Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul için şöyle demişti:

"Ya ben İstanbul'u alacağım ya İstanbul beni."

542 yıl sonra bir Boşnak komutan vatanını işgal eden düşmana karşı savaşırken, baş komutanı olan Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç'e şöyle diyordu:

"Ya Bosna'nın kubbesi Vlaşiç dağını ve onun Opalyenik zirvesini düşmanın elinden geri alırız ya da yok oluruz."

23 Mart 1995'te General Mehmet Alagiç komutasındaki 7. Kolordu, General Sakip Mahmulyin komutasındaki 3. Kolordunun desteği ile Vlaşiç dağını ve en yüksek zirvesi olan 1.933 metre rakımlı Opalyenik tepesini düşmanın elinden alıp Bosna Savaşı'nın kaderini değiştirdi.

Bu öyle bir zaferdi ki düşmanın morali ve gücü üzerinde, Vlaşiç dağı büyüklüğünde ve üzerine yağan 4 metreye varan kar ile onun dondurucu soğuğundan çok daha şiddetli etkisi olmuştu.

General Mehmet Alagiç ve General Sakip Mahmulyin'in bu zaferi, tüm dünya askeri akademilerinde ders olarak okutulmaya başlanmıştı.

General Mehmet Alagiç, 8 Temmuz 1947'de Sanski Most yakınlarındaki Faytovçi köyünde, annesi Fermana Ceriç ve babası Reca'nın oğlu olarak doğdu. İlkokulu doğduğu köyünde okudu. Sınava girip kazandığı Belgrad'daki Harp Akademisi'nde okudu. İki yıllık genel akademiden sonra, zırhlı mekanize silahları eğitimi almak için Banya Luka'ya geçti. Çok az sayıda Boşnak subayın olduğu bu askeri sınıfta subay olabilmek için büyük mücadele verdi.



Bosna Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı'nda çok büyük stratejk önemi olan Vlaşiç Dağı'nın düşman işgalinden kurtrılmasından önce, dönemin cumhurbaşkanı Alija Izetbegoviç ve General Alagiç arasında bir konuşma geçmişti. Boşnakların kontrölündeki topraklardan, işgal altındaki Vlaşiç Dağına ve onun en yüksek zirvesi olan Opalyenik zirvesine doğru bakan Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, çok sevdiği ve saydığı generaline şu soruyu sordu:

"Mehmet, bu zirveyi  düşman işgalinden kurtarabilir miyiz?"

Generalin cevabı kendinden emin bir şekilde, "Ya onu düşmanın elinden alıp kutarırız ya da orada yok oluruz!" olmuştu.

Ardından cumhurbaşkanı ona, "Mehmet, Bunu nasıl yapacaksın? diye bir soru daha sormuştu. Generalin cevabı yine çok net idi:

"Önümüzde bizi bekleyen ve kesinlikle yapmak zorunda olduğumuz bu vazife için şimdiden hazırlıklar yapıyorum. Sığınaklar kazdırıyor, askerlerimi zirveye ulaştıracak yolları açmak amacı ile gece vakti gizlice kütükleri kestiriyorum, Her şeyin üstesinden gelmek için o Vlaşiç'in meşhur kar yağışını beklemeliyiz. Bir metre ve üzeri kalınlığında kar yağmalı ki zirvenin etrafında hemen hemen her yere döşenmiş ve hiçbir ordu geçemez denilen mayınlardan kurtulmuş olalım."

Ve her şey General'in planladığı gibi gelişmişti.

İstediği kalınlıkta kar yağınca her iki kolordunun askerleri eksi 30 derecede ormanlık alanlarda düşmana görünmeden zirveyi kuşatmıştı. Bastıran sis sayesinde Avrupa'da en iyi korunan ve en güçlü savunma hattı olarak bilinen, televizyon kulesi ve Republika Srpsaka Ordusu VRS karargahı kurulu olan Opelyanik zirvesi düşman mevzilerinin dibine kadar, gündüz gizlenerek gece yürüyerek, sisin basmasından da yararlanarak sokulan Boşnak askerler, sis dağılır dağılmaz saldırıya geçmiş, neye uğradığını şaşıran çetnikler darmaduman edilmişti. Kısa bir süre içinde dağdaki tüm düşman mevzileri ve düşman silahları yapılan ani baskınla ele geçirilmiş ve yüzlerce çetnik askeri esir alınmıştı.

