CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla TBMM Genel Kurulu'ndaki sözleri nedeniyle kendisine 500 bin TL tutarında tazminat davası açan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın iddialarına dilekçeyle yanıt verdi.

Özel Akar'ın açtığı tazminat davasına ilişkin yanıt dilekçesini Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sundu.

Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, Özel'in avukatı Hüseyin Can Güner tarafından hazırlanan dilekçede, TBMM Genel Kurulu'nda yapılan konuşmanın yasama sorumsuzluğu kapsamında olduğunu ifade edilerek, davanın reddi talep edildi. Dilekçede Akar'ın tüm iddialarına yanıt verilirken, özetle şunlar kaydedildi:

'Artık komutan değil'

“Davacı hâlâ Genelkurmay Başkanı imiş gibi davranmakta, şahsı ile TSK'yi birbirinden ayırmamakta, bunu topluma dayatmaktadır. Bugün bakan olan ve geçmişte Genelkurmay Başkanlığı görevinde bulunmuş olan davacının eleştiriden muaf tutulmasını sağlayacak bir zırh söz konusu değildir. Balyoz davasında Ahmet Erdoğan'ın bilirkişi olarak görevlendirilmesinin davacının bilgisi ve kontrolü dahilinde olduğu, Balyoz mağduru İkrami Özturan tarafından yazılan 'Çuvaldız' isimli kitapta detaylı anlatılmaktadır. Atamayı yapan 3. Kolordu Komutanlığı'nda, askeri geleneklere göre bir erin tırnağı kanasa haberi olması gereken en üst makamda bulunan davacının, böylesine önemli bir görevlendirmeden haberinin olmaması zaten mümkün değildir. Davacının bu görevlendirmede sorumluluğunun bulunduğu inkâr edilemeyecek derecede açık biçimde görülmektedir. 15 Temmuz 2016 gecesi ve öncesindeki süreçte ortada bir zafiyet olduğu açık olup; darbe girişimi halkımızın ve darbeye karışmayan pek çok askerin mücadelesi ile bertaraf edilmiştir.

Davacı, o gece kafasına silah dayandığını ifade etmekte, bu konu dava dilekçesinde de tekrarlanmaktadır. TSK İç Hizmet Yönetmeliği'nin 120. maddesinin de vurguladığı biçimiyle Silahlı Kuvvetler geleneğimizde esaret ağır bir vaziyet olup esir olmamak için son ana kadar çabalamak, son kurşunu sarf edene kadar direnmek gerektiği yönetmelikte düzenlenmiştir. Davacının TSK'nin en üst mertebesindeki bir kişi olarak darbecilere esir düşmesi, mazur görülmesi için bir sebep olmayıp bilhassa kendisine yönelik eleştirilerin dozunu da artırmaktadır.