Serdar KARA soruyor:

Ülkemizde hamam, sauna ve kaplıca gibi virüsün kolayca yayılacağı yerler açıkken spor salonlarındaki tek hijyen noktası olan duşların kapalı olmasının sebebi hakkında bir bilgi veya düşünceniz var mı? Hamam, sauna, SPA, spor salonu arasında en güvenli ve en risklileri hangileri?

PROF. DR. NECMETTİN ÜNAL (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon ve Yoğun Bakım Uzmanı):


1) Kapalı sosyal alanlarda, yeterli havalandırma olmazsa enfekte kişilerden ortama virüs saçılması kaçınılmaz. Saçılan virüslerin kapalı ortamlarda 1.5-2 metrelik sosyal mesafenin ötesine gittiği de biliniyor. Havalandırmanın ortam havasını alıp, ısıtıp/soğuttuktan sonra aynı ortama geri verilmesiyle virüs konsantrasyonu azaltılamıyor. Hatta hava akımıyla normalde yayılmayacakları kadar geniş alana yayılabiliyorlar. Bunu önlemenin yolu havalandırmanın taze havayla yapılması. Bu amaçla yüzde 100 taze hava ile çalışan klima sistemleri kullanılabileceği gibi yeterli sayı ve konumdaysa kapı/pencerelerin açılması da çözüm olabilir. Özellikle banyo, duş, tuvalet gibi ortamların daha sık ve taze hava ile havalandırılması sağlanmalı. Toplu kullanıma açık olan hamam, sauna, SPA ve kaplıcalarda bu şartların sağlanması kolay değil. Şartları sağlanan yerlerde bile ortamı paylaşan kişi sayısının azaltılması gerekir. Bu amaçla her dört metrekareye bir kişi düşecek şekilde planlama yapılmalı, spor salonlarında altı metrekareye bir kişi düşmeli ve sosyal mesafe en az iki metre olarak ayarlanmalıdır.

2) Hamam, sauna ve kaplıca gibi yerlerdeki şartlar (özellikle ısı ve nem düzeyi) maske kullanımını imkansız hale getirmekte, dolayısıyla bu önemli korunma aracından mahrum kalınmaktadır. Spor salonlarında kullanımı zor bile olsa maske kullanım olasılığı daha fazla ve gereklidir. Ancak bilim kurulu spor sırasında maske kullanımının zorluğu nedeni ile bunu zorunlu kılmamıştır. Spor yaparken artan solunum hızı ve derinliği ile ortama saçılan virüs sayısının ve virüslerin saçılma alanının daha fazla olması kaçınılmaz.3) Hastalık belirtileri olan kişilerin ortama alınması önlenmelidir. Kişisel ekipmanların (sabun, tas, tarak, lif, havlu, bone, peştamal, bornoz vb) kişiye özgü veya tek kullanımlık olması sağlanmalıdır. Duş, batarya, sabunluk, kağıt havlu sistemlerinin ve ortam kapılarının sensörlü olması temin edilmelidir. Kişiye özel veya tek kullanımlık olmayan ürünler en az 60 derecedeki su ile yıkanmalı, yıkama sonrası uygun paketleme yapılmalı ve sadece tek kişide kullanımı temin edilmelidir. Ağız, yüz ve buruna yakın yapılacak işlemlere (masaj, kese, köpük vb) izin verilmemelidir. Spor salonlarındaki cihaz ve malzemeler her kullanım sonrası antiseptikler ile silinerek dezenfekte edilmeli.

ÇİN’DE YENİ VİRÜS DEĞİL İKİNCİ DALGA VAR
Sancak SANVER soruyor:

Çin’de yeni hayvan pazarlarından ‘yeni dalga’ haberleri geliyor. Yeni bir virüsten mi bahsediliyor yoksa aynı virüsün yeniden ortaya çıkması mı? Kafam karıştı, aydınlatırsanız sevinirim...

PROF. DR. İSMAİL BALIK (Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi): 

Çin’deki hayvan pazarı kaynaklı yeni vakalar yeni bir virüs değil, yine ayni virüse yani COVID-19’a bağlı bir ikinci dalgadır. Çin, bu dalganın Avrupa’dan gelen vakalara bağlı olduğunu iddia etmektedir.

ANTİKORLULAR YENİDEN HASTALANMADAN MUAF
Ayşe TOKÖZ soruyor:

Bir kişinin vücudunda antikor bulundu diyelim ki... Bu, bu kişinin artık COVID-19 taşıyıcısı olmayacağı anlamına mı geliyor? Yoksa virüs kişinin vücuduna girebiliyor, onu hasta etmiyor ama başkalarına bulaştırmak üzere taşıyıcı olabiliyor mu?

PROF. DR. AYNUR EREN TOPKAYA (Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı):Bir kişide antikor bulunması bu kişinin daha önce COVID-19 virüsü ile karşılaştığını gösterir. Antikor saptanan kişilerin yeniden virüsle karşılaştığında bu virüsün bu kişilerde çoğalmayacağı ve başkalarına da bulaşmayacağı kabul edilir. Güncel pandemi virüsü için de bu kuralın geçerli olduğu kabul edilmektedir.