

"Bu mesele yüzünden evliliğim sallantıda desem hiç yanlış olmayacak sanırım. Eşim pandeminin başından beri inanılmaz umursamaz davranıyor. Bağışıklığının çok güçlü olduğuna ve virüsün onu alt edemeyeceğine inanıyor. Yersiz bir öz güveni var, üstelik çevremizde bu hastalıktan onca kayıp yaşamamıza rağmen. İşi gereği sürekli dışarıda, ilk zamanlar asla maske takmıyordu, her gün kavga ediyorduk. "Beni ve çocuğumuzu tehlikeye atıyorsun" dedikçe "Yine çok Haber seyretmişsin" diye dalga geçiyordu.

Geçen yıl eylül ayında bir sabah yataktan kalkamadı, "Başım ağrıyor, geçer" dedi. Tam 2 gün yattı ve inatla test yaptırmadı. Ben de mecburen eve filyasyon ekiplerini çağırdım, o zaman test vermek zorunda kaldı. Önce onun pozitif sonucu geldi, sonra da benim. Bir hafta yattık ama eşim daha ağır geçirdi ve çok şükür atlattık. Bizden iki ay sonra hastalanan komşumuzu kaybettik ama yine akıllanmadı.

Aslı sorunumuz, bize aşı çıktıktan sonra başladı. Bu sefer de "Aşı olmam" diye tutturdu. Diğer bütün sorunlarımızı unuttuk tek derdimiz aşı… Başka bir şey konuşmuyoruz, ben aşımı oldum kendimi korumaya devam ediyorum ama o inatla ne maske takıyor ne aşı oluyor. Artık onu ikna edemediğim için tam 3 aydır aynı evin içinde iki yabancı gibi yaşıyoruz. Asla beraber Yemek yemiyorum, TV izlemiyorum hatta aynı yatakta bile yatmıyorum. En çok da buna bozuluyor ama benim sabrım taştı artık. Böyle devam ederse boşanmamız çok yakındır çünkü ona ne sevgim kaldı ne de saygım.

'HANGİ AŞIYI YAPTIRACAĞIZ' KAVGASI

G.B. (Öğretmen / 43)

Eşimle boşanalı 5 yıl oldu ama kavgalarımız hala devam ediyor. Çocuğun okul taksiti, servisi, kitapları, kıyafetleri derken ister istemez iletişimde kalmak zorundayız ve mutlaka bir tartışma yaşıyoruz. Ancak aşının 12 yaşa kadar düşmesi ile bizim kavgalarımız tamamen yön değiştirdi. Diğer sorunları bir şekilde çözebiliyorduk ama bu konuda bir türlü uzlaşma sağlayamıyoruz.

Ben BioNTech olmayı tercih ettim o da Sinovac. Şimdi oğlumuz için ben aynı şekilde BioNTech olmasını istiyorum ama babası "Asla izin vermem" diyor. Aşı olmasına kesinlikle karşı çıkıyor. Bana sürekli BioNTech aşısının ergenler üzerindeki yan etkileri ile ilgili haberler gönderiyor beni de korkutup ikna etmek için. "Bu çocuk okula gidiyor vakalar çok arttı, korkuyorum" diyorum, "Doktor arkadaşımla konuştum 'Yaptırmayın, çocuklar hafif atlatıyor' dedi" diyor.

Oğlumun velayeti bende, gizliden gidip yaptırayım diyorum sonra engel oluyorum kendime buna hakkım var mı diye. En son konuştuğumuzda "Belki Sinovac yaptırabiliriz" dedi. Bu bile bir umut ışığı benim için. Aylardır, dostlarımı, akrabalarımı aşı olmaya ikna etmeye çalışıyordum ama bu defa kendi çocuğuma aşı yaptırmak için maalesef umutsuz vaka olan eski eşimi ikna etmeye çalışıyorum.

Evlenme kararı aldığım o gün var ya, işte o gün yıllar sonra böyle bir konuda kararsızlık yaşayacağımızı ve elimin kolumun bağlı kalacağını bilsem bir saniye bile düşünmez bu kararımdan vazgeçerdim.

'ÇOCUĞUMUZ OLMAZ KORKUSU İLE AŞI OLMUYOR'

B.B. (Mühendis / 28)

İki yıldır birlikte olduğum sevgilim aşı olmayı reddediyor. Sosyal medyadan okuduğu kadarıyla aşıların insanları kısırlaştıracağına kendini inandırmış. Benim de olmamam için çok ısrarcı oldu, onun inandığı şeylere inanmamı ve aşı olmamamı istedi. Çok büyük kavgalar ettik, kıyametler koptu ama ben 2 doz aşımı da oldum.

Önceden birbirimize hep güzel mesajlar yazardık, sabah onun mesajlarıyla uyanırdım. Son 3 ayda mesajlarımız sadece aşı ile ilgili haber linklerinden ibaret. Bir gün "1 yıl sonra evleneceğiz, nasıl böyle bir şey yaparsın aklım almıyor" yazıyor ertesi gün "En azından ben aşı olmadım hâlâ şansımız var" diyor. Onu çok seviyorum o da beni seviyor biliyorum ama böyle giderse aşı anlaşmazlığı yüzünden ayrılan ilk çift sanırım biz olacağız.

