Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde "Orman Bakanlığı Toplu Açılış Töreni"nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisinin yakınları hakkında yaptığı ''yurtdışına para gönderme'' iddialarını da değerlendirdi.

Erdoğan, "Maalesef ülkemizin bunca sorunu, sıkıntısı arasında bir de ana muhalefet partisinin başındaki zatın hezeyanlarına cevap vermek zorunda kalıyoruz. Ben milletimin karşısına bu tarz konularla çıkmaktan inanın utanıyorum, hicap duyuyorum ama karşımdaki zatta ve aynı kafadaki kesimde utanma, arlanma, hakka, hukuka riayet diye bir anlayış olmadığı için mecburen bu konulara girmek zorunda kalıyoruz" ifadelerini kullandı.

"DEKONT DEDİĞİ KAĞITLARI GAZETECİLERE VE ADLİ MAKAMLARA VERMEDİ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"(Kılıçdaroğlu) Dün partisinin grup toplantısında çıktı, 'Yurtdışındaki bir şirkete şu kişi şu kadar milyon dolar, şu kişi bu kadar milyon dolar para gönderdi' diye birtakım yine sözler söyledi. Elindeki bir tomar kağıdı sallayarak da 'İşte dekontları da bunlar' dedi. Tabii dekont dediği kağıtları ne gazetecilere ne adli makamlara vermedi. Avukatlar hemen anında kendisine, 'Bunu ilgili savcılığa lütfen veriniz, medyaya veriniz' dedi. O kağıtların ne olduğunu şimdilik bir kendisi bir de onları bu zatın eline tutuşturanlar biliyor."

"REZİL KEPAZE OLDU"

"(Kılıçdaroğlu) Bir ara şahsımla alakalı 'İsviçre'de hesaplarım olduğunu' söyleyip durdu. Kendisini ispata davet ettiğimde belge gösteremedi, rezil kepaze oldu" diyen Erdoğan, "Kendisine çok açık, net söyledim. 'İspat et, ben bu görevi bırakacağım, Başbakanlıktan çekileceğim' dedim. İspat yok. Şimdi bu defa aynısını söylüyor. 'İspat et, ispat ettiğin anda ben Cumhurbaşkanlığını, siyaseti bırakacağım' dedim. Ama sen de CHP'nin başına bela olmaktan çekil, bu milletin başına da bela olmaktan çekil" şeklinde konuştu.

''BÖYLE BİR VİCDANSIZLIK OLUR MU?''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ilk hizmete girdiğinde, sırf bu eseri karalamak için, altın klozet iddialarına kadar akla ziyan pek çok yalanı aylarca diline pelesenk etmişti. Hiçbirinin doğru olmadığı ortaya çıkmış olmasına rağmen özür dilemeyi aklından bile geçirmedi. Böyle bir vicdansızlık olur mu? 'Altından klozet.' Sıkıyorsa, davet ettim seni, işte gel bak bakalım nasıl bir altından klozet varmış" dedi.

"BUNUN ADI ANA MUHALEFET DEĞİL ANA HIYANETTİR"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelik, "Ana muhalefet makamını komedi sahnesi yeri haline getiren bu zatın başında olduğu CHP kayıptır. Türkiye gibi bir ülkenin ana muhalefet partisini bu hale düşürmeye kimsenin hakkı yok" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bu müfteri zatın daha o kadar yalanı, yanlışı, sahtekarlığı var ki hangi birini anlatsak bilemiyoruz. Bunun adı siyaset olamaz, bunun adı muhalefet olamaz, bu insanlık dahi değildir. Bunun adı... Daha ileri gitmeyeyim. Ana muhalefet, bunun yükünü daha fazla çekemez, çekmemeli. Çünkü bunun adı ana muhalefet değil ana hıyanettir" dedi.

"BU ZAT, HIZLA SİYASET ÇÖPLÜĞÜNE DOĞRU YUVARLANIYOR"

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun iddialarına dair, "Bu beş isim, asla o zikrettiği şirkete veya yere para göndermiş de değil. Tam aksine, mevcut şirketlerini satmaları sebebiyle onlara para geldi, oraya para gitmedi" ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelik olarak Erdoğan, "Bu zat, hızla siyaset çöplüğüne doğru yuvarlanıyor. Milletimiz, eski Türkiye'nin siyaset anlayışının bu son temsilcisini de en kısa sürede hak ettiği yere gönderecektir. Hiç endişem yok" şeklinde konuştu.

''İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ YURTDIŞINA GİDEN TEK KURUŞ YOK''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

"Buradaki tek sorun, ortada bu zatın iddia ettiği gibi yurtdışına giden tek kuruş para olmayışıdır. Belki anlamamış diye bu zat için bir kez daha tekrarlıyorum, iddia edildiği gibi yurtdışına giden tek kuruş yok. Dolayısıyla bu zatın söylediği yalan mı, yalan. Bu zat bir kez daha müfteri durumuna düştü mü, düştü. Peki, bu durum karşısında yüzü kızaracak mı? Hiç sanmıyorum. Maşallah kendisinde manda derisi gibi yüz var."

''İSPAT EDEMEZSEN O YERDE DURMA ARTIK ÇEKİL GİT"

Erdoğan, "Eski özel kalem müdürüm diye ifade ettiği o şahıs, benim özel kalem müdürüm hiçbir zaman olmadı. Böyle bir yalan olur mu? Zerre kadar sende şahsiyet varsa, Mustafa Gündoğan bana ne zaman özel kalem müdürlüğü yapmış Büyükşehir Belediye Başkanlığımda, çık bunu ispat et. İspat edemezsen de o yerde durma artık çekil git" dedi.

''YENİDEN BİR DAVA AÇACAĞIM''

"Burada ismi geçen kardeşlerim, eniştem, dünürüm ve diğerleri, üst düzeyden zaten davalarını açacaklar ve hukuki olarak bu işin mücadelesini verip, yakasından bu adamın düşmeyecekler" ifadelerin kullanan Erdoğan, "Yargıda bu hak aranacaktır ve ben de ayrıca tekrar buna yeniden bir dava açacağım. Ben de hukukta hakkımızı yeniden aramanın peşinde olacağım" şeklinde konuştu.

''ANLADIN MI KEMAL?''

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında "Eskiden baraj gibi, büyük altyapı projeleri gibi işleri yabancı firmalar, yabancı müteahhitler yapardı. Çünkü ülkemizin bu konudaki birikimi çok sınırlıydı. Biz tüm çalışmalarımızda olduğu gibi altyapı yatırımlarında da yerli ve milli bir anlayışı öne çıkardık. Anladın mı Kemal?" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Ey Kılıçdaroğlu duy, duy. Kulağın var duymazsın, gözün var görmezsin, ağzın dilin var hakkı hakikatı konuşamazsın. Adeta 5 sente muhtaç Türkiye'yi yılda ortalama 13 milyar dolar doğrudan uluslararası sermaye yatırımı yapılan bir ülke haline bu iktidar getirdi" şeklinde konuştu.

"TİLKİ YETİŞEMEDİĞİ ÜZÜME 'KORUK' DERMİŞ"

Sadece 2005 yılından bu yana 9,2 milyon kişiye ilave istihdam oluşturduklarını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Büyümede her seferinde tüm dünyayı şaşırtıyor, beklentileri alt üst eden rakamlara ulaşıyoruz. Tilki yetişemediği üzüme 'koruk' dermiş. Bunun örneği Kılıçdaroğlu'dur."

''KAFAYI SURİYELİLERE HARCANAN PARAYA TAKMIŞ''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun Suriyelilere yapılan yardımlarla ilgili iddiasına dair ise şunları kaydetti:

"Kafayı neye takmış, Suriyelilere harcanan paraya takmış. Madem o kadar merak ediyor, biz de söyleyelim. Türkiye, Suriyeliler için AFAD eliyle 2,3 milyar dolar, belediye hizmetleri olarak 6 milyar dolar, sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla 1,2 milyar dolar harcama yapmıştır. Bunun dışında sınırlarımız içinde ve dışında verilen eğitim ve sağlık hizmetleri ki bunlar sınırsız olmuştur. Suriyelilere sadece kumu kuruluşları, belirli sivil toplum örgütleri yardım etmiyor, asıl büyük yardımı milletimiz yapıyor. Kayıtlara girmemiş olan gönüllü kişiler ve kuruluşlar yapıyor. Tüm bunları topladığımızda karşımıza uluslararası standartlara göre yapılmış yaklaşık 30 milyar dolarlık bir meblağ çıkıyor. Bu rakamların hepsi de AFAD, Maliye Bakanlığı, TÜİK gibi kurumlarımızın hesaplama yöntemleriyle ortaya çıkmaktadır, yani öyle kafadan atılmıyor."

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA