Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

1915'te genel görelilik teorisini yayınladığında, Albert Einstein, bugün bile yeni keşifleri doğuran bilimsel bir devrimi ateşledi. Newton'un yerçekimi modelini altüst eden teori, evrenin temel ilkesini kütleli cisimler arasındaki bir kuvvet olmaktan çıkarıp uzay ve zamanın bükülmesine dönüştürdü.

Genel göreliliği 20. yüzyılın en büyük başarılarından biri olarak kabul eden bilim insanları, ikinciliği de Einstein'ın özel görelilik teorisine verdiler. Bugün bile, GPS uydu operatörleri yüksek hassasiyetli cihazlarını, Einstein tarafından 100 yıldan fazla bir süre önce ana hatları çizilen ilkelere göre ayarlıyor.

Ancak, “aynı koşullar altında her şeyin her zaman gerçekleşmesini garanti eden yasaların olduğu” bir dünyada yaşayan Einstein, evren hakkında bildiğini düşündüğü her şeyi alt üst etmekle tehdit eden yepyeni bir fizik dünyasıyla karşılaşmak üzereydi.

Einstein, birçok kişi tarafından fizikçiler Neils Bohr ve Max Planck’tan sonra kuantum teorisinin "Üçüncü Babası" olarak kabul edilir.
Genel göreliliğin aksine, kuantum teorisi, parçacıklar adı verilen, dünyayı akla gelebilecek en küçük düzeyde yöneten son derece tuhaf ilkeleri tanımlar.

Yeni çıkan Youniverse: A Short Guide to Modern Science kitabının yazarı Elsie Burch Donald'a göre, bu keşif ünlü fizikçiye neredeyse üstesinden gelinemeyecek kadar fazla görünmüştü.

Dışarıdan bir gözlemci için kuantum fiziği, evrenin düzenini bozan bir dizi çelişkili ilke gibi görünebilir. Kuantum teorisi, genel görelilikle yüzde yüz örtüşmez. Öyle ki, bilim insanları hala ikisini birleştirmenin bir yolunu bulabilmiş değil.

Bu bilmece, kimilerini Einstein'ın baştan beri yanılmış olabileceği olasılığını düşünmeye yöneltti. Genel görelilikte, olaylar birbiri ardına gerçekleşir. Bilim insanları her zaman kozmik bir ölçekte bir neden ve sonuç ilişkisi belirleyebilirler.

Kuantum teorisindeyse olaylar çok daha olasılıksaldır. Çoğu zaman uzmanı olmayanlar için anlaşılmazdır. Başka bir deyişle, göründüğü kadarıyla kuantum dünyasında tamamen olasılıklar hüküm sürer.

Örneğin, ışığı parçacık olarak tanımlayan onlarca yıllık araştırmaların aksine bilim insanları ışığın fotonlarının bazen dalgalar gibi bazen de parçacıklar gibi davrandığını gözlemlediler.

NEDEN KARŞI ÇIKMIŞTI?

Donald'a göre Einstein, tuhaf olduğu için kuantum fiziği dünyasına karşıydı, bu da onun en büyük hatası oldu. Yazar “Bilim tarihindeki en şok edici keşif olarak anılır. Einstein bunun bir felaket olduğunu düşünüyordu.” diyor ve ekliyor: 'Meşhur “Tanrı zar atmaz” sözleriyle itirazını dile getirdi. Ama görünen o ki yanılmıştı.' Ünlü fizikçi, hatası karşısında bir keresinde “Ne yapayım, Einstein değilim,” esprisini yapmıştı.