'HAYATIMIZ ÇEKİLMEZ HALE GELDİ'

A. K. (İşletmeci / 39)

Ben bu hastalığı geçirdim ve normal bir grip gibi evde atlattım. Eşim inanılmaz pimpirikli, elinden gelse beni kapının önünde hortumla yıkayıp dezenfekte ettikten sonra eve alacak. Önceleri maske de maske diye başımın etini yiyordu şimdi illa aşı olacaksın diye tutturuyor. Ben bu yaşıma kadar doğru düzgün hasta da olmadım ilaç da kullanmadım. Bağışıklığıma güveniyorum ve aşıya gerek olmadığını düşünüyorum. Bu hastalığa herkes bir şekilde yakalanacak, hayatımızı bu kadar etkilemesine izin vermemiz lazım ama eşim hem kendi hayatını hem de benim hayatımı çekilmez hale getirdi. Başka konuştuğumuz bir şey yok, sürekli tartışıyoruz. Maske, mesafe, hijyen, aşı… Paylaşımımız bundan ibaret. Ben aşı olmadan da bu sorunun düzeleceği yok. Artık pes edeceğim galiba ama sırf o üzülmesin ve aramız düzelsin diye aşı olacağım. (Yurt dışına çıkmak için şartmış:))

'SÜREKLİ RÜYALARIMA GİRİYOR'

N.E. (Psikolojik Danışman / 29)

Eşim 5 aylık hamile ve bebeğe zarar verir korkusu ile aşı olmayı reddediyor. En çok onun aşı olması gerektiğini, bebeğimizi korumak için aşı yaptırmanın en sağlıklı karar olacağını söylüyorum ama asla ikna olmuyor. Doktorumuz da aşı olmasını istiyor ama maalesef onu da dinlemiyor, doğumdan sonra belki olabilirmiş.

"Bebeğime bunu yapamam, bir şey olursa kendimi asla affedemem" diyor. Peki ben bebeğimize ve ona bir şey olursa kendimi nasıl affedeceğim? Sürekli rüyalarıma giriyor, sabah kalkınca "Bak sürekli kötü rüyalar görüyorum, çok tedirginim ne olur aşını ol" diyorum ama bundan fazlası gelmiyor elimden. Kendimi o kadar çaresiz hissediyorum ki…

Henüz doğmamış bebeğim hakkında söz sahibi olmam için illa karnımda mı taşımam gerekiyor? O benim de bebeğim ve onun geleceği hakkında şimdiden söz sahibi değilim ve bu canımı çok sıkıyor.

'KEŞKE 5 DAKİKALIĞINA BAYILSA VE AŞILI UYANSA'

A.H. (Öğretmen / 31)

Eşimle 5 yıldır evliyiz ve birbirimizin fikirlerine, özel alanlarına, isteklerine çok saygılıyız. Pandemide arkadaşlarımız "Aynı evin içinde birbirimizi yemeye başladık" dedikçe bize nazar değmesin diye tahtalara vurduk durduk. Ta ki ülkemizde uygulanan iki aşıdan birini seçme sırası bize gelinceye kadar.

Ben ilk günden bir an önce aşı olmak için can atarken eşim bize aşı çıktığından beri kendisinin de benim de aşı olmamı istemediğini söylüyordu. Ben randevu alabildiğim ilk gün hemen ikimize de randevu oluşturdum nasıl olsa ikna ederim diye. Akşam yemeğinde bu durumdan bahsettiğimde evlilik hayatımızın en büyük kavgasını ettik. Neden aşı olmamız gerektiğini, okuduğum haberleri, bilim insanlarının yaptıkları araştırma sonuçlarını göstermeme rağmen bir türlü ikna olmadı. "Kendini düşünmüyorsun bari benim canıma kastetme" dedi en sonunda ve ben de ikna etmekten vazgeçtim.

Ben aşılıyım o aşısız, inanılmaz tedirginim, ona bir şey olacak diye çok korkuyorum ama inadını bir türlü kıramıyorum. Keşke bir mucize olsa da 5 dakikalığına bayılsa, eve hemşireler gelse gizlice aşı yapsalar ama o aşı olduğunu bilmese… Artık onu ikna edemeyeceğimi bildiğimden resmen bunun için dua ediyorum.

Peki çiftler bu sorunu nasıl çözecek, herkes "Benim düşüncem en doğrusu" dedikçe orta yol nasıl bulunacak ve bu tartışmalar nasıl son bulacak… Uzman Klinik Psikolog, Çift ve Aile Terapisti Dilara Yamanlar Büyükkoç ile ev içindeki aşı anlaşmazlığını ve kavga gürültü olmadan bu sorunun üstesinden gelmenin yollarını konuştuk.

Dilara Yamanlar Büyükkoç, çiftlerde ilişki yapısının sağlıklı bir şekilde ilerlemesinin temel noktasının sağlıklı iletişim olduğunu belirterek söze başladı.

