Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Üyesi Burhan Kuzu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk 1 yılını değerlendirdi. Kuzu, "Sistemde sorun yok, sistemin uygulanmasında sorun var. Başkanlık modelinin yürütme kısmını bir anlamda hallettik; ama yasama kısmını halletmedik. Çünkü parlamentonun güçlü olması için seçim sistemini değiştirmek lazım. Bugün sistemi eleştirenler, aslında yasama güçlü hale gelmediği için bu eleştirileri getiriyorlar, haklılar." dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili, Anayasa Komisyonu eski Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Üyesi Burhan Kuzu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk 1 yılını DHA'ya değerlendirdi. Kuzu, 1 yılda çok büyük değişim beklemenin doğru olmadığını savunarak, "Bir modelin oturması bir yılla ölçülecek bir şey değil. Ben Amerika başkanlık modelinin tarihini biliyorum ve 40 yılımı bu konuya vermişim. Başkanlık modeli, bir ülke için yararlı olduğuna mutlak inandığım bir model. Bir sene geçti aradan; ama 'aksaklık ve eksiklik oldu, eski modele dönelim' gibi son günlerdeki laflar, özellikle İstanbul seçiminden sonra ediliyor. Bu eleştirileri doğru bulmuyorum" dedi.

'PARLAMENTER MODEL BU ÜLKEDE PATLADI'

Sistemde eksiklik ve aksaklık olmasının normal olduğunu kaydeden Kuzu şöyle dedi: "Aksaklık, eksiklik elbette olur. Modeli çok iyi uygulamamız gerekiyor. Bunun da önemli bir yolu şu; yönetimde olanla, gerek yürütmenin başında, gerek yasamanın başında olanlar, bu modelin bugün için değil de gelecekte nasıl yerleşir, ona kafamızı yormamız lazım. İktidar muhalefet birlikte kafa yormamız lazım. Bunu nasıl yaparız? Aksaklık neresinde var, nasıl tamir ederiz, nasıl ıslah ederiz, ona bakmak lazım. Eldeki modelin ıslahı ülkenin daha çok yararına olur. Biz Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına gelmeden, şu ana kadar 260 küsür hükümet eskitmişiz. İstikrar bu manada hiç olmamış. 3 aylık hükümetler olmuş bu ülkede. Parlamenter model bu ülkede patladı. Koalisyonlar sıkıntı yaşadı. Siyasette bunu belli oranda gördüm. Parlamenter sisteme dönmek çözüm değil. Mevcut modeli eleştirenler baştan beri bunu eleştiriyorlardı. İyi niyetli bir mantık değil. Başkanlık sistemini eleştirenler iyi niyetli değil."

'HEDEF MECLİS'İ GÜÇLENDİRMEKTİ'

Sistemde Cumhurbaşkanı'na getirilen 'tek adam' eleştirilerini değerlendiren Kuzu, "Bu modeli aslında Cumhurbaşkanını veya Başkanı yetkili kılmak gibi bir amaçla yapmadık. Böyle bir hedefimiz yoktu. Benim hedefim; güçler arası denge kurmak özellikle de, özelde Meclis’i güçlendirmek, yani sistemin özü, hedefi bu. Terk ettiğimiz parlamenter sistemde kuvvetler ayrımı yoktu. Kağıtlar üzerinde vardı. Yasama, yürütme, yargı. Yargıyı bir tarafa bırakalım, yasama diye bir şey yoktu. Bütün yetkiler Başbakan'da, o zamanki parti liderinde idi. Milletvekilini, bakanları onlar belirler. Bakan olacak kişiyi onlar belirler. Öyle olunca da yasama yetkisi koca bir sıfır idi. Kimi yanlışları sisteme mal etmek doğru değil. Bundan kurtulmak için başkanlık sistemine geçtik" dedi.

