Ethem Sarısülük, 1 Haziran 2013 tarihinde Kızılay'da düzenlenen eylem sırasında polis Ahmet Şahbaz'ın silahından çıkan kurşunla ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan Sarısülük, doğum günü olan 14 Haziran'da yaşamını yitirdi. Emniyet, Sarısülük için öldürdüğü yerde tören yapılmasına izin vermedi. Ankara Emniyeti tarafından saklanan Şahbaz, 24 Haziran 2013'te adliyeye polis ordusu eşliğinde getirilerek ifade verdi ve sonunda meşru müdafaa gerekçesiyle serbest bırakıldı.

Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ'ın haberine göre Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan dava sürecinde de emniyet mahkemeyi ablukaya aldı. Şahbaz, duruşmaya peruk, takma bıyık ve gözlük takarak “gizli” sanık gibi geldi. 7 Temmuz 2014'te tutuklanan Şahbaz, 3 Eylül 2015'te tahliye edildi. Mahkeme, dava sonunda Şahbaz'a 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası verdi. Ancak Yargıtay kararı usulü eksiklikler gerekçesiyle bozdu. 6. Ağır Ceza Mahkemesi, adli tatildeyken nöbetçi heyet tarafından dosya güvenlik gerekçesiyle Aksaray'a gönderildi.

Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığı hiçbir duruşmaya getirtmedi. Bu duruşma sonunda Şahbaz'a “taksirle ölüme neden olmak suçundan 10 bin 100 TL adli para cezası verildi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, cezayı az bularak kararı bozdu. Aynı mahkeme, cezayı 15 bin 200 TL'ye çıkardı. Sarısülük ailesinin avukatı Murat Yılmaz, cezanın az olduğu gerekçesiyle karara bir kez daha itiraz etti. Ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesi, kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle cezayı onadı. Böylece Sarısülük davasındaki karar kesinleşti.

Cinayet kapatılamaz

Avukat Murat Yılmaz, karara ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Ethem Sarısülük Kızılay'ın ortasında herkesin gözü önünde Ahmet Şahbaz tarafından vurularak öldürüldü. Dosya Ankara'dan Aksaray'a kaçırıldı. Yargıtay, bir ölüme verilen para cezasını onadı. Protesto hakkını kullanan bir insanın silah kullanan kolluk gücü tarafından öldürülmesinin cezası 15 bin TL. Bu tamamen cezasızlık politikasıdır. Yargı, polisin karıştığı dosyalarda polisi bu şekilde kolluyor. Aynı zamanda Gezi'deki direnişe yönelik verilen bir karar. Tayyip Erdoğan 'Polise emri ben verdim' demişti. Aslında siyasi iktidar da buna göre hareket etmiştir. İtirazlarımızı önce Anayasa Mahkemesi, sonra AİHM'ye taşıyacağız. Bu davada haklıyız. Kamuoyu önünde gerçekleşen bir cinayet 15 bin TL ile kapatılamaz” dedi.