Son yıllarda savunma sanayii alanında art arda attığı adımlarla ciddi bir sıçrama gösteren ve bu adımlarının meyvesini sahada çok net bir şekilde alan Türkiye, gelecek döneme ilişkin projelerde de hız kesmiyor.

Savunma sanayii çevrelerinde ‘Füzelerin Nirvanası’ olarak kabul edilen hava-hava füzelerinde Gökdoğan ve Bozdoğan serisi ile kendine yer edinen Türkiye, yerli ve milli imkanlarla üretilen bu iki füzenin eldeki savaş uçaklarından da atılabilmesi konusunda ciddi çalışmalar gerçekleştiriyor.

Sektöre yakın kaynakların “Türkiye, F-16 Block 50+ uçaklarından Gökdoğan ve Bozdoğan füzelerini ateşleyebilme noktasında çok önemli mesafeler kat etti” bilgisini paylaştığı sürecin detaylarını Savunma Sanayii Araştırmacısı Hakan Kılıç değerlendirdi.

401. Filo’da testler devam ediyor

Gökdoğan ve Bozdoğan füzelerinde yerden havaya test atışlarının tamamlandığını hatırlatan Kılıç, her iki füze için de havadan havaya gerçek atış ve diğer testler için sürecin devam ettiğini söyledi.

“401.Test filosunda daha düşük versiyon F-16 uçaklarında testler devam ediyor” bilgisini paylaşan Hakan Kılıç, şöyle devam etti:

“Bu testler geliştirme sürecinin bir parçası. Tahminim en geç 2 yıl içinde her iki füzenin de testlerinin tamamlanması ve seri üretime geçilmesi hedefleniyor.
Tam da burada 401. filoya ayrı bir parantez açmakta fayda var. Bu filodaki uçaklarımız füze testleri yapılabilsin diye ona göre modernize edildi. Söz konusu filodaki uçaklara istediğimiz mühimmatları takabiliyoruz.

F-16 F-16 Block 50+ uçaklarında ise çalışmaların devam ettiğini duyuyoruz. Elimizdeki en iyi savaş uçaklarında Gökdoğan ve Bozdoğan’ın kullanılabilecek olması çok önemli. Bu uçaklara milli hava füzeleri ya da mühimmatların eklenmesi için ABD’den izin alınması gerekiyor. Eminim ki işler o aşamaya geldiğinde bürokratik ve ticari işlemler halledilecektir. Çünkü milli hava-hava hava füzeleri tüm muharip filolarımızda kullanılmak amacı ile geliştirildi.”



[Savunma Sanayii Araştırmacısı Hakan Kılıç.]

Dünyada çok az sayıda ülke bunu yapabiliyor

Savunma Sanayii Araştırmacısı Hakan Kılıç mevcut duruma ilişkin de bilgi vererek, “Şu an hava kuvvetleri depolarındaki ABD yapımı AIM-9 Sidewinder ve AIM-120 AMRAAM füzelerinden belli bir sayıda var. Bu füzelerin çok pahalı olduğunu unutmamak gerekir. Ancak yeri geliyor tek bir hedef için dahi 3-5 füze ateşlemek zorun kalıyorsunuz. Yani tek bir harekatta bile milyonlarca doları havadan havaya ateşlediğiniz füzeler için başka ülkelere ödemek zorunda kalıyorsunuz. Şimdi böyle bir füzenin yerli ve milli imkanlarla yapılabilmesi işin ne denli stratejik olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.

Dünyada 10’a yakın ülkenin hava-hava füzeleri yapabildiğini hatırlatan Kılıç, şunları söyledi:

“Böylesine zorlu bir füzenin yerli ve milli imkanlarla TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilebilmesi son derece önemli.

Aslında Bozdoğan ve Gökdoğan füzelerinin üretilmesindeki esas amaç Milli Muharip Uçağın (MMU) hava savaşına girdiğinde sarf edeceği mühimmatların yerli ve olması idi.

Çünkü çok basit anlatımla, bir uçak yapıp füzelerini dışardan aldıktan sonra yani mühimmat açısından dışa bağımlılık devam ediyorsa uçağı yapmanızın da çok önemi yok. Piyade tüfeği yapıp mermi üretemediğinizi düşünün. O zaman tüfeğin de pek anlamı kalmıyor. Biz de bu nedenle bir tarafta milli savaş uçağımızı yapmaya çalışıyoruz, diğer yanda ise o uçakta kullanılacak füze ve diğer mühimmatları geliştirmeye odaklanıyoruz.”



[Gökdoğan ve Bozdoğan füzeleri çok önemli avantajlar sağlayacak.]

MMU gelene kadar F-16 adımı kritik

Türkiye’nin milli muharip uçağına kavuşması için önünde kat etmesi gereken uzun yollar olduğunu hatırlatan Kılıç, şu bilgileri paylaştı:

“Hazırlanan takvime göre MMU için daha zaman var. Ve mevcut durumda ana vurucu gücümüzün Blok50+ F16’lar olacağı belli. Bu nedenle söz konusu füzelerin F-16’lar tarafından atılabilmesi çok mühim.

Peki Gökdoğan ve Bozdoğan hangi füzelerin yerine gelecek? Bozdoğan, IIR yani kızıl ötesi güdümlü, görüş için kısa menzilli hava-hava füzesi. Envanterdeki ABD yapımı AIM-9’ların yerini alacak. Gökdoğan ise AR (aktif radar) güdümlü orta menzilli hava-hava füzesi. Yani görüş ötesi hava savaşı için kullanılacak. Bu durumda Gökdoğan’ın envanterimizdeki ABD yapımı AIM-120B/C7 füzelerinin yerini alacağını söylemek mümkün.”

Ege ve Akdeniz’de gücümüze güç katacak

Türk Hava Kuvvetlerinin elinde çok sayıda F-16 olduğunu hatırlatan Kılıç, “Açık kaynak verilerine göre 36 adet Block 30 TM, 102 adet Block 40 M, 71 adet Block 50 M ve 29 adet Block 50+ uçağımız var” dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:

“Elimizdeki F-4’ler için doğru tercih ile hava-yer görevli radar modernizasyonu yaptık. Hava-hava görevlerini F-16’lara bıraktık. Dolayısıyla milli hava-hava füzelerinin tamamını tüm F-16 filoları kullanmalı. Görünen o ki ileride zaten hepsi bunları kullanabilecek.

Nihai olarak da MMU bu füzeleri ‘düşük görünürlük’ gövde tasarımı gereği gövde içinde taşıyacak. Zaten füzeler geliştirilirken bu husus da mutlaka düşünülmüştür.

Peki elimizdeki bu imkan sahaya nasıl yansır? Yunanistan yani Ege dahil tüm çevremizde hava kuvvetlerimize güç katacak olan bu füzeler yukarıda da belirttiğim gibi özellikle uzun sürecek bir savaş durumunda çok önemli bir kabiliyete dönüşecek. En azından tedarik sorunu yaşanmaması bile savaş zamanı stratejik bir kabiliyete dönüşebilecek bir husus.

Son olarak Bozdoğan ve Gökdoğan kısa ve orta menzili hava-hava füzelerimizin son birkaç yıl içinde Türk Hava Kuvvetlerinin sınır ihlalleri ve Suriye’nin kuzeyine yapılan harekatlarda düşman uçaklarını düşürmek için kullandığı ABD yapımı AIM-9X, AIM-120C7 hava-hava füzelerinin muadilleri yani aynı görev ve kabiliyette olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.”

Kaynak: TRT Haber