'YASAMA BÖLÜMÜNÜ HALLETMEDİK'

Kuzu, yeni modelde arzu ettiği şekilde parlamentonun güçlenemediğine işaret ederek, "Neden? Yetki olarak, sorun yok. Şu günkü parlamento kat kat yetkili. Ama hala Meclis, yetkisini kullanamıyor. Sebebi gayet net; biz başkanlık modelinin yürütme bölümünü önemli ölçüde hallettik. Ama yasama bölümünün, güçlü yasama bölümünün seçim sistemini değiştirmedik. Benim dediğim; asıl bugün hükümeti eleştirenlerin önemli bir bölümü yasama organının zayıflığını öne sürerek eleştiriyorlar. Doğru. Yetkide sorun yok, denetimde sorun yok, kanun yapmada sorun yok; uygulamada sorun var. Çünkü yetkisi bu manada var. Ama uygulamaya geçemiyor. Niye? İki sebepten dolayı; Bir tanesi bakan olma beklentisi, bir de tekrar seçilme kaygısı. Bakan olma beklentisini hallettik, belli oranda. Çünkü artık parlamentodan bakan atanmıyor. İstisna bir durum istifa ediyor, kapandı yol."


'DAR BÖLGE SEÇİM SİSTEMİ OLMALI'

Burhan Kuzu, yeni modelde en büyük sıkıntının mevcut seçim sistemi olduğu görüşünü savunarak, şöyle konuştu: "Vekilin tekrar seçilme kaygısını gidermemiz lazım. Tek yolu var. Her milletvekili kendi bölgesinde delegelerle seçilecek, daraltılmış bölgeye geçmemiz lazım, 'dar bölge' olması lazım. 600 vekil varsa, Türkiye'de 600 seçim bölgesi olması lazım. Her bir bölgeden belediye başkanı gibi bir kişi çıkacak. Vatandaş, 'benim partimin adayı bu; ama bu yamuk bir adam ben oyumu buna vereceğim' diye başka bir partinin adayını tercih edebilecek. Çünkü tercih edeceği adam gibi adamdır. Siz önüne kocaman listeyi koyarsanız, İstanbul örneği gibi sahada yaklaşık 100 milletvekili var, ben 9'unun ismini sayamam. Demirel eskiden 'kıratın böğrüne basın' derdi. Gidip, orada hangi parti varsa vuruyor damgasını, çıkıyor adam. İçinde sevmediği adam da olabiliyor. Bunu teşhis edemiyor. Milletvekili akşama kadar sokaklarda gezsin, milletvekilinin tanınma şansı yok. Dolayısıyla halkın birebir tanıdığı selam çaktığı, öpücük gönderdiği vekiller lazım. Bunun da yolu bu."

'HAZIRLIKLAR VAR ELİMİZDE'

Kuzu, bu modelde tekrar seçilme kaygısının bölgeye bırakılacağını belirterek, "Tekrar seçilme kaygısını bölgeye bırak, nasıl orada daha güçlü bir parlamento ortaya çıkıyor bak o zaman. Sistemdeki sıkıntının temeli bu; bir an önce bu sisteme geçilmesi lazım. Hazırlıklar var elimizde. Dengeyi, seçim sistemi kuracak. Bu sistemin birinci ayağı parlamentodur. Eski sisteme geçmek çok da doğru bir yol değil."

İTTİFAK ELEŞTİRİSİ

Kuzu, seçim ittifaklarını da eleştirerek, "Bu da zaman zaman başkanlık modeline mal ediliyor. İttifakların başkanlık modeli ile bir alakası yok. İttifaklar bizzat başkanın seçiminde olabilir, o da ikinci turda olabilir. İttifakları toplumu karpuz gibi ikiye bölecek şekilde yaparsak, sisteme faturayı kesmiş olursunuz. Mahalli seçimlerde ittifaklar noktasında bir Anayasa hükmü mü var? Başkanlık sisteminde 'bir ittifak kuracaksın' diye bir hüküm mü var? Milletvekili seçimlerinde 'ittifak' diye bir zorunluluk mu var? Sistemi bilmeyenler yenilginin faturasını başkanlık sistemine çıkarıyor" diye konuştu.