Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Hava güzeldi o sabah, kahvemi alıp çıkacaktım... Demir kapıyı açıp apartmanın önüne adımımı attım ki acı bir miyavlamayla karşılandım. Tam güneşe yatan bir kedinin üstüne basacakmışım ki Allah’tan kaçıp kurtuldu. Sonra geldi ayakkabıma süründü, tanıyordu sanırım beni, biraz oynadık. Bunu hep yaşıyorum ve üzülüyorum. Yollara, kalabalık yerlere yatan kedi ve köpekler oluyor bazen. Bununla ilgili birkaç kaza yaşadım. Bir defasında bir köpeğin ayağına basmıştım ve o da can havliyle biraz saldırdı bana. Etraftaki insanlar girdi aramıza, ikimiz de zararsız kurtulduk durumdan. İstemeyerek de olsa üzülüyor insan. Fakat kızdığım nokta şu: Bir metro üstgeçidinde yaşadım bu olayı ben, köpeğin ayağına basana kadar neden beni kimse görmüyor?

MEĞER KEDİ DE KÖRMÜŞ

Güzel hikâyeler de oluyor bazen. Karanlıkta Diyalog Müzesi’nde tanıştığım bir çiftin anlattığı hikâye şaşırtıcıydı. Evlendiklerinde yaşayacakları evi seçmek üzere emlakçıyla bir evin kapısına geliyorlar. Apartmanın bahçesindeki kedi de onları takip ediyor daire kapısına kadar. Emlakçı açıyor kapıyı, kedi herkesten önce giriyor daireye. Biraz kediyle ilgilenip sonra evi geziyorlar. Anlaşma sağlanınca emlakçı anlatıyor kedinin hikâyesini. Önceki kiracının kedisiymiş ve taşınırken orada bırakıp gitmiş. Fakat kedi yaşadığı yeri beklemiş. Bundan etkilenen çiftimiz de kediyle beraber evi tutmuş...

İki yıl sonra taşınıyorlar o evden ve kediyi de alıyorlar... Yeni evde kedi her yere çarparak yürüyor. Fark ediyorlar ki kedi görmüyor. Önceki evine çok alışan kedi orada görüyor gibi yaşamış. Yeni düzene girince acemilik çekmiş, oraya da kısa sürede alışıp yine eski konforuna kavuşmuş...

Binalar ve şehirler de bizim için böyle. Ne kadar standart yakalarsak o kadar rahatız. Şehir mobilyaları bize bir tür yol gösteriyor. Hatta elektrik direkleri, ağaçlar, sokak köşelerindeki dükkânlar... Biri değişince bütün haritanıza etki ediyor.

Toplu taşımayı da buna katabiliriz. Yollardaki kasisleri ya da köşeleri ezberliyoruz çoğu zaman ama hâlâ toplu taşımadaki anonsların çalışmama ihtimali gündemimizde... Bir türlü oturmuyor bu sistem, hep endişeye yol açıyor.  Bir de durakta tek olunca otobüs durup beni almıyor, galiba şoför el kaldırmamı bekliyor. En son dün otobüsü bastonumla vurarak durdurdum. Bu sebepten işe geç kalmışlığım da oldu...