İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuşmasında şunları söyledi:

Dün hemen görüştüm. Çelik gibi bir iradesi var. Bana dedi ki, "Bakanım, karım oraya benim yanıma gelmek istedi çocukla beraber. Başımıza böyle bir iş geldi. Vatan Sağ olsun."

Hiçbir şeyden korkmayın. Amerika 5 bin TIR gönderip de PKK'yı ve PYD'yi orada besleyecekmiş. Avrupa onlara destek verecekmiş. Bilesiniz ki Avrupa da Amerika da bunların arkasında oldu, sizin gibi kahraman arkadaşlarımız bu toprakları onlara mezar etti ve onlara gerekli cevabı en şiddetli şekilde verdi.

Asker olan eşini görev yerinde ziyaret etti, dönerken yola kurulan pusuda şehit oldu. Mesai arkadaşlarım, benim polis kardeşlerim; burayı iyi dinleyin. Batıda Avrupa'da teröriste destek verenler, ülkelerinde oturma hakkı verenler, siyasi sığınma taleplerini ikiletmeyenler, 5 bin TIR silah gönderenler, profesyonel katilleriyle bunlara eğitim verenler, akıl verenler, taktik verenler, moral verenler, Amerika'dan 10 bin km öteden adamlarını gönderip Kandil'de PKK'nın katillerine eğitim verenler, dernekleri üzerinden para gönderip, Anadolu'nun birliğini bozmaya çalışanlar, ay yıldızlı bayrağa göz dikenler; bir anne ile 11 aylık bebeğine pusu kurdular.

Bu cinayetin görmezden gelinip, üstü örtülür bir yanı yoktur. Artık hiçbirisi ne bizim operasyonlarımıza laf söyleyebilir, ne mahkemelerimize yargılamalarımıza laf söyleyebilir. Ne de kiminle alışveriş yapacağımıza laf söyleyebilir. Besleyip büyüttükleri budur.

PKK'nın alayı dün de bebek katiliydi, bugün de bebek katiliydi.

Biz inanıyoruz ki, onlar şu anda aramızdadırlar. Çünkü biz onların öldüğünü zannederiz ama onlar diridirler ve bizimle birliktedirler. Dünya bu konuda dün de iki yüzlüydü, bugün de iki yüzlüdür. Dünyada kimsenin terörle mücadele ettiği falan yoktur. Kimse Ortadoğu'ya 10 bin km öteden terörle mücadele için gelmiş değildir. Kendi askerinin canı yanmasın diye teröristlere destek verip Ortadoğu'yu yağmalamak isteyen bir akıl bugün masum insanlara bu acıları yaşatmaktadır.

Bugün dünden bir farkımız vardır. bugün kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Türkiye terörle mücadelede geri dönülmez bir yola girmiştir. Türkiye'ye laf geçiremiyorlar. Parmak sallıyorlar, tehdit ediyorlar. Türkiye artık eski Türkiye değildir. En büyük ortakları PKK bugün can çekişmektedir. Bugün kanlı ortaklarını kurtarmak istiyorlar.

Benim burada bir beklentim var. Bir şey istiyor ve bunu görmek istiyorum. Bakan olarak değil, bu ülkenin vatandaşı olarak şurada masum şekilde oturan şuradaki vatandaşlarımızdan birisi olarak bunu duymak istiyorum.

Sandığa gittiğim zaman oy pusulasında PKK'nın sözcülüğünü yapan partileri görmüştüm. O partilere oy isteyen, "Bir oy bize, bir oy şu partiye" diye seçmenine akıl veren partileri görmüştüm.

Evet Trabzon'da Eren Bülbülümüzü şehit eden, evet o azılı caninin, o alçağın hainin cenazesine giden o 4 tane milletvekili rahat ettiler mi etmediler mi bunu sormak istiyorum. Yazıklar olsun.

