Ömür GEDİK:  Kenan İmirzalıoğlu çok sabırlıymış, onu sabır abidesi ilan ediyorum. Israrla “Türkiye’de anne babaların yüzde 90’ı saygıyı hak etmiyor” diyen yarışmacı karşısında soğukkanlılığını koruduğu için. Kenan’ın başta kendi annesi olmak üzere tüm annelere ne kadar saygı ve sevgi dolu olduğunu bilirim. Tüm söylediklerinin altına ben de imzamı atıyorum ve kendisini tebrik ediyorum.

Cengiz SEMERCİOĞLU:  Yarışmacı bizim alışık olmadığımız aile kavramlarını ortaya koyduğu için hepimiz şaşırdık. Haklı olduğu yanlar olabilir ama bilmiyor ki, hiçbir şey aile sevgisinden daha iyileştirici olamaz. Aile bağlarının değerini öğrenememiş ne yazık ki.

Onur BAŞTÜRK:  Cesur bir çıkış, biraz da ünlü olma çabası. Daha önce benzerini duymadığım bir dava bu. Ama eline ne geçecek onu merak ediyorum bu davayla. Yarası var ailesiyle o anlaşılıyor da davaya gerek var mı, tartışılır.



Can oyunculuğu pornoyla karıştırıyor

Can Yaman, dünkü Kelebek’te Cengiz Semercioğlu’na verdiği röportajda “Oyuncular ikiye ayrılır; libidosu olanlar, libidosu olmayanlar. Son yıllarda işi tutmayan jönlere bak; hepsinin libidosu olmayan partnerleri vardı. Seyirciye ‘Bunlar gerçekten sevişiyor mu sevişmiyor mu’ diye sordurtmazsan o iş tutmaz. Demet’le (Özdemir) bizim çekimimiz tavandı” dedi. Can Yaman’ın libido açılımı hakkında ne düşünüyorsunuz? Doğruluk payı var mı?



Cengiz Semercioğlu: Can’ın orada söylediği özellikle romantik komedilerde çiftlerin arasındaki çekim gücünün seyirciye geçmesi. “Erkenci Kuş” yayınlandığı süre boyunca Can’la Demet acaba sevgili mi değil mi diye bu yüzden tartıştık zaten sürekli. Sahiciydi.

Ama Kıvanç Tatlıtuğ’la Beren Saat’in “Aşk-ı Memnu”su da sahiciydi. Hatta sette birbirlerinden çok hazzetmemelerine rağmen. Hoşlandığın biriyle daha iyi aşk sahnesi çekersin, Can da bunu söyledi.

Onur Baştürk: Neresinden tutsan elinde kalan saçma sapan sözler. Öncelikle “İşi tutmayan jönlerin libidosu olmayan partnerleri vardı” diyerek kadın oyuncuları küçümsüyor, üzerine vazife olmadığı halde cinsel çekim üzerinden sektördeki kadınları değerlendirme yapıp aşağılıyor. Yaptığı tek kelimeyle ayrımcılık, bu bir.

İkincisi de oyunculuğu tamamen yanlış anlamış olması. İyi bir oyuncu gerçek hayatındaki kendini unutur ve karakteri neyi gerektiriyorsa o role bürünür. Dolayısıyla içindeki libido ölçerle alakası olmaz, olmamalı oyunculuğunun.

Bir tek şu doğru: Sinema ve dizi çiftleri arasında ekrandan baktığında bir “kimya” uyumu olmalı. Ama bu da fiziksel değil yine çoğunlukla oyunculukla ilgili.

Buradan şu sonuca pekala varabiliriz: Can Yaman oyunculuğu pornoyla karıştırıyor olabilir.

Ömür Gedik: Bence Can libido konusunda haklı. Libido kamera önünde, sahnede, hatta hayatın her kesiminde önemli ve etkileyici bir rol oynuyor.

Yalnız benim anlamadığım Can’ın neden sadece kadınlarda libido aradığı. Belki de o işlerin tutmamasının nedeni jönlerin libido eksikliğidir, inandırıcı olmamasıdır.

Başarısızlığın sebebi senaryonun libidosunun düşüklüğü bile olabilir. Sadece kadın partnerleri suçlamamak lazım.

Kıvanç’a saygısızlık yapmadı 

Kıvanç Tatlıtuğ katıldığı partide Can Yaman’la ilgili soruları duymazdan geldi ama Can Yaman Kelebek’teki röportajında “Kıvanç Abi’yi tek geçerim. Hastasıyım, her işini izliyorum” dedi. Yaman’ın Tatlıtuğ yorumlarına ne diyorsunuz?



Onur Baştürk: Çevir kazı yanmasın olmuş biraz. Elbette bunları söyleyecek. Ama Kıvanç Tatlıtuğ’un da takmıyormuş gibi görünüp aslında içten içe (beden dilinden anlaşılıyor) Can Yaman’a sinirlendiği belliydi.

