24 Ocak 2001 tarihinde Diyarbakır’da uğradığı silahlı saldırı sonucu ekibinde bulunan beş koruma polisiyle birlikte şehit olan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, şehit edilişinin 20. yılında anılıyor. Ölümüyle Türkiye’yi sarsan Okkan, kardeşliğin ve birliğin sembolü olmuştu. Bölge halkını kazanan ve ona devletin sıcak elini uzatan Okkan, bölgede bölücü hareketi gerileten çalışmalarıyla örnekti. Bu faaliyetleri terörün arkasındaki emperyalist merkezi rahatsız etti. Son derece profesyonel bir suikastla katledildi…

Gaffar Okkan Türk Emniyet teşkilatının da sevilen ismiydi. Onu güzel sözlerle anmayan yoktur… Bugün de unutulmayan çalışmalarıyla Türk Polisine örnek teşkil ediyor. Okkan’ı Emniyetçi arkadaşlarına sorduk:

‘VATANI İÇİN ŞEHİT OLDU’

Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan: “Ben Sapancalı o ise Hendekliydi. Hemşehrimdi. Namuslu insandı. Vatanı için şehit oldu. Çok iyi bir ailenin çocuğuydu… Emniyet teşkilatında hizmetleri tartışılmaz. Diyarbakır’da halkın gece sabaha kadar caddelerde, yollarda yürümesi, dolaşması için -hem de PKK’nın etkin olduğu dönemde- çalıştı ve bunu sağladı. Tartışmasız bir emniyet müdürüydü. Halkı birleştirmişti. Halk devleti yanında hissetmeye başlamıştı. Halkı devletin yanına çekti. Diyarbakırspor’un birinci lige çıkma için verdiği mücadelede büyük katkısı olan insandı. Kahpe saldırıda arkadaşlarıyla şehit oldu. Hizbullah yaptı. Yapanlar yakalandı, eylemi yapanlar örgütün üst düzey elemanlarıydı ve yargılanıp ceza aldılar. Profesyonel saldırıydı. Örgüt bunu yapacak güçteydi… Planlı çalışılmış bir eylemdi. Maalesef Hizbullahçılar bugün siyasi görünümlü parti kurdular ve aynı faaliyetlere devam ediyorlar.

Bu ve buna benzer örgütler dış kaynaklı ve onlar tarafından her türlü destek görüyorlar. ABD’nin bölgemizde yaptıklarıyla bu destek açığa çıktı. ABD, İngiltere, İsrail ve Fransa 1940’lardan buyana bölgede bir devlet kurma peşindeler. Asırlar boyunca birlikte yaşayan ve aynı kimlikten gelen milletler birbirine düşürülerek buraya müdahale ediyor ve yerleşiyorlar. Buna fırsat verilmemeli. Örgütün partisi kapatıldığı gibi teröre destek verenlerin mal varlıklarına da el konulmalı. Gazete, televizyon ve dernekler de kapatılmalı. Burada kararlı olunmalı. Hukuk içinde bu yapılır. Bu konuda bize kimse de bir şey diyemez. Uluslararası anlaşmalarla bu hakkımız sabittir. Bakın Kandil’e? Bütün Batılı ülkelerin gizli servislerinin elemanları orada. Örgüte her türlü desteği veriyorlar. Gözümüzün önünde PKK’yı ordulaştırıyorlar. Bu örgüt ABD ve İsrail’in taşeronudur. Unutmayalım onlara göre Sevr devam ediyor. Buna fırsat vermemeliyiz.

Mumcu’yu da tanırdım. Çok iyi gazeteciydi. Sık sık görüşürdük. Benim çalışmalarımdan dolayı çok destek vermiş ve yazmıştı. Ona da Allahtan rahmet diliyorum.”