Güya adalet için Ankara'dan İstanbul'a "sırtımızı PKK'yı yasladık" diyen adamlarla kol kola yürüyenler vardı. Seçim öncesi bunları hapishanede ziyaret edenler vardı. Ben bunlardan bir şey duymak istiyorum. Bu makamlar gelir geçer. Benden önce de içişleri bakanı vardı, benden sonra da olacak.

Milletin karşısına çıkıp "Allah bu PKK'nın da ona destek verenlerin de belasını versin" diyecekler mi, diyemeyecekler mi? Bunu merak ediyorum.

Kimin hangi safta olduğunu adam gibi söylesin istiyorum.

Bundan 4-5 gün önce öğretmenlerimiz kura çektiler. Bir kızımız şöyle bir laf etti. "Allah'a şükür Batman Kozluk'a tayinim çıktı" Bu ne demektir biliyor musunuz? Bundan yıllar önce Şırnak'a tayini çıkan Batman'a tayini çıkan öğretmenimiz ne yapacağını düşünüyordu. Şimdi Şenay Aybükemizin şehit olduğu Batman Kozluk'a kızlarımız öğretmenlerimiz evlatlarımız sadece teröristle mücadeleyi dağda değil, PKK ile değil aynı zamanda oradaki gençlerimizi ve evlatlarımızı bu ülkenin birliği içinde yetiştirmek için güle oynaya gidiyorlar. Amerika sana da bu kapak olsun.

Bu ülkenin üzerine bu anlayışla beraber gelinerek bizi pes ettireceğini zannedenler, bir casus rahibi yüzünden Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışacağını zannedenler bilinmesini isterim ki, Türkiye'nin gücünü bundan sonra daha kuvvetli ve kudretli şekilde göreceklerdir. Öyle kolay değil.

Az önce söyledim. Ve buradan çıkıp o cenazeye inşallah katılacağız. Ben aynı zamanda İçişleri Bakanıyım, aynı zamanda iki evlat sahibi bir babayım. Bir şehit annesi ve şehit babasıyla konuşurken, elini sıkarken, bir şehit eşiyle konuşurken nasıl ezildiğimi o insanları nasıl hissettiğini iyi bilirim.

Şimdi istiyorum ki bir kere de o efendiler ezilsinler. Kendi kitlelerine kol kola yürüdükleri o adamların katil olduğunu, özgürlük istedikleri o adamların terörist olduklarını kendileri söylesinler. Ama biliyorum söylemeyecekler. Yine kıvıracaklar.

Kim ne yaparsa yapsın. Bizim yolumuz bellidir. Ben sizlerle sadece ve sadece yüreğimdeki acıyı paylaştım. Yoksa ne bu millet, ne bu devlet aciz değildir. güçlüdür, bir yola girmiştir ve bu yoldan da asla dönecek değildir.

15 Temmuz ihanetinin üzerinden 3 ay geçmişti. Dedim ki 10 bin özel harekatçı alacağız. 294 bin 381 vatan evladı başvuru yaptı. Alacağımız sayının neredeyse 30 katı.

Bugün de inşallah 3 bin 386 kardeşimizin yemin edip özel harekat olarak göreve başlayacak. Bu meslek zenginlik ve rahatlık barındıran bir meslek değildir. Bilakis canı cebinde gezen zor bir meslektir. Öyleyse bu 30 katlık bir talebin bir izahı olmalıdır.

Bunun tek izahı bu aziz milletin vatana, bayrağına olan sevgisidir. Bu asil millet ve bu asil analar evlatlarına helal süt emdirmişlerdir. Allah bu salondaki herkesten razı olsun.

Sevgili genç arkadaşlarım, bugün özel harekat oluyorsunuz. Bazı şeylere alışabilirsiniz, bazı işler rutin olabilir. Asla unutmadığınızı istemediğimiz bir şey var. Bugün şehit olan Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği Mustafa Bedirhan'ı asla unutmayın. Bu mesleği niçin yaptığınızı, devletin size neyi emanet ettiğini size en iyi iki şehidimizin aziz hatırası anlatır.