Cengiz Semercioğlu: Can ilk konuşmasında da Kıvanç’a karşı negatif bir şey söylemedi. “Dizileri bugüne kadar İspanya ve İtalya’ya satılmadığı için tanınmıyordur” dedi. Bu doğru bir şey. Bunda karşı tarafa saygısızlık yok. Kıvanç bu meseleye daha olgunlukla yaklaşmalı. Can’ın adını duymazdan gelmek yerine “Türk oyuncuların dünyanın her yerinde tanınması hepimiz için güzel bir şey” deyip geçse mesele bu kadar uzamayacak zaten. Mesele Can değil ki, Halit, Engin, Kıvanç, Burak pek çok isim tanınıyor dünyada.

Ömür Gedik: Can Yaman’ın Kıvanç’la ilgili polemik yaratan cümlelerinde zaten bir üstten bakma ya da saygısızlık söz konusu değildi. Röportajın tamamını izlediğinizde “Kıvanç’ın dizileri İtalya’da yayınlansa ona da aynı ilgi olurdu” demeye getirdiği anlaşılıyor. Şimdi “Kıvanç Abi’yi tek geçerim” diyerek aslında aynı tavrı sürdürmüş Can Yaman.

Berrak’tan Can’a tepki

Berrak Tüzünataç, Can Yaman’ın dün Kelebek’te çıkan röportajında kullandığı ifadeleri eleştirdi.

Berrak Tüzünataç, röportaj sırasında Can Yaman’a yöneltilen “Tabii bu uyumda Demet Özdemir’le sevgili olmanızın da etkisi var” sözlerini ve ünlü oyuncunun verdiği şu yanıtı Instagram’da paylaştı:

“Biz 20’nci bölümde sevgili olduk. Demet biraz snob olsaydı asla uyumlu olamazdık. Mesela ‘Hangimiz Sevmedik’ dizisindeki partnerim Selen Soyder’le bu yüzdem problem yaşadım. Gel de şimdi sette bu problemlerin üzerine kamera önünde aşk çek. Başrol çiftinin libidosunun yüksek olması lazım. Ben hep şunu söylüyorum, oyuncular ikiye ayrılıyor, libidosu olanlar, libidosu olmayanlar. Son yıllarda işi tutmayan jönlere bak, hepsinin libidosu olmayan partnerleri vardı. Seyirciye ‘Bunlar gerçekten sevişiyor mu sevişmiyor mu’ diye sordurtamazsan o iş tutmaz. Demet’le bizim çekimimiz tavandı, maksimum olduk.”

Tüzünataç, Can Yaman’ın kullandığı ifadelerden rahatsızlık duyduğunu şu sözlerle dile getirdi: “Bilge bir adamdan, bilge cümleler! Yani inanılmaz bir açıklama! Jönlerin libidosuz partnerleri sorun diyorsun he, vay be... Beğendiğin beğenmediğin partnerlerini de açıklar mısın?”

Sedat, Işın’ın keyfini kaçıracak

Sedat Doğan, Işın Karaca’nın boşandığı eşi Tuğrul Odabaş’ı kızı Mia’yla fotoğraf paylaştığı için tehdit etti. Işın Karaca ise Tuğrul Odabaş’a sahip çıktı. Sedat Doğan mı, Tuğrul Odabaş mı Mia’ya babalık yaptı? Hangisinin daha çok söz hakkı var?



Onur Baştürk: Sevgi neydi? Emekti. Tuğrul Odabaş da emek verdi. Kalpte emek verenler yer eder, uzaktan baba olmaya çalışanlar değil. Bu yüzden Sedat Doğan kızının kalbinde gerçekten yer etmek istiyorsa bir an önce yurda dönsün.

Ömür Gedik: Evet,Sevgi neydi, emek mi” sorunsalına bu polemikle bir yenisi daha eklendi. Tuğrul Odabaş, babasının yokluğunda Mia’nın yanındaydı, üstelik Mia’yı gerçekten seviyor ve sahip çıkıyor gibi duruyor. İdeali, her çocuğun öz anne babasının yanında olması tabii. Hayaller-hayatlar diye de bir şey var ama. Burada bana en zoru Işın Karaca’nın durumu gibi geldi. Kızı için en doğru olanı o yapacaktır.



Cengiz Semercioğlu: Sedat Doğan bırakıp gitti kızını. Bırakmakla kalmadı, Brezilya’da hapishanelere uzanan bir hayat yaşamaya başladı. Şimdi İstanbul’a gelecek. Tuğrul Odabaş’ı Mia’ya “kızım” dediği, fotoğraflarını paylaştığı için tehdit etmesine hiç gerek yok. Kızına kol kanat geren biri daha varsa bundan neden rahatsızlık duyuyor ki? Kaldı ki Tuğrul Odabaş, evliliği döneminde de hep Mia’yla iyi bir baba-kız ilişkisi kurdu. Ama görünen o ki Sedat, Işın’ın keyfini kaçıracak.

