CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD Başkanı Donald Trump'ın açıklamalarına ilişkin, "İlk tepki bizden geldi, Türkiye Cumhuriyeti Devletini hiçbir güç tehdit edemez. Daha şu ana kadar AK Parti'den tık yok. Niye yok? Hangi gerekçeyle itiraz etmiyorlar? AK Partili kardeşlerimin bunu mutlaka ve mutlaka hafızalarının bir yerinde tutması lazım. Bu memleket sıradan bir memleket değildir, her taşının, toprağının altında şehit kanı vardır." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, güzel bir Türkiye için hep beraber mücadele edeceklerini söyledi.

Özellikle gençlerin siyasete ilgi göstermesinden son derece memnun olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, gençler sorunlara ilgi gösterdikçe gelecek açısından daha az endişe duyduklarını belirtti.

Ahi Evran Haftası'nda olduklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bir Anadolu ereni olan Ahi Evran'ı herkesin örnek alması gerektiğini söyledi.
Ahi Evran'ın "Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Kimseyi kandırma. Kanaatkar ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli iken affetmesini, hiddetli iken sakin davranmasını bil. Kendin muhtaç olsan bile başkalarına verecek kadar cömert ol." şeklindeki sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Ahi Evran'ın sözlerinde adalet ve kul hakkını koruma olduğunu dile getirdi.

Esnafın hayatından memnun olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, esnaflara biraz sitem edeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Kimse kusura bakmasın, esnaf kardeşim ağlıyor, 'mahvolduk' diyor. 'Geçinemiyorum, zam üstüne zam geliyor, zarar ediyorum, dükkanımı kapatıyorum' diyor? Diyor da bunları yapan kim? Sen değilsin, senin oy verdiğin siyasi parti yani o partinin lideri yaptı. Seni açlığa, yoksulluğa mahkum eden AK Parti'nin yönetim kadrosu yaptı. Sen o yönetim kadrosuna ders verdiğin gün, bu sorunların bitecektir. Çalışan, üreten alın teri döken herkesin yanında olacağız." diye konuştu.

Grup toplantı salonunda Denizli'nin Acıpayam ilçesinden gelenler olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, Acıpayam depremini hatırlatarak, tekrar geçmiş olsun dileğinde bulundu.
Acıpayam'daki sorunları CHP'li belediyeler imkanları dahilinde çözmeye çalışırken, iktidardan bu yönde bir adım olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, deprem sonrası bölgeye giden iktidar mensuplarının ilçede arabayla dolaşıp döndüklerini ileri sürdü. İlçeyi gezip vatandaşların dertlerini tek tek dinlemeye çalıştığını, vatandaşların da kendisine bunları anlattığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Bir dahaki seçimlerde bunu yapanlara ders vermek sizin demokrasi görevinizdir." dedi.

"DEVLETTE LİYAKAT KALMADI"

Kılıçdaroğlu, "Bu kadar zam nasıl oluyor?" sorusunu sorarak, bunun nedenini devlette liyakatin kalmamasına bağladı.

Her şeye bir kişinin karar verdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"O sanıyor ki sarayda oturarak, herkesin huzuru yerinde. Çünkü bakıyor saraya herkesin işi tamam. Herkes bir değil, iki maaş alıyor. Tam bir arpalığa dönmüş. Buradan AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim, önümüzdeki hafta size sarayın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni nasıl arpalık haline getirdiğini açıklayacağım. Vatandaş vergi verir, nasıl bu paralar dağıtılır? Kimlere dağıtılır? Kimlerin bir eli yağda, bir eli balda. Önümüzdeki hafta açıklayacağım. Hiç endişe etmeyin. Biz bu güzel vatanın her kuruşunun doğru harcanmasını isteriz. Eğer 82 milyonun ödediği vergiler birilerinin cebine akıyorsa, birileri doğru dürüst ısınamazken birileri sarayda krallar gibi yaşıyorsa o ülkede sorun var demektir. O ülkede huzur yok demektir. O nedenle biz, bu doğru bilgileri paylaşacağız ama daha sonra seçimlerde de hep birlikte gereğini yapacağız. Demokratik yollarla beyefendiyi göndereceğiz. Yerel seçimlerde yaptığımızın aynısını yapacağız."

