İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Nisan başında yaklaşık 4 olan, seçimlerin ertesi günü 4,6 olan döviz kurunun buraya kadar yükselişini anlayabilirdik.

Buna karşı sonraki gelişmeleri aynı hüsniyetle karşılayamayız.

Temmuz'da aynı seyri gösteren dövizin, Ağustos ayında 7 liraya kadar yükselmesi başlı başına ekonomik suikast girişiminin delilidir.

ABD yönetiminin egemenlik haklarımıza saygısızlık eden tutumlarına karşılık vermedik diye oluyor. Türkiye bir kabile devleti değildir, hukuk devletidir.

Türkiye bir hukuk devletidir kabile devleti değildir. Türkiye'nin yaşadığı bu hadise dünyanın hiç bir ülkesinin ekonomik güvenliği olmadığının kanıtıdır. İş ekonomi sınırlarını aştı

Kalıcı darbeleri enflasyon ve faizlerle alıyoruz. Faizi yöneticiler belirler ama enflasyonu yöneticiler belirleyemez.

“ŞU AN ŞAHSEN BENİM SABIR SAFHAMDIR”

Bugüne kadar Merkez Bankası, şu 16 yıllık dönemde enflasyonu hep açıklamıştır ama hiçbir zaman açıkladığı gibi gerçekleşmemiştir. Bakıyorsunuz yıl ortasında enflasyonu yeniden revize ediyor. Niye, madem biliyorsun bu işi. Faizi belirlerken tutuyor da enflasyonu açıklarken neden tutmuyor? Bu gerçekleri ekim ayında da göreceğiz. Tabii dün son olarak sürekli gündeme getirilen faiz artırımını da yüksek bir oranla gerçekleştirdi.

Diyor ya bağımsızlık. Hadi buyur bağımsızlık. Şimdi bağımsızlığın neticesini göreceğiz. Şu an şahsen benim sabır safhamdır. Bu sabır bir yere kadar.

“BUNLAR DÖVİZLE GELİR ELDE EDİP PERSONELİNE TL ÖDÜYORLAR”

Önüne gelen zam üstün zam yapıyor. Faizle ilişkisi olsun olmasın. İlgili bakanlıklarımızın kontrol mekanizmalarını çalıştırması lazım. Suistimali yapanlara da cezalarını vermemiz lazım Gelişmeleri takip ediyoruz. Uzun süredir şikayet konusu olan dövizle kira ve satın alma parasını aldırdık. Bunlar dövizle gelir elde edip personeline TL ödüyorlar. Elektriği dolarla mı ödüyorsunuz? Böyle 25 kuruşa simit yok.

“STOKÇULARA BASKIN YAPILACAK”

Bu aralar bol miktarda stokçular çıktı. Bunun cevabını İçişleri Bakanlığı verecek. Stokçuluk yapanlar bedelini ödeyecek. Bunlara baskın yapacağız. Devleti köşeye sıkıştırmak isteyenlere meydanı bırakmayacağız.

Okul kitaplarının basılmadığından ilaçların üretilmediğine dair birçok dedikodu üretiliyor. Milli Eğitim Bakanı ile konuştuk kitap meselesini çözdük. Şu an için bizim imkanlarımız bize yeterli.

Görüşmelerimiz var. Diğer devlet liderleriyle konuşuyoruz. Devleti bu tür manipülasyonlarla köşeye sıkıştırmak isteyen simsarlara meydanı bırakmayacağız. Bu dönemi her alanda millileşme hamlesini güçlendirme olarak değerlendireceğiz. Diğer krizde ne demiştik... Bizi teğet geçecek demiştik. Şimdi de inşallah aynı şey olacak.

Avrupa Birliği zirvelerinden Davos zirvelerine kadar onurlu duruşumuzu sürdürdük. Bizi sandık ve sahada yenemeyenler terör örgütlerini, cuntacıları harekete geçirdiler. Son umutları 24 Haziran'dı. Yine beklediklerini alamadılar. Bu sefer ekonomiyle saldırdılar. Bu milleti tanımadılar. Bu millet Çanakkale'de yedi düvele karşı koymuş kurtuluş savaşını başarıyla tamamlanmış bir millettir.

DEVAMI GELİYOR...