Bu sektörde herkes arkadaş

Oğuzhan Koç ve Demet Özdemir’le ilgili aşk iddiası, bu haftanın en çok konuşulan konularından biriydi. Yağmur Tanrısevsin, sosyal medyada Demet’i takip etmeyi bıraktı. Demet’le Yağmur’un arkadaş olması nedeniyle Oğuzhan eleştirildi. Yorumlarınızı alalım.



Ömür Gedik: Bu sektörde herkes herkesi tanıyor, herkes herkesin bir şekilde arkadaşı. Burada arkadaşlığa değil de gerçek dostluğa bakmak lazım. Yağmur ve Demet gerçek dost değilmiş demek ki.

Onur Baştürk: Yağmur Tanrısevsin şu gerçeği öğrenememiş hâlâ: Ünlüler döner dolaşır kendi dünyalarında biriyle beraber olur. Demet Özdemir de döndü dolaştı (ama belli ki fazla dolaşmamış) bu dünyadan birini buluverdi işte, mecbur! “Arkadaşımın aşkı” gibi klişeler ünlüler dünyasında bu yüzden geçerli değil.

Cengiz Semercioğlu: Oğuzhan ve Demet’in aşkı başladıysa eğer hayırlı olsun diyelim. Sektörde herkes herkesin arkadaşı değil mi? Bir şekilde tanışıyorlar. Biz bunu ünlüler dünyasında tartışıyoruz ama bir banka şubesinde de “arkadaşımın aşkısın” olayı yaşanıyor emin olun. Unutmayın, aşk anarşisttir.

Evliliği bitiren kişiler değil kıskançlık

Özcan Deniz’in evliliğini bitiren önce Meryem Uzerli dendi, ardından Aslı Enver’in adı ortaya atıldı. Boşandığı eşi Feyza Aktan’ın Deniz’in rol arkadaşlarını kıskandığı da iddia edildi. Sizce bir evlilik bu yüzden biter mi?



Onur Baştürk: Eşinin dizide oynadığı her partneri kıskanacaksan, o evliliğe hiç başlamaman gerekiyor. Demek ki kendine güvenin yok! Manasız şeyler bunlar. Üzüldüm Özcan Deniz adına...

Cengiz Semercioğlu: Feyza Hanım’da bir kıskançlık varsa, Özcan’ın iş arkadaşlarını kıskanabilir. Bu Meryem de olur, Aslı da, Ayşe, Fatma da. Evliliği bitiren unsur kişiler değil, “kıskançlık” olabilir. Yani Aslı ya da Meryem’in dolaylı bir etkisi olabilir bu meselede. O yüzden hiç alınıp açıklamalar yapmalarına gerek yok.



Ömür Gedik: İlişkiler de evlilikler de kıskançlık nedeniyle bitebilir. Hele ki partnerlerden biri bu kıskançlıklardan bunalmış, diğer taraf da kıskançlıkları takıntı haline getirmişse. Feyza Aktan ve Özcan Deniz’in evliliği bu nedenlerle ve adı geçen kişiler nedeniyle mi bitti taraflar açıklamadıkça bilemeyiz. İddialar ve iftiralar üzerinden konuşmanın da bir anlamı yok. Dahası adı geçen kişilere de durduk yere ayıp oluyor.

Aşkları gerçek mi?

Gönül Yazar, “Rüzgar bana bağırıyor, azarlıyor. Psikolojik şiddetin farkındayım ama iyi birini buldum, kaybetmeyeyim diyorum” dedi. Gönül Yazar ve 32 yaş küçük sevgilisi Rüzgar Mağden’in aşkına inanıyor musunuz?



Cengiz Semercioğlu: Ben inanmıyorum, Gönül Yazar psikolojik olarak şiddet gördüğünü söylüyor zaten. Duygusal bir boşlukta olan, yalnız kalmak istemeyen bir kadın var ortada. 50 yaşında bir erkek neden beraber olur peki? Bu duygusal boşluktan faydalanma olabilir bu. Gönül Hanım’ı her koşulda üzen bir aşk macerası olur bu.

Onur Baştürk:
İnsan yaş aldı mı olaylara bu denli üzücü ve dar bir çerçeveden bakmamalı. “İyi birini buldum kaybetmeyeyim” tam da öyle olmuş.

Ömür Gedik:
Ayrılıp ayrılıp yeniden bir araya geldiklerine göre adı belki aşk olmasa da onları birbirlerine bağlayan bir şey var demek ki.