Neden o bilindik balıkçıların tarihinde hep iyi bir salon personelinin patronluğa ulaşan hikayesi yatar? bizim ülkede mutfakta başarılı olan deniz ürünleri uzmanı şef sayısı yok denecek kadar az! Halbuki içinden deniz geçen bir şehirde, saray kültüründe kahvaltıda bile balık yenildiği bir geçmişe rağmen, ‘balıkçı’ denince sadece mezeyle tanımlanıyor bu mutfak... İçinden deniz geçen bir şehirde deniz ürünlerine karşı bir damak defansı var insanların... Boğaz’daysan, 3-4 standart mezen, “Abim hoşgeldin” çeken servis personellerin varsa, zaten sana müdavim olmaya hazır dolu müşteri buluyorsun. Balık seveni de boya fırçasına sürülen tereyağla lezzetli hale getirip ‘kalkan’ yemeye çağırıyorsun.
Bu durumu değiştirmek için deniz ürünleri restoran denemesi olmadı değil. Mesela d.ream ekibinin markası Capricorn! Muhteşem konum, harika ambiyans, Ali Ronay gibi yıldız bir şefin liderliği; turistin de az geldiği sezona rastlayınca direnemedi İstanbullular’ın gustosuna (!) Son dönemde Azur bu konsepti uygulamaya çalışıyor ama ambiyansı lezzetlerinin çok ötesinde göründüğü gibi, kalıcılığı da tartışılır. Bu işin doğrusunu bulmak maalesef müşteri gustosuyla çok alakalı. Belki de sentez değişikliklerle, deniz ürünleri sosyalliği pahalı ama içi boş balıkçı kurgularının yerini alır.


Şehrin en yenisi
Uzun zamandır gastronomi sohbetlerimizde bu durumu konuşurken, şehrin en yenisi Ringa’ya bu gözle bakmak istedim. Neticede bu tip sosyallikler konusunda öncü isimlerden olan Yücel Özalp’ın restoranı... Kurgu gelenekselle modern arasına çok iyi oturmuş gibi. Yücel Beyle birlikte Ali Akkaş gibi bir ismin de mekana elinin değmesi, Türk müşteri kodları ve evrensel doğruları çok iyi harmanlamalarını sağlamış. Dekor olarak Blue Topaz’ın Reina’daki o naif havası, Oligark’ın sahilinin yarısını kaplayarak geri dönmüş diyebilirim. Avokadolu peynir, tütsülenmiş uskumru, somon pastırma geleneksel mezelere güzel yorumlar olmuş. Çiğ. Balık konusunda uzman Mahmut Cansever’in hazırladığı taze baharatlarla tatlandırılmış çiğ barbun tabaktaki sunumu ve lezzeti açısından üç Michelin yıldızlı bir restoran hissi veriyor. Ringa’nın bir başka güzel sürpriziyse gündüzleri de hizmet verecek olması...

Kraftçıların fenomeni İstanbul’da
Rafine turistin son dönemde en sevdiği yerlerin başında geliyor Mürver... Uzun yıllar sonra İstanbul’da ilk kez bir restoran 2-3 hafta sonraya rezervasyon verecek kadar dolu. Mürver’in o şöhretini duyanlardan biri de kraft lezzetlerin en büyük fenomenlerinden Danimarkalı Mikel Borg Bjergso! Kendi iş birliğindeki yemek için Yılmaz şefin yemeklerine teslim olmuş. O özel menüde ördek topik ve balık turşusu harika atıştırmalıklardı!



Umarım devam eder
Klavye entellektüelliğinin son dönemki modası, THY’nin uçak içi emniyet filmine eleştiri yapmak. Sosyal medya sağ olsun; herkes kendini kalabalık eleştirel trendler içinde yorumlara katılarak bir sınıfın insanı gibi göstermeye çalışıyor. Sanırım THY ekibi de bu eleştirileri ciddiye alıp, bu filmi yayından kaldırmayı düşünüyormuş. Lego gibi milyonlarca tutkulu fanı olan bir markayla yapılan bu iş, belki de havacılık tarihin en büyük cross-marketing işi... Umarım klavye entellektüellerine yenik düşülüp vazgeçilmez.