Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Zonguldak'ta, Murat Cura'yı tabancasıyla 9 el ateş edip öldüren ve ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan Erdoğan Kösepınar, ilk kez hakim karşısına çıktı. Kösepınar, vefat eden hocasının rüyasına girerek kalp aleminde kendisine 'sen mehdisin' dediğini iddia edip, onu öldürmezse rahat olamayacağını söylediğini anlattı.



Zonguldak'ın Çaycuma ilçesi Kayıkçılar köyünde 14 Ekim 2020'de meydana gelen olayda, Almanya'da yaşayan ve memleketine tatile gelen Murat Cura (67), yine Almanya'da yaşayan hemşehrisi Erdoğan Kösepınar'ın (55) silahlı saldırısında vücuduna isabet eden 9 kurşunla yaşamını yitirdi.

Olayın ardından jandarmayı arayıp teslim olan Kösepınar, tutuklandı. Tamamlanan soruşturmanın ardından Erdoğan Kösepınar hakkında, 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talebiyle iddianame hazırladı.

Zonguldak 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede kendisini mehdi ilan eden sanığın, bunu kabul etmeyen Cura'yı öldürdüğü ifade edildi. İddianamede, Kösepınar için alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, cezai ehliyetini ortadan kaldıracak herhangi bir akıl hastalığının bulunmadığı ve ceza sorumluluğunun tam olduğu açıklandı.

Davanın görülen ilk duruşmasında Kösepınar, Almanya'da yaşadığı sırada vefat eden hocasının rüyasına girerek kalp aleminde kendisine 'sen mehdisin' dediğini söyledi.

Murat Cura ve arkadaşlarının bunu bilmelerine rağmen kendisiyle dalga geçtiklerini anlatan Kösepınar, "Ben sıkıntılara dayanamayıp tekkeyi terk edip 2019 yılında Almanya'dan Zonguldak'a yerleştim. Tekkenin şeytanları benimle Türkiye'ye geldiler. Bunları evimden kovamıyordum. Kalp gözümün açılmasını engelliyorlardı. Ölen hocam, kalp yoluyla bana 'Murat Cura'yı öldürmezsen rahat olamazsın' dedi. 3 kişiyi daha öldürmemi söyledi. Bu kişiler benim kalp gözümün açılarak insanlara ulaşmamı engellediler" dedi.



Birkaç kez öldürmek için Cura'nın evinin önüne gittiğini ancak başaramadığını belirten Kösepınar, şöyle dedi: