CHP'nin seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, 'Rapor doğru. İşçilerin haklarını koruduğum için Sayıştay raporundayım. Zarar denilen şey çalışanlarıma vermiş olduğum tavan ücretinin üstündeki rakamdan dolayı. Yani ben Beylikdüzü Belediyesi'nde çalışanları düşündüğüm için Sayıştay'da sorgulanıyorum. Lüks araçlar veya usulsüz tahsisler vs. değil, belgesi burada. Arkadaşlarım dağıtacaklar. Umarım yayınlarlar. Ben unutmuştum, Sayın Yıldırım'a hatırlatması için yürekten teşekkür ediyorum' dedi.

Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece'de “Bölgesel İstihdam Ofisi” açılışı yaptı. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık da İmamoğlu'na eşlik etti. Açılışın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

“İSTİHDAM OFİSİMİZ ASLINDA VAATLERİMİZDEN BİRİ”

Açılışta konuşan İmamoğlu, “Küçükçekmece Belediyesi sınırlarında açılan bu istihdam ofisimiz aslında vaatlerimizden birini de temsil ediyor. İki yüz bin insana iş bulacak olduğumuz sistemi yönetecek olan bu merkezlerimiz. Bu merkezler aynı zamanda eğitim yapan merkezi kurslar ve daha üst teknolojilere insanları hazırlayacak olan İSMEK olsun, Küresel Kent Akademisi olsun, Kent Enstitüleri olsun bunlarla entegre bir çalışma yürütecek. Buraya gelen insanlar meslek sahibi ise, burası aynı zamanda iş gücü arayanlarla sıkı bir diyalog, böyle bir portal oluşturuyor. Bu portal üzerinden iş gücü arayanla iş arayanı bir araya getirmiş olacak. Hiçbir deneyimi olmayan insana da mesleki eğitim noktasında bilinçli, koordineli, ihtiyaç duyulan alana göre eğitime yönlendiren, takip eden, sertifikasını aldıktan sonra garantili iş sistemi kuran bir merkez haline gelecek. Burası şu anda özellikle yakın bölgesine de, Bakırköy'e, Avcılar'a, özellikle Bahçelievler'e, bu bölgeye hizmet edecek. Zaman içerisinde hedefimiz bunu bütün ilçelere, mümkün olduğu kadar, özellikle iş gücünün yoğun olduğu ilçelerde yaygınlaştırmak olacaktır. Bir nevi vaatlerimizi hisseden ilçe belediye başkanlıklarımız nasıl bu konuda hızlı çalışmaya başladıklarını da birkaç gün içinde görmüş olduk.” ifadelerini kullandı.

“ETİK SORUSUNU MAHİR ÜNAL’A SORUN”

İsmail Küçükkaya'yla bir otelde görüşmesinin canlı yayın öncesi görüşmesinin etik olup olmadığını ve aynı durum Binali Yıldırım'la ilgili olsaydı nasıl bir tepki vereceğini bir gazeteci tarafından İmamoğlu’na yöneltildi. İmamoğlu, “Etik mi sorusunu Mahir Ünal'a sorabilirsiniz. Çünkü bu konuda görüşme yapılacağı konusunda karar birliği yapılmıştı Sayın Mahir Ünal ile Engin Altay. Ondan sonrasını yönetecek olan moderatör. Zaten o da kendi açıklamalarını yapıyor. Bizi aradı, zaten bizimle görüşme yapacağı Mahir Ünal ile Engin Altay görüşmesinde ortaya çıkmıştı. Sayın Mahir Ünal böyle bir açıklama yaptı. Aradı, geldi. Bir talebimiz olup olmadığını sordu. Diğer açıklamaları zaten yaptım. Ben kendime düşen etik davranışı yerine getirdim. Diğer kısmında etik kim davranmadı? Sayın Yıldırım mı davranmadı veya davrandı mı onları bilemem. Onlar kamuoyunun takdirinde. Ben hiçbir şeye müdahale etmedim. Hiçbir zaman bu işi basite almadım. Altı aydır ısrar ediyorum bu işin olması için. Olması için en büyük çaba gösteren benim, bu işi teklif eden kişi de benim. Aynı zamanda bu işe ‘vız gelir tırıs gider, kim olursa olsun' diyen de Sayın Yıldırım. Ben öyle bir şey de demedim. Onun ortaya koyduğu bütün önerileri de kabul ettim. Bu kadar basit. O dedi, evet dedik. Bu dedi, evet dedik. Kaldı ki ben bir kadın olması yönünde teklifimi yapmıştım, onu reddetti. Neden reddetti bilmiyorum. Böyle görüşmeler oldu. Bir çok şeyde ben çok şeffafım. Hiç şüpheniz olmanız. Etik davranış konusunda ahlaki prensipleri yukarıdan aşağıya yazın. Kimin buna aykırı davrandığı konusunda çok net görürsünüz.

İsmail Küçükkaya yaptığı açıklamada sizin bir isteğiniz olmadığı, 31 Mart'ı konuşmak istediğinizi söyledi. Bu istekten sonra mı 31 Mart gündeme geldi? Hayır. Tabi ki Sayın Küçükkaya'ya böyle bir talepte bulundum ama bu talebi ben ilk başta Mahir Ünal ve Engin Altay görüşmeye başladıklarında ben bu notu verdim. İstanbul konuşulacak diye hatırlarsanız Sayın Yıldırım bir sınır çizmişti, İstanbul konuşulursa diye. İstanbul tabi ki konuşulacak ama 31 Mart sonucu da İstanbul’la ilgili bir konudur. bu da konuşulacak. Ben bu talebimi ilk görüşme başladığında ilettim. O gün geldiğinde Sayın Küçükkaya'ya yine ilettim.” diye yanıt verdi.