TRUMP'A TEPKİ

Vatandaşın geçinemediğini, geniş tanımlı işsizliğin 8 milyona dayandığını kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, "Herkesin sorunu var ama sarayda oturanlar lale devrini yaşıyor. Bir elleri yağda, bir elleri balda. İşsizlik nedir bilmezler, sanayicinin, esnafın derdini bilmezler. Hortumla para alırlar, dünyanın faizini öderler, borçla ülkeyi yönetmeye kalkarlar." dedi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın "ekonomini darmadağın edeceğim" diye bağırdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Neye göre diyor? Biliyor ki Türkiye Londra'daki bir avuç tefeciye teslim. Bir bağırıyor dolar artıyor, bir bağırıyor dolar iniyor. Nasıl bir memleket bu? Bunun sorumlusu kim? Soru tarihi soru, bunun sorumlusu kim? Tek adam. Bunun sorumlusu odur. Çünkü Türkiye'yi tek başına yönetiyor. Tek başına yönetiyorsan bütün sorunların kaynağı da sensin. İkinci bir kişi yok. Tabii yanına, laf aramızda kimse duymasın, damadı da almış. Devletin hazinesini damada teslim etmiş, 'el bebek gül bebek beraber götürüyoruz' diyor." açıklamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben iktidar partisine oy veren vatandaşlarıma seslenmek isterim; sizlere 'vergi verin' dediler, vergi verdiniz. Üstelik boğazınızdan keserek, borçlanarak verdiniz. Fabrikaları sattılar, arsaları sattılar, onu da kullandılar. Sonunda gittiler 420 milyar dolar borç aldılar, 17 yılda. O nedenle Trump biliyor neyin ne olduğunu. 'Dağıtacağım seni, perişan edeceğim' diyor. İlk tepki bizden geldi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni hiçbir güç tehdit edemez. Daha şu ana kadar AK Parti'den tık yok. Niye yok? Hangi gerekçeyle itiraz etmiyorlar? AK Partili kardeşlerimin bunu mutlaka ve mutlaka hafızalarının bir yerinde tutması lazım. Bu memleket sıradan bir memleket değildir, her taşının, toprağının altında şehit kanı vardır. Eğer tehdit ediliyorsan tepkini göstereceksin. Tepki göstermiyorsan çekileceksin o zaman. 'Çekildik izzeti ikbal ile babı hükümetten' demiş şair. Çekileceksin, yönetemiyorsan çekileceksin."

- "BENZİNE YÜZDE 32 ZAM GELDİ ENFLASYONUMUZ YÜZDE 9"

Doların ve faizlerin yükseldiğini belirten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, zamların da yağmur gibi yağdığını söyledi. Vatandaşın bu zulme layık olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Eylül ayında sarımsaktaki artış yüzde 42, kabakta yüzde 30, salatalıkta yüzde 27. Resmi rakam ne? Yüzde 9. Millet buna inanacak sanıyorlar. Neden? Devlette liyakatı öldürdüler, bilen insanı değil kendilerine sadık insanı getirdiler. '9 diye açıkla' diyorlar, 9 diye açıklıyor. Doğalgaza bir yılda yüzde 57, elektriğe yüzde 56, benzine yüzde 32 zam geldi, enflasyonumuz yüzde 9, resmi rakam, millet de buna inanacak. Çaya bile yüzde 15 zam geldi. Şekere yüzde 16 zam geldi, ama enflasyonumuz yüzde 9. Resmi rakam öyle diyor... Daha dün trene ve postaya yüzde 20 zam geldi. Köprülere bir yılda gelen zam yüzde 165 ama enflasyonumuz yüzde 9. Tabii diyor 'yersen.' 'Ben bunu söylüyorum, yerseniz' diyor. Ama bu millet bunu yemeyecek, önümüzdeki seçimlerde bunu gösterecek, yüzde yüz buna inanıyorum, önümüzdeki seçimlerde gerekli dersi verecek."

"TÜRKİYE YOKUŞ AŞAĞI UÇTU"

Kırmızı et üreticilerinin maliyetlerinin yüzde 50 artmasına rağmen, satamama korkusu yüzünden ete zam yapamadıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, kamyon, taksi, otobüs ve tır şoförlerine seslenmek istediğini söyledi. Özellikle kamyon şoförlerine seslenen Kılıçdaroğlu, onların sorunlarını sadece CHP'nin dile getirdiğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, "Direksiyon sallayan bütün şoförlerin hepsine sesleniyorum, sorununu, derdini biliyorum, nasıl çözülmesi gerektiğini de biliyorum. Bunun yolu seni düşünen siyasi iktidara oy vermektir, partiye oy vermektir. Ben CHP Genel Başkanı olarak sizlerin oyuna talibim, oyunuzu istiyorum, huzur için, bereket için istiyorum." açıklamasını yaptı.

İktidarın düne kadar "vergiyi tabana yayacağız" derken zammı tabana yaydığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Hazineye para gidiyor da ne oluyor? Bu paralarla fabrika yapılsaydı böyle olur muydu? Nereye gitti paralar? Özellikle AK Parti'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum; fabrikalar kapanıyor dışardan mercimek, nohut getiriyoruz, neden? Tek adam rejimine geçerken sarayda oturan zat bir yıl önce, 'siz bu kardeşinize yetikiyi verin, ondan sonra faizle, dolarla, şununla, bununla nasıl uğraşılır göreceksiniz. Ekonomi şaha kalkacak, Türkiye'de uçacak' diyordu. Evet uçtu, Türkiye yokuş aşağı uçtu. Türkiye şaha kalktı mı? Hayır. Saray şaha kalktı, orada sorun yok. Ama 82 milyonun açlıktan nefesi kokuyor, perişanlıktan. Gidin ailelere bakın, mutfakta yangın var. Bütün bu tablo dururken saraydakiler bu sorunu çözmek için bir adım attılar mı? Bir kişi nasıl iş bulur diye çalıştılar mı?"

Çiftçilere de seslenen Kılıçdaroğlu, iktidar partisi sözcülerinin bir dönem "traktörün deposunun yarısı sizden yarısı bizden" dediğini anımsattı.
"Allah aşkına traktörün deposunun yarısını aldınız mı? Söz vermişler ne oldu bu yarılar?" diye soran Kılıçdaroğlu, çiftçilerin perişan olduğunu öne sürdü.

Buna karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Çiftçilerin durumu çok iyi, Kılıçdaroğlu bunu doğru söylemiyor" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bana inanmıyorsan git Hatay'a, Şanlıurfa'ya. Gidemez." ifadelerini kullandı.  İktidarın çiftçilere kanunen aktarmak zorunda olduğu parayı ödemediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, iktidarın Varlık Fonu'nu "yandaş" için kurduğunu öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, "Üç tane yandaş bir bina yapıyorlar. İstanbul Finans Merkezi diye. Bina yarıyken, 'iflas etmek üzereyiz bitiremiyoruz' diyorlar. Hemen koşuyorlar, 1 milyar 670 milyon lira para verip binayı satın alıp, onları kurtarıyorlar. Peki çiftçiyi niye kurtarmıyorsunuz? Esnafı niye kurtarmıyorsun? Paralar buralara gidiyor?" dedi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra bir vakıf kurularak, şehit yakınları ve gazilerin ihtiyaçları için kampanya yapıldığını ve 100 milyon dolar para toplandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Aradan bu kadar süre geçti, bu para nereye gitti? Hani 15 Temmuz gazileri var, şehit yakınları var, zaman zaman bizi eleştirirler, bizi eleştirmelerine rağmen, onların hakkını savunan tek parti biziz." şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye ve Irak'a asker gönderilmesi için Cumhurbaşkanı'na verilen yetkiyi uzatan tezkereye, "içleri yana yana evet diyeceklerini" bildirdi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Suriye konusunu değerlendirdi.

Herkesin gündeminde zamlar, yoksulluk, geçim sıkıntısı ve işsizliğin yanı sıra Suriye konusu ve Orta Doğu bataklığı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, en başından beri, "Orta Doğu bataklığına girmeyin, Türkiye'nin orada ne işi var? Suriye ile Orta Doğu ile dost olalım. Orta Doğu ile Arap halklarıyla kavga etmenin mantığı yoktur. Bizim tarihi, kültürel, inanç, akrabalık bağlarımız var. Neden birbirimize düşman oluyoruz? Neden kavga ediyoruz?" dediklerini ifade etti.