Diyarbakırlı annelerin eylemini de değerlendiren Tantan şunları söyledi: “Şu bir gerçek ki HDP silah zoruyla oy alıyor. Bu örgüt ezildikçe halk HDP’den kaçıyor. Annelerin bu çıkışı çok önemli. Onlar da PKK’nın bir ABD taşeron örgütü olduğunu gördüler. Kürt kimliği taşıyan insanları öldürüyorlar. Gördüler. Örgüt yöneticilerinin çocukları yurt dışında okuyor. Onların çocukları ise dağa kaçırılıyor. Bunlar sorgulanıyor. PKK’nın üst düzey yöneticilerinin yurt dışında ne kadar büyük servet edindikleri ortada. Bu biliniyor. Ermenistan yöneticileri nasıl ki diasporadan aldıkları parayla halkı tehdit ederek siyasi yönetimlerini devam ettiriyorlarsa, bu örgüt de aynısını yapıyor. Bu bölgede iki kara delik var. Biri Ermenistan diğeri de PKK. Bu ikisini de Batılı servisler kullanıyor. Bunlar üzerinden bölgeye egemen olmak istiyorlar. Huzur ve güvenlik olursa ABD, İngiltere, Almanya, Fransa bu bölgede ne yapacaklar, nasıl kontrol edecekler? Zenginliklerini nasıl kullanacaklar?  Mesele bu ve bunu görmek gerekir.”

‘HALKA İNSANCIL GÜZELLİĞİYLE DOKUNDU’

Emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Şevket Ayaz, Aydınpost’a Okkan’ı şu ifadelerle anlattı: “Teşkilatımızın yüz akı, pırıl pırıl, harika bir emniyet müdürüydü. Yakışıklı güzel insandı. Kars’ta müdürlük yaptı. Diyarbakır’da halkla bağ kurdu. Bölgeyi ve sorunlarını iyi biliyordu. Diyarbakırsporla halkın nabzına dokundu. Halkı çok seviyordu. Samimi halk çocuğuydu. Bu örnek girişimleri terör olaylarının azalmasına neden oldu. İsmi camiamızda ve ülkemizde unutulmayacaktır. Zaten halkımız da ona sahip çıktı. Şahsen de tanıma fırsatı oldu. İstanbul’da görevli iken bir vazife için Diyarbakır’a gitmiştik. Yakın ilgisini görmüştük. Çalışmalarının isabetli olduğunu yerinde tespit edip, mutlu olmuştuk. Allahtan rahmet diliyorum. Saygıyla anıyorum.”

‘HER İLDE BAŞARILI OLDU’

Emekli Emniyet Müdürleri Derneği İstanbul Şube Başkanı Nail Güntürkün: “Çalıştığı her ilde hep olağan üstü başarılarla gelmiş bir kardeşimizdi. Terfi bekleyen insan değildi. Çok çalışkan ve başarılıydı. Diyarbakır halkının polise bakış açısını değiştiren adam oldu. Halkıyla özdeşleşmiş bir emniyet müdürü ve yeni polis teşkilatını yaratmanın onuru ve gururunu yaşadık. Onu 20. yılında da aynı heyecanla, duygularla Diyarbakır’da törenler düzenlenip anıyorsak, başka söze gerek yok diyorum. Rahmet ve saygıyla anıyorum.”

‘HALKI KAZANAN DAVAYI KAZANIR’

Emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan: “Ben Emniyet İstihbarat Daire Başkanı iken o Diyarbakır Emniyet Müdürüydü. Kolejde iki devre sonra mezun olmuştu. Sürekli diyaloğumuz vardı. Yeri apayrıydı. Polisi halka sevdiren kardeşimizdi. Teşkilatta çok sevilen, halk nezdinde de sevilen, sayılan, çalışkan kişiydi. Art niyetli çevreler önce toplumu bölmek ister. Sonra bu tip kişileri hedef alırlar... O da hedef oldu. Faillerin çoğu yakalandı. Ancak arkalarındaki güçler tabi ki bulunamadı. Bu gibi art niyetlilere karşı uyanık olmak gerekir.

