Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkmasının ardından başta Avrupa ve ABD olmak üzere tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını Türkiye'de etkisini gösterirken, dün akşam saatlerinde Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'e yapılan koronavirüs testinin pozitif çıkması yankı yaratmıştı.

Birçok kişi daha önce maçların ertelenmesini öneren Terim'in yaptığı konuşmayı sosyal medyada paylaşırken, Türkiye Futbol Federasyonu Avrupa'daki tüm liglerin ertelendiği bir dönemde Galatasaray-Beşiktaş karşılaşmasını oynattığı için eleştirilerin odağındaki kurum oldu.

Türkiye, sarı-kırmızılı ekipte görülen koronavirüs vakalarını konuşurken, koronavirüs salgınından en çok etkilenen ülke olan İtalya'da farklı bir futbol karşılaşması konuşuluyor.

Gündemdeki futbol karşılaşması ise Şampiyonalar Ligi 1. Turu'nda İtalya ekibi Atalanta'nın İspanyol temsilcisi Valencia'yı Milano'da konuk ettiği karşılaşma. Bazı uzmanlara göre hem İtalya hem de İspanya'daki salgının patlama noktası karşılaşma artık, salgının başlangıç kişisi için kullanılan 'Vaka Sıfır' terimine atıfla 'Partita Zero' (Maç Sıfır) olarak anılıyor.



PARTITA ZERO'NUN ÖYKÜSÜ

"Harika bir akşamdı. Dürüst olmak gerekirse bu kadar insanın Bergamo'dan gelmesini beklemiyordum. Bu muhteşem ve benzersiz. Bizimle hayat boyu kalacak"

Mutluluk dolu bu sözler İtalyan ekibi Atalanta'nın Şampiyonlar Ligi 1. Tur ilk maçında Valencia karşısında aldığı 4-1'lik galibiyetin hemen ardından takım kaptanı Papu Gomez tarafından Sky Sport Italia mikrofonlarına söylenmişti.

Ancak aradan geçen 1 ay içerisinde Atalanta'nın bu kesin zaferi, İtalya ve İspanya'daki korkunç kayıpların başlangıç noktalarından biri olarak görülmeye başladı. Hatta Milano'nun en büyük hastanesinin göğüs hastalıkları bölümünün başında bulunan Fabiano di Marco karşılaşmayı 'San Siro'da patlayan bir biyolojik bomba' olarak tanımlıyor.

Karşılaşmanın oynandığı 19 Şubat tarihinde salgınla ilgili hem İtalya'da hem de İspanya'da kayda değer bir endişe bulunmuyordu. İtalya'da vaka sayısı ise sadece 3'tü. Bergamo ve Milano'daki havaalanları sadece gelenlerin vücut sıcaklıklarını termal kameralar yardımıyla ölçüyor ve normal çalışma düzenlerine devam ediyordu.
 

Milano'ya 60 kilometre uzaklıktaki Bergamo kentinden 40 bin Atalantalı taraftar karşılaşmanın oynanacağı kente geldi. Milano'ya gelen Valencialı taraftar sayısı ise 2500'dü. Bu taraftarların hiçbiri ne maç öncesinde ne de maç dönüşü evlerine giderken hiçbir seyahat kısıtlamasıyla karşılaşmadı.

Maç öncesinde Milano metroları iki takım taraftarları tarafından da hınca hınç doldurulmuştu. Şehrin barlarında oturacak yer bulmak güçleşmiş, meydanları dolduran taraftarlar ellerindeki bira şişelerini yanlarındaki arkadaşlarına ikram ediyordu. Maç günü şehirde bulunanlara göre, İtalyanlar ve İspanyollar maç saatini birbirlerine sarılıp, şarkılar söyleyerek büyük bir dostluk atmosferinde bekliyorlardı.



VALENCIA TAKIMININ YÜZDE 35'İNDE KORONAVİRÜS TESPİT EDİLDİ

Aradan geçen 1 ayın ardından hem İtalya hem de İspanya, dünyayı esir alan pandeminin küresel merkezleri haline dönüştü. 

Milano'da oynanan karşılaşmanın ardından Valencia'da oynanan rövanş karşılaşması seyircilere kapatılmıştı ancak her şey için çok geçti.

Önce Milano'daki karşılaşmada görev yapan İspanyol bir gazetecide koronavirüs tespit edildiği açıklandı. Daha sonra ise Valencia futbol kulübü, A Takım futbolcuları ve personellerinin yüzde 35'inde virüs bulunduğunu dünyaya duyurdu.

San Siro'da oynanan karşılaşma sırasında statta bulunan kişilerle ilgili henüz net bir veri bulunmuyor ancak İtalya ve İspanya'da her geçen gün salgınla ilgili şüphelerin bu karşılaşmayı işaret ettiği sesler artıyor.

KANITLANMASI MÜMKÜN OLMAYAN BİR TEORİ

İtalya ve İspanya'yı esir alan salgınla ilgili şüpheler Atalanta-Valencia karşılaşmasına çevrilse de birçok uzman bunun kanıtlanması mümkün olmayan güçlü bir teori olduğu görüşünde birleşiyor.

Milano'daki Sacco Hastanesi'nden Dr. Massimo Galli konuyla ilgili olarak, "Bu salgının önce kırsal kesimde başladığını düşünüyorum. Ama küçük bir alanda onbinlerce kişiyi bir araya getirmek kesinlikle salgının gidişatı için belirleyici oldu" ifadelerini kullanıyor.



Bağışıklık uzmanı doktor Francesco Le Foche ise Corriere Dello Sport'a verdiği röportajda, "Virüsün yayılması için birkaç büyük katalizör ve tetikleyici olması mümkün. Atalanta-Valencia maçı da kolayca onlardan biri olabilir" şeklinde konuşuyor.

"Maçın üzerinden 1 ay geçti. Zamanlama salgınla uyumlu" diyen Le Foche, "Birçok kişinin, eğer bileti varsa, ufak bir rahatsızlığı olsa bile bu maçı kaçırmak istemeyeceğini düşünebiliyorum. Şimdi bakınca, bu maçı öyle bir kalabalıkla oynatmak çılgınlıktı. Ama o zaman durum bu kadar net değildi" diyor.

Atalanta'nın bek oyuncusu Robin Gosens de, La Gazzetta dello Sport'a verdiği röportajda Le Foche'nin sözlerini doğruluyor:

"Ben dahil hepimiz Kovid-19'u küçümsedik. Kendime bunun en fazla bir grip olduğunu söyledim. Dışarı çıktım, restoranlara gittim, arkadaşlarımla buluştum. Düşmanı ve yapabileceklerini bilmiyordum. Çok daha fazla vakayla karşılaşınca durumu anladık"

Salgının İtalya ve İspanya'da büyük bir hızla yayıldığı belki de hiçbir zaman tam olarak anlaşılamayacak ama şu anda her iki ülke de koronavirüs salgınının merkez noktası olarak görülüyor ve toplam sayısı 5 bini geçen ölümlerin daha ne kadar artacağı henüz bilinmiyor.