“KAYBETME PSİKOLOJİSİNİN YARATTIĞI BİR TRAVMA”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün Sancaktepe mitinginde “31 Mart seçim sonuçlarına en çok Yunan medyası sevindi” sözleri İmamoğlu'na soruldu. İmamoğlu, “Siyaset ve ahlak. Bunlar değerli kavramlar keşke herkes buna uygun hareket edebilse. Ben uygun hareket etmeye özen gösteriyorum. Keşke Cumhurbaşkanı karar verdiği üzere bu sürece dahil olmasaydı. Cumhurbaşkanlığı makamını hep farklı bir yere koydum. Koymaya da devam edeceğim. Devlet omurgası vardır bu ülkenin. Bu değişmemeli. Taraf olunmamalı. İnsanların sığınacağı ve ortak akıl olarak göreceği makamlar olmalı. Bu kadar siyasallaşmamalı. Aşırı siyasallaşmanın bir sonucu. Belli ki yoğun bir kaybetme endişesi oluşmuş. Akıllarına ne geliyorsa konuşuyor herkes. Farklı farklı konuşuyor herkes. Sayın Cumhurbaşkanı, rakibimiz, Ekrem İmamoğlu'ndan sorumlu bakanların hepsinin konuşmalarına bakıyorum. Daha bilmediğiniz, bana ulaşan kamu kurumları üzerinden baskılar vs. Galiba kaybetme psikolojisinin yarattığı bir travma. Tehditler zaten 23'üne kadar. Milletin iradesi ortaya çıktı mı herkes normale döner” şeklinde cevapladı.

“MİLLETİN İRADESİNE SAYGI DUYULMASI GEREKTİĞİNİ EN İYİ CUMHURBAŞKANI BİLİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ordu Valisine hakaret etmesinin önüne çıkabileceğini ve başkanlığı önünde engel teşkil edebileceğini ima etmesi de İmamoğlu’na soruldu. İmamoğlu, “Dava açılabilir, her şey olur. Biz de savunmamızı veririz. Bunu en iyi Cumhurbaşkanı bilir. Milletin iradesinin önünde hiçbir güç duramaz. Ve bizim her hareketimiz hukuk çerçevesindedir. Şuan da milletin iradesine saygı duyulması gerektiğini en iyi Cumhurbaşkanı bilir.” diye yanıtladı.

“ÇALIŞANLARIMI DÜŞÜNDÜĞÜM İÇİN SAYIŞTAY TARAFINDAN SORGULANIYORUM”

Rakibi Binali Yıldırım’ın katıldığı bir TV programında Sayıştay raporuyla ilgili Beylikdüzü Belediyesi’yle ilgili bir kamu zararı oluştuğunu iddia etmesi de İmamoğlu’na soruldu. İmamoğlu, ”Doğru. Benim de Sayıştay raporunda bir zarar raporu var. Belgesini de hazırladım. Yalnız şöyle bir fark var. Bu konuda ifadelerimiz de alındı. Bir davaya dönüşmedi bildiğim kadarıyla. Burada 6 buçuk milyonluk zarar denilen şey çalışanlarıma vermiş olduğum tavan ücretin üstündeki rakamlardan dolayı. Beylikdüzü’ndeki çalışanları düşündüğüm için Sayıştay’da sorgulanıyorum. Lüks araçlar veya usulsüz tahsisler vs. değil. Ben unutmuştum. Binali Yıldırım hatırlattığı için teşekkür ederim. İBB’nin çalışanları nasıl bir belediye başkanı olduğunu görecekler sayın Yıldırım sayesinde.” diye konuştu.

“GÜNLERİMİ DOLDURDUM”

Dün Sancaktepe’de yaptığı mitingde ”Artık televizyonlara çıkmayacağım” diyen İmamoğlu’nun sözünün yanlış anlaşıldığı ve ‘Acaba programını mı boşalttı?’ sorularına neden olduğu İmamoğlu’na yöneltilen son soru oldu. İmamoğlu, ”Ben haberleri izlemeyin noktasındayım. Tam aksine günlerimi doldurdum. Tamamen ilçeleri gezeceğim. Açılışlarımız var. Ama üzülüyorum. Birisi Yunan diyecek, öbürü Pontus diyecek. Kirli kirli sözler, tehditler. Hiç canınızı sıkmayın. Gelin bizi meydanlarda dinleyin. Onlar nelerle uğraşıyor, ben bölgesel istihdam ofisi açıyorum. Dolayısıyla fark burada. Biz hizmet etmeye odaklıyız.” şeklinde yanıtladı.

İmamoğlu, (Kanal 7 muhabirinin Ordu’da yaşanan olayı ısrarla sorması üzerine) “Bu soruya defalarca yanıt verdim. Cevaplarım sizi veya kanalınızı tatmin etmemiş olabilir. Sizin kanalınıza tavsiyem, Pontus ne demek, Yunan ne demek aşağılamak ne demek Sisi ne demek bunları sorgulamanız daha iyi olur. Benim Sayıştay raporunda işçilerin haklarını koruduğumu, bunu da verirseniz teşekkür ederim.” diye konuştu.