Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “ekonomik buhrandan çıkış” çağrısına, “Türkiye için buhran yabancı bir kavram değildir” diyerek geçmişte CHP dönemlerinin buhranlarla dolu olduğunu söyledi. Erdoğan cami hoparlöründen müzik yayını yapılmasına ilişkin de “İzmir’de camilerin hoparlörlerine sızan alçaklar saygısızca yayınlar yaparken o ildeki CHP yöneticileri zevkten dört köşe” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nı telekonferans yöntemiyle gerçekleştirdi. 90 noktadan ve 378 kişinin katılımıyla yapılan toplantıda Erdoğan, şu mesajları verdi:

KARAR BAYRAM SONRASI

Türkiye’yi de etkileyen koronavirüs salgını büyük ölçüde kontrol altına alındı. Henüz faaliyete geçmemiş iş yerleri ve sosyal alanlarla ilgili karar gelişmelere göre bayram sonrası verilecek. Ekonominin çarklarının işlemesini ve istihdamı sürdürmek için pek çok destek paketi geliştirdik.

RAHATSIZ ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ: Sağlık sistemimize kalıcı katkı sağlamak amacıyla yaptığımız hastanelere çamur atıyorlar. Suriye’deki, Libya’daki harekatlarımıza yöneltilen eleştirilerin gerisinde, Türkiye’nin yükselişinden duyulan rahatsızlık olduğunu da biliyoruz. Hiç kusura bakmasınlar, ülkemizin ve milletimizin aydınlık geleceği için bunları rahatsız etmeyi daha çok sürdüreceğiz.

YÜZÜ KIZARMADAN: CHP’nin başındaki zatın hezeyanlarına cevap vermek zorunda kalma hususundaki ızdırabımı çok iyi biliyorsunuz. Şu mübarek günde de aynı ızdıraba maruz kalma pahasına, geçtiğimiz günlerde dile getirdiği ‘buhran’ ithamına değinmek istiyorum. Türkiye için buhran yabancı bir kavram değildir. Bu ülke geçmişte CHP dönemlerinde, halkına verecek yeterli ekmek bulamadığı için ekmeği karneyle dağıtma buhranını yaşamıştır. Bu ülke geçmişte demokrasiyi açık oy, gizli tasnif olarak gören faşist kafanın yol açtığı nice baskı ve zulüm buhranı yaşamıştır. Yaşatan kim? CHP. Bu ülke geçmişte hastane kapılarında yığılan insanlarının muayene olacak doktor, tetkik yaptıracak cihaz, şifa için alacak ilaç bulamama buhranı yaşamıştır. Yaşatan, başta Bay Kemal ve CHP. Geçmişte böylesine buhran örnekleriyle dolu bir partinin bugün yüzü hiç kızarmadan hükümetimizi eleştirmeye kalkmasını herkes gibi biz de acı bir gülümsemeyle karşıladık.

ŞİFA DEĞİL: Aslında biz ülkemiz için faydalı olan ne teklif varsa hepsine açığız. CHP’nin buhrandan çıkış diye dillendirdiği hususların hiçbiri şifa olacak teşhis veya teklif içermiyor. Yapıcı siyaset yerine yıkıcı muhalefeti tercih ettiler. Halka hizmetten başka gayeleri olmayan, merkez-yerel iş birliğinin en güzel örneklerini sergileyen Vefa Sosyal Destek Gruplarına bir PKK’nın bir de CHP’nin saldırmış olması bunun ispatıdır. Bunların birbirinden farkı yok.

IMF SEVDASI: CHP’nin IMF sevdasının gerisindeyse Türkiye’yi geçmişteki siyasi ve ekonomik teslimiyet devrine döndürme özlemi vardır. IMF’nin Başkanı’na, “Siz bize siyasi noktada rol biçemezsiniz” dedim. Bunu şu anda bir parti kurmuş olan zat da (Ali Babacan) çok iyi bilir. O da yanımdaydı. Davos’ta bu görüşmeyi yaptık. Eğer dürüstse, ahlaklıysa bunu kendisinin de itiraf etmesi gerekir ama onlar IMF’ye böyle bir ifade kullanamazlar. Şu anda bile bunlar hala “IMF ile irtibatlarımızı sürdürmemiz gerekir”,  “IMF’den borç almamız gerekir” diyorlar. Kendisi çok iyi bilir, IMF’nin bizden 5 milyar dolar borç istediğini çok iyi bilir. Biz güçlü olmasaydık onlar bizden bu borcu istemezlerdi. Peki, ben ne dedim. Kendisine “Verin” dedim. “Verin. Bizden bugün borç alan yarın da bizden talimat alır.” Bunları hep konuştuk. Eğer dürüstseler, yalan konuşmazlarsa bunu itiraf ederler ama edemezler.

DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI’NIN AÇILIŞI: 27 Mayıs’ta sembolik bir ekiple inşallah Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın açılışını yapacağız. Bu açılış, inanıyorum ki CHP zihniyetinin yine farklı bir görünümünü ortaya koyması bakımından çok önemli olacak.

‘Zevkten dört köşe rezilliği aktarıyor’

Ülkenin önüne takoz olmayı, milletin tarihine, kültürüne, değerlerine husumeti, devleti yıpratmayı temel siyaseti haline getiren CHP yine o bildiğimiz çirkin yüzünü sergilemekten geri durmuyor. Birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, dayanışmaya, morale en çok ihtiyacımız olduğu bir dönemde CHP’nin her aktörü başka bir cephede bozgunculuk, fitne, fesat peşinde koşuyor. İzmir’de camilerin hoparlörlerine sızan alçaklar saygısızca yayınlar yaparken, o ildeki CHP yöneticileri zevkten dört köşe sosyal medyada bu rezilliği aktarıyor. 15 Temmuz gecesi de sela okunan camilere saldırıp imamları darp eden, ezan, bayrak, vatan düşmanı müstevli zihniyet aklınca rövanş alıyor. Bunların hayallerinde cami minarelerinden ezan sesi yerine başka bir ses duymak vardır. Bunu biliyoruz. Şundan emin olsunlar ki bu milletin son ferdinin son damla kanı da toprağı ıslatmadan o hayallerine kavuşamayacaklar.