Bugünkü adı Mimar Sinan olan Güzel Sanatlar Akademisi'ne 1963'te kabul edilmeyen ancak Türkiye, Avrupa ve ABD'de çok sayıda açtığı sergi ile adını duyuran Ergin Atlıhan, "Lillianne Sara benim kızım. Kendisi Türkiye'deki haklarımdan faydalanması için dava açtı. Bodrum Yalıkavak'ta kuracağım Anti-Akademi'de güzel sanatlara kabul edilmeyen öğrencilerin içindeki cevher burada çıkarılacak. Kızım da dava bittikten sonra Anti-Akademi'de çalışacak" dedi. 

TÜRKİYE'DE AKADEMİYE GİREMEDİ 

Kabataş Erkek Lisesi mezunu Ergin Atlıhan bugünkü adı Mimar Sinan Üniversitesi olan Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümüne 1963'te başvurdu. Akademisyenler tarafından yaptığı eserler beğenilmeyen Atlıhan, akademiye kabul edilmedi. Kendi imkanları ile önce İngiltere'ye sonra da Almanya'ya giden Atlıhan workshop'lara katıldı. 

HAYATINI RESİMDEN KAZANDI 

Hayatını Avrupa'da yaptığı resimleri satarak kazanan Ergin Atlıhan, 1983'te Almanya'da bir sergide kazandığı 6 bin mark ile ABD'ye gitti. 20 yıl New York'ta yaşayan Ergin Atlıhan, Anne Beyrer ile ilişkisinden 1988'de Lillianne Sara adında bir kızı oldu. Çift kızlarının doğumundan kısa süre sonra New York'ta resmi olarak evlendi. 

KIZI 31 YIL SONRA BABALIK DAVASI AÇTI

Ergin Atlıhan kızının doğumunu Türk makamlarına bildirmedi. Bu yüzden Lillianne Sara'yı Türkiye'de nüfusuna geçiremedi. Tıp okuyan Lillianne Sara, Ergin Atlıhan'a İstanbul Aile Mahkemesi'nde avukatı aracılığıyla babalık davası açtı. Lillianne Sara dilekçesinde "Baba, uzun süre geçtiği için kızını idari yollardan da nüfusuna tanıtmamıştır. Bu nedenle çocuk ile baba arasındaki soy bağının tanınması için bu dava açılmıştır" dendi. Ergin Atlıhan'ın avukatı Hüseyin Sami Oyman ise dilekçesinde, "Müvekkilim soy bağına bir itirazı yoktur Lillianne Sara'yı kızı olarak kabul etmektedir" dedi. 

RESİM BİR YOLCULUK 

Ülkemize resmin Tanzimat Fermanı ile geçtiğini belirten Ergin Atlıhan, "O dönem İtalyan, Fransız ve Rus ressamlar ülkemize geldi. Bu nedenle Türkiye'de orijinal resim kültürü oluşmadı. Her insanın içinde bir resim vardır. Ülkemizde birinci sınıf resim olması için halkın içindeki resmin ortaya çıkması lazım. Orijinal resim kültürü ancak o zaman ortaya çıkar. Ben resmi bir yere götürmüyorum. Resim bir yolculuk, resim beni bir yere götürüyor. İçinizdeki resmi dışarı çıkarıyorsunuz. Ben Türkiye'nin Picassosu'yum. Ben öldükten sonra değerimi anlayacaklar" dedi. 

ANTİ-AKADEMİ KURUYOR 

Kendisinin güzel sanatlar akademisine kabul edilmemesine rağmen Türkiye, ABD ve Avrupa'da çok sayıda sergi açtığını belirten Ergin Atlıhan, "Bodrum Yalıkavak'ta kendi mülkümü Anti-Akademi olarak açıyorum. Buraya güzel sanatlara kabul edilmeyen öğrenciler girecek. Ben ve gönüllü destek veren sanatçılar bu öğrencilerin içlerindeki cevheri ortaya çıkaracak. Anti-Akademi'den çok sayıda sanatçı çıkacak. Kızım Lillianne Sara da bu Anti-Akademi'de çalışmak istiyor" dedi.