Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Stres, anksiyete, depresyon ve kısırlık arasında bir bağlantı olduğu doğrudur. Covid-19’un tüm dünyada strese yol açtığı da bilinen bir gerçek. 

Bu durum bazı kadınlarda yumurtlamayı etkileyebilir. Kesintisiz stres altındaki kadınlar daha az düzenli yumurtlayabilir ve bu da en doğurgan oldukları zamana kadar bebek yapmayı planlamayı zorlaştırır. Aynı şekilde stres erkeklerde de sperm üretimini etkiler.

Kadınların koronavirüs nedeniyle aşırı stres altında olması, hormonlarda değişikliklere sebep olarak yumurtlamanın gecikmesine veya hiç yumurtlamamaya sebep olabilir. İnfertilite tedavisi zaten stresli bir zaman dilimidir. Çiftler yaşamlarını planlamak isterler ve bunun için çok çabalarlarsa başarabileceklerine inanırlar. Bu sebeple gebe kalmanın zorluğu vücutlarının ve aile olma isteklerinin kendi kontrolleri dışında olduğunu düşünürler. İnfertilite tedavisi kapsamında yapılan testler, tedaviler, çiftler açısından fiziksel, duygusal ve maddi olarak stres yaratabilmektedir. Koronavirüsüyle mücadele edilen bu dönemde stres seviyesi daha da yükselebilir ve hamile kalmayı zorlaştırabilir. Ayrıca aşırı stres düşüğe de sebep olabilir.

Tüp bebek tedavisinde başarı oranı düşebilir

Vücut hormonlarımız tarafından yönetilmektedir. Stres altında salgılanan hormonlar birçok hastalığa sebep olmaktadırlar. Tüp bebek tedavisi stresli bir süreçtir. Çiftler sonucu beklerken bile yoğun strese maruz kalırlar ve bu durum vücut dengesini bozabilecek hale gelebilir. Yumurtlama, döllenme ve embriyo kalitesini etkileyen sebepler arasında stres de bulunmaktadır. Araştırmalara göre stresin, tüp bebek başarısını etkilemesi ciddi sonuçlar içermektedir. Strese tamamen engel olamayabiliriz fakat stresle baş etmeye çalışmak en hafif şekilde etkilenmeyi sağlayacaktır. Doktor ve merkez seçimi tedavi sürecinin psikolojik olarak olumlu ya da olumsuz etkileyebilecek bir durumdur. Doktor hasta ilişkisi ve merkezin şartları önemlidir. Bu süreçte hastanın psikolojik destek alması, doktorun ve tüp merkezinin yaklaşımı hastanın stresi kontrol altına almasına katkı sağlayacaktır. Bu şartlarda doktora çok görev düşmektedir. En uygun tedavi programı ve yöntemi seçilmelidir, çünkü stres başlı başına bir kısırlık nedenidir.

Stres sperm kalitesini olumsuz etkiler

Araştırmalarda stresin kalp hastalıkları, obezite, depresyona ve astıma neden olduğu tespit edilmiştir. Son zamanlarda stresin sperm ve semen kalitesinde azaltarak erkeklerde infertiliteye sebep olduğu da bilinmektedir.

Yapılan çalışmalarda stres faktörleri olarak çalışma ortamı, günlük hayatta onları strese sokan etmenler değerlendirildiğinde, erkeklerden alınan semen ve sperm örneklerinde yapılan testlerde sperm morfolojisi, sperm hareketi ve semen konsantrasyonları iki veya daha fazla stresli olaylar yaşamış erkeklerde sperm hareketliliği ve sperm morfolojisi seviyelerinde düşüş olduğunu tespit edilmiştir. Bu arada işsiz erkeklerin sperm kalitesinin bir işte çalışan erkeklere göre daha düşük seviyede olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak strese bağlı olarak glikokortikoid salınımının arttığı testosteron seviyesinin düştüğü ve sperm kalitesinin olumsuz etkilendiği düşünülmektedir.