Eşinden boşanan S.G. isimli kadın, başkasıyla evlenmek için beklemesi gereken “iddet” süresinin kaldırılması için Aile Mahkemesi’ne başvurdu.  Milliyet'ten Elif Altın'ın haberine göre hamile olmadığına dair mahkemeye rapor götüren kadın, mahkemenin işlemleri ağırdan aldığı iddiasıyla hâkim ve memurlarla tartışma yaşadı.

Tartışma sırasında “Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?” dediği iddia edilen S.G. hakkında hâkimin şikayetçi olması üzerine dava açıldı. Yargılama sonunda 10 ay hapis cezasına çarptırılan S.G. karara itiraz etti. İstinaf Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını kaldırarak, sanığın söylediği “Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?” şeklindeki sözlerinin anayasal şikayet hakkının kullanılması iradesini ortaya koyan sözler olduğunu belirterek beraat kararı verdi.

 

Hâkimin odasına gitti

 

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı iddianamede, S.G. isimli kadının eşinden boşandığı ve yeniden evlenmek istediği, bu nedenle boşanma davalarında şart olunan bekleme müddetinin (iddet) kaldırılması için 29 Ağustos 2014 tarihinde İstanbul 16. Aile Mahkemesi’ne dilekçe verdiği anlatıldı. S.G.’nin hamile olup olmadığı yönünde hastaneye sevkinin yapılacağı sıralarda birden fazla kez mahkeme kalemine gidip memurlarla görüştüğü, tartıştığı, nikah günü aldığı için işlemlerinin

hızlandırılmasını istediği, görevlilerce kendisine yasal prosedürün anlatıldığı belirtildi.

 

S.G.’nin sonuç alamayınca hâkim Ayşegül Ekinci’nin odasına gittiği belirtilen iddianamede, S.G.’nin evrakların bir an önce hazırlanıp karar verilmesini istediği, işlerinin keyfi olarak geciktirildiğini söylediği, hâkimin ikazına rağmen odasından çıkmadığı, bağırma sesleri üzerine güvenlik görevlileri ile iki yazı işleri müdürünün hâkim odasına girdikleri, S.G.’nin fiili direnme göstermeden dışarı çıktığı anlatıldı. İddianamede, tanık ifadelerine göre S.G.’nin “Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?” şeklinde söylemlerde bulunduğu ifade edildi. Hâkim Ayşegül Ekinci’nin şikayetçi olması üzerine S.G. hakkında yargının görevini yapmasını engellediği iddiasıyla “hakaret” ve “görevi yaptırmamak için direnme” suçlarından 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

 

10 ay hapis cezası

 

Yargılamasına başlanan S.G. hakkında Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi, “kamu görevlisine hakaret” suçundan beraatine kararı verirken, “cebir ve tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı bir davranışla kamu faaliyetinin yürütülmesine engel olmak” suçundan 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Hâkim, sanığın suçtan dolayı pişmanlık göstermediğini, ileride suç işlemeyeceğine dair olumlu kanaat oluşmadığını belirterek cezanın ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verdi.

 

S.G., karara itiraz ederek, yerel mahkemenin kararını İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı. İstinaf Mahkemesi, kararında, sanığın söylediği “Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?” şeklindeki sözlerin, anayasal şikayet hakkının kullanılması iradesini ortaya koyan sözler olduğunu belirtti.

 

Mahkeme, sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olan tehdit suçunu oluşturmadığını, kamu faaliyetinin yürütülmesini engelleyen bir davranışın da bulunmadığını, amacının bir an önce gerekçeli kararının yazılmasını istemekten ibaret olduğu gözetilmeden hüküm kurulduğunu vurguladı.

 

Mahkeme sanık S.G.’nin eyleminin kanunda suç olarak düzenlenmemiş olduğunu belirterek beraatine karar verdi.Avukat Levent Karakoç, “Mahkemelerde veya yargı huzurunda hak arayan vatandaşların yargılama faaliyetleri sırasında hakaret edici olmamak kaydıyla ya da görevin yapılmasına engel olmayacak şekilde ağır eleştirileri suç teşkil etmez. Tepkisel davranışlar olarak değerlendirilebilir” dedi.