Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

 Birleşmiş Milletler (BM) 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlendirilmesi Birimi (UN WOMEN) ülke direktörü Asya Varbanova, Ankara’daki ofiste kamera karşısına geçti. Varbanova, 16 günlük aktivizmin, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ile başlayıp 10 Aralık İnsan Hakları Gününe kadar devam edeceğini belirtti. 

TÜRKİYE'DE HER 10 KADINDAN 4'Ü ŞİDDETE MARUZ KALIYOR 

Kadınlara yönelik şiddete son vermek için düzenlenen kampanya ile dünyanın her yerinden tüm aktörlerin ortak bir şekilde kadına yönelik şiddete dur demesini için gerçekleştirilen ortak bir hedef olduğunu söyleyen Varbanova, ‘’Son tahminlere göre dünyada 15 yaş üstü neredeyse üç kadından biri hayatları boyunca en bir kez partnerleri ya da parteri olmayan biri tarafından fiziksel ya da cinsel şiddete maruz bırakılıyor. Bu da kadın ve çocuklara yönelik şiddet seviyesinin son 10 yılda değişmediğini gösteriyor. Koronavirüs ile gelen kapatma, tedbirler ve hizmetlere erişimde yaşanan zorluklar nedeniyle şiddetin bir gölge pandemi olarak Covid-19 pandemisiyle daha da kötüleşmesine yol açıyor. Üstelik bu cinsel taciz, dijital ortamdaki şiddet gibi kadın ve kız çocuklarını etkileyen tüm şiddet olaylarını içeriyor. Bunları da düşünürsek bahsettiğimiz rakamlar daha yüksek olacaktır. Türkiye’de ise her 10 kadından 4’ü hayatlarının bir noktasında kocaları veya yakın partnerleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılıyor. Dünya çapında ve Türkiye’de şiddet gölge salgın olarak yayılmaya devam ediyor’’ diye konuştu. 

‘KADINLAR YAŞADIKLARI ŞİDDETİ YETKİLİLERDEN ÇOK YAKINLARINA ANLATIYOR’ 

Kadınlara yönelik şiddetin yetkililere oldukça az bildirildiğinin altını çizen UN WOMEN ülke direktörü Varbanova, kadınların uğradıkları şiddete daha çok yakın çevrelerine anlattıklarını söyledi. Varbanova, şiddete tanık olanların şiddeti önlemede önemli rol oynağını ifade ederek şöyle konuştu: 

‘’Bulgulara göre kadınlara yönelik şiddet önemli bir ölçüde az bildiriliyor. Yani şiddete maruz bırakılan kadınların dünya genelinde sadece yüzde 40’ından daha azı raporlama ve şiddet önleme merkezlerinden yardım istemekte. Türkiye’de de bu durum dünya ile aynı. Türkiye’de şiddete maruz bırakılan kadınların yarısından çoğu gerekli mercilere şiddete maruz bırakıldıklarını bildirmiyorlar. Kadınalar genelde aileleri, yakınları veya gördükleri insanlara şiddete maruz bırakıldıklarını söylüyor. Avrupa Birliği’nde de durum aynı. Arkadaşlar, aileler ve yakınlarda onlara bildirilen şiddeti raporlamıyorlar. Bu da aslında büyük bir sessizliğe sebebiyet veriyor. Şiddete tanık olanların, şiddeti önlemede çok önemli bir yeri var. Bu nedenle biz bu kampanyayı yapıyoruz ki, şiddete maruz bırakılan kadınlara tanık olan insanlar neler yapabileceklerini öğrenebilsin.’’ 

‘ŞİDDET ÖZEL DEĞİL, TOPLUMSAL BİR MESELEDİR’ 

Kadına ve çocuğa yönelik şiddete karşı toplumdaki her bireyin rolü olduğunu söyleyen Varbanova,’’Kadınları şiddetten korumaya yönelik mekanizmaları hayata geçirecek ve bu korumaya yönelik mekanizmaları hayata geçirecek koruma görevi devletin üzerindedir. Fakat bu görev devlete düşse de hepimizin bu konuda üstleneceği bir rol var. Kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddete göz yumduğumuzda bizler de suç ortağı haline geliyoruz ve bu durumu normalleştirmiş oluyoruz. Kocanın eşine uyguladığı şiddeti özel bir mesele olduğu algısının değişmesi gerek. Çünkü bu aslında özel bir mesele değil, kadına yönelik şiddet toplumsal bir meseledir. Bu konuda farkındalığın yaratılması gerekiyor. Şiddete maruz bırakılan kadınlara tanıklık edenlerin harekete geçmeye, teşvik etmeyi amaçlayan uygulamalara ihtiyacımız var’’ dedi. 

KAMPANYANIN SİMGESİ ATEŞ BÖCEĞİ 

Birlikteliğin simgesi olan ateş böceklerini kampanyanın simgesi yaptıklarını ifade ederek şiddete uğrayan veya şiddete tanık olan kişileri oluşturulan web sitesi hakkında bilgilendiren Varbanova,’’Bu sene 16 günlük aktivizm kapsamında şiddete tanıklık eden, şiddete maruz bırakılan kadın ve kız çocuklarının yakınlarını hedefliyoruz. Çünkü hepimizin şiddeti önlemesi için atması gereken adımlar var. Hepimiz kendi haklarımı bilmeli ve şiddete maruz bırakılan kadınların yanında olmalıyız. Bizim sembolümüz ateş böcekleri. Çünkü ateş böcekleri yanıp sönen ışıklarıyla karanlığı aydınlatıyor ve bir dayanışma simgesi haline geliyor. Bu sene ateş böcekleri herkese ‘kayıtsız kalmayın’ diyor. Ve https://atesbocekleri.info/ sitesine girerek orada yer alan 7 farklı şiddet vakasını ziyaretçiler görebilecek. Kafede, üniversitede, apartmanda olan şiddet vakalarını görebilecek ve bunun gibi şiddet vakalarına tanık olduklarında neler yapabileceklerini öğrenecekler. Aynı sitede ‘ben de kayıtsız kalmıyorum’ diyerek seslerini kaydedip bu kayıtları kendi sosyal medya mecralarında paylaşabilecekler. Yakın çevre ve arkadaşlarına şiddete karşı dayanışma halinde bulunmaya davet ediyor olacaklar. Bizim temelde amacımız bu kampanya ile herkesi şiddete tanık olduklarında neler yapmaları gerektiğini bilmeye ve bu konuda adım atmaya davet ediyoruz. Kampanyayı kimsenin sessiz kalmaması için yaptık. Kampanyaya destek veren tüm partnerlerimize ve tüm ortaklarımıza ve bu kampanyada şiddet vakalarını seslendirerek bizlere destek olan ünlü isimlere teşekkür ediyoruz’’ diye konuştu.