Günlerdir kaleme aldığı köşe yazılarında CHP kulislerinden edindiği bilgileri paylaşan Akşam yazarı Turgay Güler, '10 Aralık hareketi kimlerin projesi' başlıklı bir yazı yazdı.

"CHP içinde görünenden, sanılandan çok daha büyük bir tartışma yaşanıyor. Eli kulağında bir aya kalmaz, ortalık fena halde karışır. Öyle böyle değil! Bir büyük meydan muharebesini aratmayacak türden." diyen Güler, CHP'li isimlerden edindiği bilgileri paylaştı.

"Benim, benim gibi düşünenlerin yıllardır dile getirdiği, topluma anlatabilmek için yırtındığı o tespiti ilk kez bir CHP’linin ağzından duydum. Dona kaldım!" ifadesini kullanan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tamı tamına şunu söyledi:

“Kemal Bey’in CHP’si artık Türkiye için bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir”!

Demem o ki sanırım bundan böyle kimse gizlendiği perdenin arkasından konuşmayacak. Dahası CHP’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Önümüzdeki günlerde kılıçların nasıl çekildiğini hep birlikte göreceğiz.

Deniyor ki, Kemal Bey çok yakında ailesinin de baskısıyla genel başkanlıktan istifa edecek. Doğal olarak sizin de merak ettiğiniz o soruyu ben de sordum, ‘ailesi niçin baskı yapacak, Kemal Bey niye istifa edecek’ diye?

Cevabı da aldım ama üzgünüm siz merak etmeye devam edeceksiniz. Ben de bu konuda susmaya.

Neyse.

Deniyor ki, Kemal Bey koltuğunu Oğuz Kaan Salıcı’ya bırakacak. Yani 10 Aralık Hareketi’nin öncüsü ‘CHP’yi kapatalım, müze yapalım’ diyen kişiye. Bu durumun ne kadar kahredici olduğunu da şu cümlelerle ifade ediyorlar.

‘Bu kişinin adı CHP’nin geçmişinde yok. Üniversite çevrelerinde bu adamı hiç görmedik”. Bunu söylerken de şüphesiz bir şey ima etmiş oluyorlar. Hadi bir parça daha açalım. Oğuz Kaan Salıcı, genel merkezin çıkardığı adaya rağmen Canan Kaftancıoğlu’nu İstanbul İl Başkanı yapmayı başarmıştır. Kaftancıoğlu yönetimindeki İstanbul İl teşkilatı tam bir politbüro gibi hareket ediyor. Hal böyle olunca da Kaftancıoğlu’nun CHP içinde başlattığı Atatürk tartışması bir tesadüf değil. Bile, isteye, tasarlaya… Bu politbüronun bir sonraki hedefi HDP ile olan ittifakı resmileştirmek, ardından birleşmek.

Bu arada önemli bir konunun da altını çiziyorlar. O da şu. Oğuz Kaan Salıcı, ABD ve AB büyükelçileriyle inanılmaz ilişkileri olan bir siyasetçidir!

İnandıkları tek şey önümüzdeki bu 9 ayın çok çetin geçeceği. ‘Kemal Bey ölse Abdullah Gül’den vazgeçmez’ diyorlar. Bunun önünde ne kadar engel varsa, hepsini biçe biçe yürüyecekmiş. Yurtsever arkadaşlar da biçilmemek için direnecek.

İşte büyük muharebe öncesi onların ağzından CHP’de son durum.

-Önce Deniz Baykal’a yakın isimleri, ardından ulusalcıları, sonra FETÖ-CHP ilişkisini faş eden CHP’lileri partiden uzaklaştırdı. Son bir görevi daha kaldı, o da Atatürkçülerin tasfiyesi. Bunu da başarırsa Abdullah Gül’ün çatı adaylığı önünde bir engel kalmayacak.

-CHP hızla eriyor, üyeler ardı ardına istifa ediyor. Bir anket yapılsa CHP’nin yüzde 13’e düştüğünü herkes görür.

-Canan Kaftancıoğlu’nun il başkanı olarak kaldığı bir CHP günün sonunda yüzde 3 oyu bile zor alır.

-Gelinen noktada CHP 10 Aralık Hareketi tarafından kuşatılmıştır.

-Kemal Bey aldığı talimat gereği kirli bir projeyi adım adım hayata geçiriyor.

-Önümüzdeki günlerde Muharrem İnce’yi biraz daha aktif göreceksiniz, zira ‘işte benim de anlatmaya çalıştığımı buydu’ diyerek öne çıkacak. Tabii ikna edilip susturulmazsa!

-İlhan Kesici de eli kulağında bu kavgada yerini alacak. Zira Canan Kaftancıoğlu onun da hiç tahammül etmediği bir isim. Dahası Kesici de Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda iştahlı.

-Canan Kaftancıoğlu partide birçok ismin ihracını sağlayacak.

-Mansur Yavaş CHP’den istifa edebilir.

Ve son bir not.

Sanırım bu yeni CHP Biden’in işaret ettiği CHP. Ne acıdır ki İstanbul politbüro FETÖ’nün başaramadığını başarmaya azmetmiş.

Mesele Erdoğan’ı devirmek değil, Türkiye’yi durdurmak. Kaderin cilvesine bakın ki düne kadar Erdoğan’ı devirmek için çırpınan Atatürkçü CHP’liler bugün onunla aynı çizgide omuz omuza mücadele noktasına geldi.

Dedim ya artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Herkese tavsiyem, şu 10 Aralık Hareketi’ni bir araştırın. 2005’te temellerini atmışlar. 2010’da Baykal’ı devirmişler. 2018 yılında Kaftancıoğlu’nu il başkanı yapmışlar. 2020’de Yeni CHP’yi resmen kurmuşlar. 2021’de Kılıçdaroğlu’nu gönderecekler. 2023’te Abdullah Gül’ü aday yapacaklar."

Kaynak: Super haber