"ABD, RUSYA KARLI ÇIKTI"

Türkiye'nin Orta Doğu ve Suriye politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Suriye, Irak, İran ile bir araya gelip, Orta Doğu'yu barış havzasına döndürebilirdik. Neden emperyal güçlerin oyuncağı oluyoruz? Neden ABD ile Rusya arasında sürekli gidip geliyoruz? İkisinden ayrı ayrı talimat alan saray devletine dönüştük. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görmediğimiz ağır hakaretlere muhatap olduk. Kimin yüzünden? Saray yüzünden. O ağır hakaretleri duyuyorlar, koşa koşa ABD'ye gidiyor. Bir fotoğraf çektirmek için yapmadıkları, atlamadıkları takla kalmadı. Rezalet üstüne rezalet." diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak bu kadar ağır hakareti asla kabul etmediğini ancak "saraydakilerin içlerine sindirdiğini" ileri süren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar tarihimizi de bilmiyorlar. Milli Kurtuluş Savaşımızı, o savaşı hangi koşullarda verdiğimizi bilmiyorlar. Bir taraftan bir tarafa savruluyorlar. Yönetilmeyen, savrulan bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Kim karlı çıktı Suriye politikalarından? ABD, Rusya karlı çıktı. Kim zararlı? Biz. En büyük zararı Suriye'deki Türkmen kardeşlerimiz gördü. Darmadağın ettiler. Şimdi Orta Doğu bataklığının içinde debelenen bir Türkiye gerçeği var. Emperyal güçler Erdoğan'a öyle gaz vermişlerdi ki havaya girmişti, '24 saat içinde gideceğim, Emevi Camisi'nde namaz kılacağım.' Buyur kıl bakalım. Akılla, mantıkla değil birilerinin gazıyla gidersen seni Orta Doğu bataklığına böyle sokarlar."

"GERÇEK MİLLİYETÇİYİM"

Kılıçdaroğlu, İdlib'teki gözlem noktalarının sorunlu olduğunu savunarak, 9 numaralı gözlem noktasına Rusya izin verdiği ölçüde, bu ülkenin kontrolünde bir şeyler götürebildiklerini söyledi.

Türk askerlerinin Rus askerleri tarafından korunduğunu, "saraydakilerin bunu hazmettiğini", kendisinin hazmedemediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Çünkü ben onlar gibi değilim, gerçek milliyetçiyim. Memleketimi, taşımı, toprağımı savunurum. 6 okumuzdan biri milliyetçilik. Vatanımızı, bayrağımızı, güvenlik güçlerimizi, askerimizi, polisimizi seviyoruz, hiç kimsenin burnu kanamasın istiyoruz. Barış içinde yaşamak varken neden elin oğlunun söylemleriyle oralara giriyoruz, hangi gerekçeyle giriyoruz?" dedi.
Türkiye'nin Mısır ile de kavgalı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Suriye'ye silah gönderdik, şimdi de Libya'ya silah gönderiyoruz. Niçin? Müslümanlar birbirini öldürsün diye." ifadesini kullandı.

"MEMLEKETİMİZİ SEVİYORUZ AMA KOMŞULARIMIZI DA SEVİYORUZ"

Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'de karışıklık çıktığında, Eylül 2011'de arkadaşlarının, ülkede karışıklıklar olmaması için Suriye yönetimiyle görüştüğünü, Aralık 2012'de de Suriye muhalefetiyle bir araya geldiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, "İktidar, silah gönderdi; biz orada barış olsun diye milletvekili gönderdik." dedi.

Suriye konusunda TBMM'de genel görüşme açılması için Nisan 2012'de önerge verdiklerini, Arap Baharı Konferansı düzenlediklerini, 4 Ağustos 2012'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Türkiye'de uluslararası Suriye konferansı düzenlemesi için bir mektup gönderdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, 3 Şubat 2013'te Sosyalist Enternasyonel'de Suriye çalışma grubu oluşturulmasını sağladıklarını, Mart 2013'te dönemin BM Genel Sekreteri'ne, CHP'nin Suriye sorununun çözümüne ilişkin mektup gönderdiklerini anımsattı.

Haziran 2016'da Suriyeli sığınmacıların durumunun ne olacağı, ülkelerine hangi koşullarda gideceğine yönelik iki rapor hazırladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, Mayıs 2018'de "Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı" kurulması önerisinde bulunduklarını, Eylül 2018'de 6 maddelik çağrı yaptılarını, Ekim 2019'da "Suriye'de Barışa Açılan Kapı" başlığıyla uluslararası Suriye konferansı düzenlediklerini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, "Memleketimizi seviyoruz ama komşularımızı da seviyoruz. Memleketimizde hiç kimsenin burnu kanamasın diyoruz ama komşularımızda da kimsenin burnu kanamasın diyoruz. Komşuda yangın çıkıyorsa o yangına müdahale etmezseniz o yangın size sıçrayacaktır." dedi.

