İran Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Ruhani ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yaptıkları telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi.

İran'ın geri dönüşü olmayan bir adım atmayacağını, nükleer anlaşmanın 4 1 ülkeleri tarafından uygulandığında ve İran'ın petrol satışı ile bankacılık ilişkileri noktasında çıkarları temin edildiğinde şartların da eskiye döneceğini belirten Ruhani, "ABD İran'a yönelik tüm yaptırımları sona erdirmediği sürece şartlar değişmeyecektir. Hiçbir şart altında, iki senelik müzakerelerin ardından ortaya çıkan anlaşmayı yeniden müzakere etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

ABD'nin çekilmesinden sonra Avrupalı tarafların petrol satışı ve bankacılık ilişkileri konusunda İran'ın ekonomik çıkarlarının sağlanacağı yönünde verdiği vaatler nedeniyle İran'ın nükleer anlaşmaya bağlı kaldığını hatırlatan Ruhani, bu sözlerin hiçbirinin pratikte gerçekleşmediğini savundu.

Tüm müzakereci ülkelerin anlaşmayı tam ve doğru bir şekilde uygulaması durumunda bugün bölgede ve dünyada olumlu ve güzel gelişmelere şahit olunacağını vurgulayan Ruhani, ABD Başkanı Donald Trump'ın tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekilmesinin ABD, AB ve İran halkının zararına olduğuna dikkati çekti.

"İRAN TAAHHÜTLERİNİ AŞAMA AŞAMA AZALTACAK"

İran'ın nükleer anlaşmanın faydalarından yararlanamadığı takdirde bu anlaşmanın 26. ve 36. maddelerine dayanarak taahhütlerini de aşama aşama azaltacağını yineleyen Ruhani, "ABD'liler, tüm uluslararası kaidelere aykırı bir şekilde İran'a karşı yaptırım uygulayarak, sorunu çözmek istemedikleri gerçeğini ortaya koymuşlardır. Bölgede gerginliğin ortaya çıkmasının ve şiddetlenmesinin asıl sorumlusu ve faili ABD hükümetidir." değerlendirmesinde bulundu.

İran'ın bölgedeki gerginliğin artmasıyla hiçbir ilgisi olmadığı ve ABD dahil hiçbir ülke ile savaş istemediğini savunan Ruhani, bölgedeki istikrarın ve güvenliğin gelişmesi için çalıştıklarını ve bu doğrultuda çaba göstermeye devam edeceklerini belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron da ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesi, İran'a yönelik yaptırımları başlatması ve bunları artırmasından üzüntü duyduğunu ifade ederek, "Fransa, sürekli olarak nükleer anlaşmanın kalıcı olması ve ABD başta olmak üzere müzakereci ülkeleri ikna etmek için çaba göstermiştir ve bunu sürdürecektir." ifadelerini kullandı.

Macron, ABD İHA'sının düşürülmesiyle ilgili olarak da ülkeler arasındaki iş birliğinin artırılması ve bölgenin istikrar ile güvenliği için çaba gösterilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Bölgedeki gelişmelerin iyi yönetilerek ülkelerin çıkarlarının temin edilmesi gerektiğini kaydeden Macron, "Tüm tarafların, gerginliğin yükselmesinin ve bölgede tahrik edici adımların atılmasının önlenmesi için çaba göstermesi zorunludur. ABD’nin attığı birçok adım ve aldığı kararlar iç kamuoyuna yöneliktir." görüşlerini paylaştı.

"İRAN KONUSUNDA ÇIKIŞ STRATEJİSİNE İHTİYACIM YOK"

ABD Başkanı Donald Trump, İran ile muhtemel bir çatışmaya girmesi durumunda kendisinin herhangi bir "çıkış stratejisine" ihtiyaç duymayacağını söyledi.

ABD Başkanı Trump, Oval Ofis'te basın mensuplarının ABD-İran gerilimi başta olmak üzere uluslararası konulara ilişkin sorularını yanıtladı.

Önceki başkan Barack Obama döneminde yapılan nükleer anlaşmanın "çok kötü" bir anlaşma olduğu şeklindeki sözlerini bir kez daha tekrar eden Trump, İran'ın nükleer silahlara sahip olmasına izin vermeyeceklerini ifade etti.

İran ile çatışma ihtimalini göz ardı etmediğini söyleyen Trump, diplomasi kapısının da açık olduğunu, "İran ne zaman hazır olursa bize haber vermesi yeterli, İran her ne yapmak istiyorsa biz hazırız." sözleriyle dile getirdi.

"ÇIKIŞ STRATEJİSİNE İHTİYACIM YOK"

ABD'nin İran'la bir çatışmaya girmesi durumunda herhangi bir çıkış stratejisinin olup olmadığı sorusuna yanıt veren Trump, "Bir çıkış stratejisine ihtiyacınız olmayacak. Benim çıkış stratejilerine ihtiyacım yok." değerlendirmesini yaptı.

İranlıları çok sevdiğini kaydeden Trump, İran yönetiminin yaptıklarının İran halkını ekonomik olarak zayıflattığını belirterek, "Bu durum çok hızlı ve kolay bir şekilde değişebilir fakat önce (İran) yönetimin hasımlıktan vazgeçmesi gerekir." dedi.

Trump, cuma günü İran'a yönelik bir hava saldırısına onay verdiğini, ancak 150 civarında İranlının ölebileceği bilgisini alınca saldırı emrini durdurduğunu açıklamıştı.

ABD yönetimi, İHA'nın düşürülmesinin ardından dün İran lideri Ali Hamaney'i de kapsayacak şekilde Tahran'a yönelik yeni yaptırımlar getirmişti. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in de bu hafta içinde ABD tarafından yaptırım listesine ekleneceğini duyurmuştu. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi ise ABD'nin İran lideri Ali Hamaney ve Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'i hedef alan yaptırımlarla diplomasiye kapıları tamamen kapattığını ifade etmişti.

"EKONOMİK DESTEK BULMAMIZ GEREKİYOR"

Öte yandan Trump, Bahreyn'de gerçekleştirilen ekonomi çalıştayıyla ilgili bir soruya ise "Filistinlilerin parası yok, o sebeple ekonomik destek bulmamız gerekiyor. Ortadoğu'daki bazı ülkelerin parası var ve Filistinlilerin de paraya ihtiyacı var. Ortada bir barış planı var, İsrail'deki seçimler dolayısıyla biraz geri adım oldu ancak devam edecek. Şu anda (bu süreç) ilk aşamasında." yanıtını verdi.

ABD Başkanı ayrıca, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile birbirlerine karşılıklı olarak iki mektup gönderdiklerini ve Kim ile çok iyi anlaştıklarını söyledi.

"Kim, şu anda nükleer bir test yapmıyor. Ben göreve geldiğimde nükleer ve balistik testler yapıyorlardı ve ellerinde rehinelerimiz vardı. Bunlar şu anda olmuyor. Obama döneminde olsaydı bu iş savaşla bitecekti." açıklamasını yapan Trump, Kuzey Kore konusunda ümitli olduğunu ifade etti.