Emniyetin bütün toplantılarında konuşulurdu. Teşkilata empoze edilirdi. Özellikle Şark görevi yapanlara hep halkı kazanacaksınız, halkı kazanan davayı kazanır, denirdi. Yani en büyük prensip halkı kazanan bu davayı kazanır. Derdimiz halkla… Halkı kazanan bu işi bitirir. Bunu da en iyi uygulayan Okkan kardeşimizdi.  Ne güzel ki onun attığı birlik tohumları bugün yeşerdi. Diyarbakır annelerinin bu eylemleri bu manada önemli. Sadece Diyarbakır’da değil bütün bölgede bu hava esiyor. Onu bölgede terör suçu dışında suç işlemiş kişiler bile sever ve sayardı. Bu kadar derin izler bırakmıştı. Bugün de mesele halkı kazanmaktır. PKK’nın iç yüzünü anlatan, bu davayı kazanır.”  

‘OKKAN’IN EKTİĞİ TOHUMLARI

DİYARBAKIR ANNELERİ YEŞERTTİ’

Emekli Emniyet Müdürü Osman Öztürk: “Gaffar Ağabey, benden üç dönem öndeydi ve onunla ilk karşılaşmam Şanlıurfa’da olmuştu. Ben Şanlıurfa’da görev yaparken Koruma Ataşesi olarak Paris’e gitmiştim ve dönüşte de 1983 Ağustos ayında ilişik kesmek için gittim. Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğünde Emniyet Amiri olarak görev yaparken tanımıştım kendisini. Disiplinli, yetenekli, yakışıklı, operasyon yönü güçlü çok iyi bir polis amiri olarak saygınlık veriyordu çevresine.

Aradan yıllar geçtikten sonra Kars İl Emniyet Müdürü oldu. Ben de Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısıydım ve Ankara’ya geldiğinde kendisini görüyordum. Bir emniyet müdüründe olması gereken bilgi, yetenek, temsil gücü, özgüven ve cesaret gözlerinden ışıldıyordu. Geleceğin parlak yıldız müdürlerinden olacağının sinyallerini veriyordu.

Daha sonra 1997 yılında Diyarbakır İl Emniyet Müdürü oldu. Diyarbakır’a gidişiyle bir değişimin de öncüsü oldu. Öncelikle başarılı çalışmaları, halkla bütünleşen ve polis halk dayanışmasını üst seviyelere çıkaran, toplum destekli polislik stratejileri ve projeleriyle kendinden söz ettirdi. Halkın desteğini yanına aldı. Suçtan zarar gören çocuklar ve özellikle terör mağduru aileler ve kitlelerle iletişim kurarak onların yaşamına insancıl güzelliğiyle dokundu.

Terör örgütleri PKK ve uzantıları başta olmak üzere Hizbullah ve organize suç örgütleriyle ve uyuşturucu çeteleriyle göğüs göğüse mücadele etti. En büyük özelliği bilgisi kadar cesareti ve ülke sevgisinin gücüydü... Ülkesi için çok şey yaptı. Diyarbakır’ın gönlüyle Türkiye’nin gönlünü kişiliğinde buluşturdu. Gönülden gönüle köprüler kurdu... En üzücü olan da vahim bir suikasta uğrayarak insan sevgisiyle dolu yüreğini insanlara daha çok açacakken ve yapacaklarını yapamadan aramızdan ayrılışı oldu. Onun ektiği sevgi tanecikleri şimdi bir bir boy veriyor…”

Öztürk, Diyarbakır annelerinin eylemi için ise şunları söyledi: “Artık PKK’nın ülkemizi bölmeye ve gönüllere ateş düşürmeye çalışan eylemleri halkta ve annelerde karşılık bulmuyor. Türkiye kardeşliğini yeniden kuruyor. Özellikle bugün Diyarbakır annelerinin oluşturduğu bu duruş yıllarca terörün elinde geleceğini heba eden ülkemize ve terörün acımasızlığına görkemli bir karşı duruş olarak vicdanlarda yer buluyor. Sanki Gaffar Okkan’ın ektiği tohumlar bugün yeşerdi ve PKK’ya ölümcül yumruk oldu…”

ERCAN DOLAPÇI