“Savunduğumuz ya da karşı olduğumuz bir düşüncenin; neden düşünce yapımıza uymadığını, bunu neden istediğimizi ya da istemediğimizi, bu konuyla ilgili ne gibi endişelerimizin olduğunu karşılıklı olarak sakin bir şekilde birbirimize anlatmamız gerekiyor. Bu konuşma tartışmaya dönmeden 'Şu konularda sana katılıyorum, bunu düşünmekte haklı olabilirsin ama konunun bir de bu noktasından bakalım' şeklindeki önerilerle ve düşünceleri sakince ifade etmek gerek."

Büyükkoç, bu şekilde devam eden çözüm odaklı bir diyaloğun, orta noktada buluşulmasa bile tarafların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlayacağı için sürecin daha sağlıklı biçimde atlatılmasını destekleyeceğini de belirtti ve ekledi:

"Aşı olan taraf aşı olmayan eş ile aynı evi paylaştığı için kendisini güvende hissetmeyebilir ve aynı yatakta yatmaktan endişe duyabilir. İlişki dinamiğini bozmaya kadar gidebilen böyle bir durumda yine sağlıklı bir iletişimle bu dinamik bozulmadan önlem alınabilir."

"Düşüncelerine ve kişisel tercihine saygı duyuyorum fakat bu durum bana kendimi güvende hissettirmiyor, bu kişisel tercihinin olası sonuçlarının tüm aileyi ilgilendireceğini düşünüyorum. Biliyorum ki evimizin huzuru ve bizim huzurumuz ikimizin de ana önceliği. Bu durumu huzurumuzu kaçırmadan, ilişkimize zarar vermeden nasıl çözebiliriz, aşı olmak istemiyorsan başka hangi önlemleri alabiliriz, bu konuyla ilgili benden beklediğin bir destek olur mu?" gibi cümleler ile silahsızlandırma tekniğinin ve ben dilinin aktif olarak kullanıldığı çözüm odaklı bir yaklaşım örneği veren Büyükkoç, karşı taraftan gelen önerilerle birlikte çiftlerin birbirlerini anlama ve birbirlerinin önceliklerine saygı gösterme ihtimalinin daha da artacağını söyledi.

ÇOCUKLARLA İLGİLİ SORUNLAR NASIL ÇÖZÜLEBİLİR?

Anne ya da babadan biri yasal olarak çocuğa diğer ebeveynin rızası olmadan aşı yaptırabiliyor. Bu şekilde gizlice aşı yaptırmayı düşünenler bile var. Büyükkoç, çocuğun sağlığını ve geleceğini etkileyecek her maddenin boşanmış dahi olsalar, ancak anne ve babanın ortak kararı olarak alındığında psikolojik olarak sağlıklı boyuta ulaşacağını ifade etti.

Büyükkoç. aile bireylerinden birinin bunu gizlice yaptırıp sonradan söylemesinin aile birliği dinamiklerini kopma noktasına götüreceği gibi çocuğun psikolojisini de kötü etkileyeceğini vurguladı.

"Biz aşı yaptıralım, annene/babana söyleme aramızda sır olsun" gibi söylemler çocuğa nasıl zarar veriyor? Çocuklar bu anlaşmazlıktan nasıl etkileniyor? Bu sorulara da Büyükkoç şöyle yanıt verdi:

"Ailede 'iyi polis-kötü polis' dinamikleri çocuğun üzerine büyük bir yük vereceği gibi anne baba kavramının da farklılaşmasına sebep olur. Çocuğun psikolojik olarak sağlıklı bir birey haline gelmesinin en büyük payı ailenin 'birlik ve beraberlik' alt mesajlarını doğru vermesiyle tamamlanır. 'Annen hayır dedi ama hadi bu çikolatayı ye aramızda kalsın' gibi küçük bir örnek bile bu konuya dahildir. Çocuklara hissettirilen her daim 'Bu bizim annenle ya da babanla ortak kararımız' alt mesajı olmalıdır. Bu alt mesaj aşı gibi sağlığı etkileyen bir konuda çok daha aktiftir."

"Peki çocukların aşı konusundaki tercihi dikkate alınmalı mı yoksa ebeveynlerin kendi aralarında uzlaşmaları mı gerekir mi?" diye sorduğumuzda Büyükkoç “Çocukların tercihlerinin sorulması, fikirlerinin alınması, onlara karar verme hakkının tanınması gelişimlerinde ve ileride bağımsız birer birey olmalarında aktif rol oynar fakat karar verme hakkının tanındığı konuların çerçevesini aile bireyleri çizmelidir” ifadelerini kullandı.

Çocuğun geleceği ve sağlığı konusunda aktif rol oynamayacak tercihlerin sunulmasının ve ona karar verme hakkının tanınmasının gelişimini desteklediğini de hatırlatan Büyükkoç, bununla bitlikte aşı gibi çocuğun geleceğini ve sağlığını etkileyecek bir konunun ebeveynlerin kendi aralarında uzlaşarak karar almaları gereken bir mesele olduğunu vurguladı.

Büyükkoç, bu konuda uzlaşamayan çiftlere çocuğu dahil etmeden bir çift terapistinden destek almalarını tavsiye etti.