CEVAP BEKLENEN SORULAR

Türkiye'nin terör örgütlerine hala destek verdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 7 soru yöneltti.

Kılıçdaroğlu, "Eğer bu ülkeyi seviyorsa, bu ülkenin çıkarlarını savunuyorsa, bu ülke için çalıştığını iddia ediyorsa, 7 soruya cevap istiyorum." diyerek, sorularını şöyle sıraladı:

"Bir zamanlar dost olduğumuz Suriye ile durup dururken neden kavgalı hale geldik? Sana, 'Suriye'nin içişlerine karış' diyenler kimlerdi? Suriye’deki teröristlere Türkiye üzerinden silah gönderenler kimlerdi? Meşru olmayan bu yolu sana kimler önerdi? Bu gayrimeşru yolu sana önerenler hala senin yanındalar mı? Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelip Türkiye üzerinden Suriye'ye geçen teröristlere, 'geçiş imkanı sağlayın' diyenler kimlerdi? Astana sürecinde, 'İdlib'deki teröristlerin elinden ağır silahları alacağız' sözünü verdin. Bu sözünü yerine dahi getirememişken şimdi Fırat'ın doğusundaki tutuklu IŞİD teröristlerini ABD'den devralmaya kalkıyorsun. Biz teröristlerin bekçisi miyiz? Bu tablo Türkiye Cumhuriyeti Devletine yakışıyor mu? Suriyeli sığınmacıların bize maliyeti 40 milyar dolar. Peki, Suriye bataklığının Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne maliyeti ne kadar? Amerika ile bir telefon görüşmesi üzerine mutabakat sağladığın anlaşılıyor. Ama ortağın 'haddini aşarsan ekonomini mahvederim' diyecek kadar cüretkar ve küstah. Ne için söz verdin? Haddini aşmayacağın nokta nedir? Operasyonun sınırları hakkında bir anlaşmaya vardın mı? Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlığını hala sürdürüyor musun? Bu eş başkanlığın Türkiye'ye hangi faydaları oldu?"

"O ASKERLERİN BURNUNUN KANAMAMASI LAZIM"

Irak ve Suriye'ye yönelik tezkerenin TBMM Genel Kurulunda bugün görüşüleceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Orada askerlerimiz var, o askerleri korumamız lazım. O askerlerin burnunun kanamaması lazım. O nedenle de bu tezkereye, askerlerin hatırı için oğlunu gönderen askerlerin annelerinin hatırı için, o çocukların burnu kanamasın diye içimiz yana yana evet diyeceğiz. Bütün bu tabloyu, milletin önüne koymak benim namus, vicdan, siyaset, ahlak borcumdur. Bu tablo, Türkiye'nin yaşayacağı bir tablo değil. Bu tablodan çok rahatsızız. Bu tablonun düzelmesi için de bize kulak vermeleri, dinlemeleri lazım. Doğruları söylüyoruz. Türkiye'nin çıkarlarını savunuyoruz, savunmaya devam edeceğiz. Ama gidip de Trump'a teslim olan bir adamdan, bu memlekete hayır gelmez."

Avrupa'nın en büyük tank silah entegre tesisinde, Tank Palet Fabrikası'nda obüs toplarının üretildiği bölümün 28 Aralık 2018'de bedelsiz olarak iki yıl süreyle BMC şirketine verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "2 yılda ne olacak?" diye de sordu.

Kılıçdaroğlu, 17 Ocak 2018 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi'nde, "Askeri fabrika ve tersanelerin, TSK için yapılmakta olan faaliyetleri aksatmamak kaydıyla iş veya ihale alabileceği" ibaresi yer alırken, 31 Mayıs 2018'de yapılan değişiklikle bu maddeden, "TSK'nin faaliyetlerini aksatmamak kaydıyla" cümlesinin çıkarıldığını söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, "Sarayda oturan zata sormak istiyorum; sen hangi gerekçeyle TSK'nın faaliyetlerini aksatmamak kaydıyla cümlesini oradan çıkarırsın? Tank palet fabrikasının Katar ordusuna peşkeş çekilmesi, vatana ihanettir. Versinler mahkemeye, hakimin önünde neyin ne olduğunu anlatalım. Bu işlemin iptali için dava açtık" dedi.