Çavuşoğlu, dün akşam CNN International'da Christiane Amanpour'un sorularını yanıtladı.
Türkiye ile ABD'nin bazı "anlaşılabilir görüş ayrılıkları" olsa da ABD Başkanı Barack Obama’nın da belirttiği gibi iki ülkenin müttefik ve model ortağı olduğunu anlatan Çavuşoğlu, ancak 15Temmuz darbe girişiminin arkasındaki FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ABD tarafından iade edilmemesine Türk halkının tepki gösterdiğini ifade etti. "Bunun için kanıt istediler ve biz de onlara kanıtları ilettik" diyen Çavuşoğlu, şimdi de darbe girişimine ilişkin yeni bir dosyanın hazırlığı içerisinde olduklarını ve çalışmalar biter bitmez bu dosyayı da ABD'ye ulaştıracaklarını belirtti. Çavuşoğlu, "İşbirliği var ancak sonuç almamız gerek ve en iyi sonuç da ABD’nin Gülen’i iade etmesi. Açıkçası bu konuda hayal kırıklığı yaşıyoruz" diye konuştu.

"Rejimin hedefi ılımlı muhalefet"

Türkiye ile ABD'nin ortak hareket etmesi gereken diğer bir alanın da DAEŞ ve diğer terörist gruplar olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bu konuda ortak hedefler ve sınamalarla karşı karşıya bulunduklarını ifade etti. Suriye'de ateşkes sağlanmasına ilişkin ABD ile Rusya'nın anlaşmasına yönelik bir soru üzerine Çavuşoğlu, bunun ateşkes konusundaki ilk anlaşma olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Maalesef her zaman ateşkes rejim ve destekçileri tarafından sona erdirildi. Hatta BM'nin yaptığı insani yardımı da engellediler. Bu kez de farklı değil. Rejim sadece Halep değil, aynı zamanda Suriye’nin birçok farklı yerini bombalıyor. Onların hedefi El Nusra ya da DAEŞ değil, ılımlı muhalefet."

"Kara operasyonu olmadan yenemezsiniz"

Türkiye'nin Özgür Suriye Ordusu'nu desteklediğini belirten Çavuşoğlu, "Bu bizim her görüşmede altını çizdiğimiz şey: Kara operasyonu olmadan bu kanlı terör örgütünü (DAEŞ) yenilgiye uğratamazsınız" dedi.
Çavuşoğlu, "Yeni askeri stratejik planınız nedir?" sorusuna ise, "Münbiç Cebi denilen bölgeyi DAEŞ'ten temizleyerek güvenli bölge haline getirmek. Ardından da El Bab yeni hedef olmalı" yanıtını verdi.
Rakka ve Musul'un bir bakıma "DAEŞ'in başkentleri" sayılabileceğini ifade eden Çavuşoğlu, örgütün bu iki bölgeden de temizlenmesi gerektiğini söyledi. Bazı Avrupa liderleri ve ülkelerinin bu adımı desteklediğini, ABD'nin de konu üzerinde düşündüğünü dile getiren Çavuşoğlu, bazı ülkelerin özel kuvvetlerini bölgeye göndermek istemediğini ve bunu sadece Türkiye'nin yapmasını beklediklerini hatırlattı. "Biz de onlara 'Neden sadece Türkiye olsun ki? Bu bizim ortak düşmanımız ve bununla ortak mücadele etmeliyiz' dedik. Cerablus operasyonundan sonra herkes DAEŞ'in kolayca yenileceğine kanaat getirdi" diyen Çavuşoğlu, DAEŞ karşıtı koalisyonda 65 ülkenin bulunmasına karşılık 30 bin DAEŞ militanı olduğunu hatırlattı.

Mülteciler koyun seçer gibi seçilemez

Mülteci krizine yönelik değerlendirmede de bulunan Çavuşoğlu, Türkiye'nin mültecilerin yeniden yerleştirilmesine değil, yetenekli, eğitimli gibi kategorilerle seçilmesine karşı olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, ülkelere alınacak mültecilerin "koyun, keçi seçer gibi" seçilemeyeceğini ifade ederek, bu yaklaşımın insani olmadığına vurgu yaptı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında gerçekleşen operasyonlara yönelik eleştiriler hakkında ise Çavuşoğlu, "FETÖ 40 yıldır asker, yargı, polis gibi devlet kurumlarının yanı sıra bakanlığıma da sızdı. Bakanlığımda 5-6 yıldır 500'den fazla. Başka devlet kurumlarına sızanların sayısının ne kadar olduğunu aslında siz tahmin edebilirsiniz. Türk ulusunun bir daha böyle bir durumla karşı karşıya gelmemesi konusunda emin olmak zorundayız" diye konuştu.

Bazı hatalar yapıldı

Darbe girişimine aktif olarak katılan kişilerin tutuklandığını, bu yapıyı destekleyen ve üyesi olan kişilerin de devlet kurumlarından uzaklaştırıldığını anımsatan Çavuşoğlu, "Yanlış yapabilir misiniz? Evet. Biliyorum ki örneğin benim memleketimde bazı hatalar yapıldı. Bazı akademisyenler tutuklandı. Bu bir hataydı. Ancak daha sonra serbest bırakıldılar. Bizim sorumluluğumuz, masum insanların bundan etkilenmemesi ve ceza almaması için gerekli tedbirleri almak" dedi.