Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin Libya’da yeniden zemin kazandığını görüyoruz.

Saldırılar tüm Akdeniz havzasını tehdit eder hale gelmiştir.

Darbeci Hafter’in saldırıları karşısında uluslararası toplum maalesef gereken tepkiyi göstermemiştir.

Bu zirvenin ancak bugün düzenleniyor olması elbette düşündürücüdür.

Meşru Libya hükümetiyle iki mutabakat muhtırasıyla işbirliğimizi perçinledik.

Türkiye Libya’da barışın anahtarı olmuştur.

Libya’da sükunet sayın Putin ile yaptığımız ateşkes çağrısıyla sağlanmıştır.

Ülkemiz Libya’nın geleceğine sahip çıkmıştır.

Berlin kongresini önemli bir adım olarak görüyoruz.

Yeniden filizlenen umutlar kan ve kaos tüccarlarının ihtiraslarına kurban edilmemelidir.

Libya ile beraber aciliyet kesbeden bir diğer husus da İdlib’teki durumdur.

Pazar yerine yapılan saldırı sonucu 19 İdlibli kardeşimiz şehit oldu. ülkemize yönelik göç hareketi başladı.

Rejimin vahşetine bir dur demenin vakti geldi.

(Yunanistan'ın tepki çeken görüşmesi) Yunanistan Almanya’ya davet edilmediği için ciddi bir rahatsızlık içinde. Libya ve Türkiye arasında yapılan anlaşma Yunanistan’ı malum çıldırtmıştı. Bunu ardından da rövanşist anlayışla bunu nasıl geri alırız çabasına girdi.

Hafter’in bir kıymeti harbiyesi yok. Tuttu Hafter’i Yunanistan’a davet etti. Bu görüşmeleri yaptılar hiçbir kıymeti yok. Hafter Almanya’ya geldiğinde orada neler söyleyecek hepsini orada görme imkanımız olacak.

Miçotakis oyunu yanlış oynuyor. Attığı adımlar doğru değil.

(Libya ile ilgili taslak metin iddiası ve seçim çağrısı haberleri…) Bize ulaşmış böyle bir metin yok. Herhalde böyle bir şey olsa benim de haberim olur. BM riyasetinde Libya’da seçim atmosferine girilmesi olumlu bir gelişme olacaktır ama bunun sağlıklı bir şekilde olması gerekir. Silahların gölgesinde bir seçim düşünülemez.

(Olumlu bir sonuç çıkmazsa Türkiye’nin yol haritası ne olacak?) Doğmamış çocuğu don biçilmez. Toplantıdaki, tüm gelişmeleri görmemiz lazım. Sonuç bildirgesini görmemiz lazım. Sonrasında ne gibi adımlar atabiliriz değerlendirmemizi yapar açıklamamızı da dünya kamuoyuna ifade deriz.

 "Çok çok üzücü bir adım olmuştur"

(FETÖ yargılamalarında aynı sanığa bir mahkemenin beraat vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?) Tabii bu yargı camiamız için gerçekten çok çok üzücü bir adım olmuştur. İlginç olan şey şu bunların hepsinin talimatlarını da verdik kararı veren kişilerin de FETÖ’cü olması bu işin nerelere vardığını gösteriyor bu işin arkasında ne gibi oyunlar olabileceğini de gösteriyor. Ama bir gerçek var ki hak en sonunda yerini buluyor. Müebbet hapse mahkum olmuş birini hemen beraat ettirme ve tahliyesini verme gibi bir yola bir mahkeme nasıl gidiyor. Bu anlaşılır bir şey değil. Sağ olsun adalet bakanlığımız ve savcılarımız bu noktada adımlarını attılar. İçişleri bakanlığı ile birlikte operasyonla yakaladılar.