Bosna'nın kubbesi olarak bilinen ve Bosna'yı adeta tepeden kontrol eden Vlaşiç dağı işgalden kurtarıldıktan sonra eteğindeki Kupres ve Donyi Vakuf şehirleri de işgalci, saldırgan düşman elinden alınarak Boşnak Ordusu'nun kontrölüne geçti.

Daha sonra General Mehmet Alagiç 7. Kolordu ile General Atif Dudakoviç komutasındaki 5. Kolordunun yürüttüğü "Sana 95" harekatına katılmış, arka arkaya kazanılan zaferler ile Batı Bosna, Krayina Bölgesi şehirleri tek tek düşman elinden kurtarılmış, Republika Srpska Ordusu'nun omurgasını oluşturan Krayişki Kolordusu tamamen yenilgiye uğratılarak yok edilmişti.

İki kolordu Bosnalı Sırpların başkent ilan ettikleri Banya Luka şehri önlerine gelmişti. Kendisi ve General Atif Dudakoviç Batılı devletler ve Nato tarafından Bosna Hersek Cumhuriyeti'nin ve ordusunun bombalanma tehdidi ile ancak durdurabilmişti.

Savaş bittikten sonra General Mehmet Alagiç, herkes gibi sivil hayata döndü. Sanski Most şehri Belediye Başkanı sıfatıyla Sana vadisini yeniden inşa etti.

Normal olarak hayatlarını ortaya koyarak kanları ile kurtardıkları vatanlarında özgürlüğün tadını çıkararak, özgürce yaşamak Generalin en doğal hakkı idi. 

Ancak, savaş bittikten sonra ona ve onun gibi olan kahraman Boşnak konutanlara karşı hain ve daha kalleş olan başka bir savaş başlatılmıştı. İftiralar, yalancı ve paralı şahitler ile açılan davalarda maalesef haklı olmasına rağmen mevcut hukuk sistemi içinde kendini savunmak zorunda kaldı. Kasıtlı olarak çok sayıda yalancı şahit oluşturan Sırp tarafının şahitlerinin söyledikleri yalan ve iftiraların çörütülmesi aylarca zaman aldı. Sonunda Lahey Adalet Divanı'nda aklandı ama hem kendisi hem de kalbi çok yorulmuştu.

Bosna Hersek'e dönüşünde Havaalanında kalp krizi geçirmiş ve daha sonra kalbi dayanamayarak Hakk'ın rahmetine kavuştu. Cenaze töreninde Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç şöyle diyecekti:

"General Alagiç'i kalbi değil, adaletsizlik öldürdü."

Gazi General Mehmet Alagiç Bosna'nın bir evladı idi. Kendisi çok fazla konuşulmadı ama çok fazla kişi tarafından da çabuk unutuldu.

Herşeye rağmen Bosna Hersek ve Boşnaklar için yaptıkları, onun Boşnakların büyük kahramanlarından biri olduğunu göstermiştir. Kendisine yapılanları fazla umursamadı. Bir gazeteci ona şu soruyu sormuştu:

"İnsanların sizi nasıl hatırlamasını istersiniz?"

O da şu cevabı vermişti:

"Beni adım ve soyadım ile hatırlasınlar."

Onun ve onun gibilerin omuzlarında kazanılan özgürlüğün tadını çıkaran Boşnakların onların yorgun gözlerine bakarak almaları gereken çok dersler var.

Sırp ordusunun savaş ve insanlık suçlarından hükümlü ve daha donra serbest bırakılan generali Perişiç, onu karşılayan Sırplara şöyle seslenmişti:

"Şimdi de bir savaş çıksa, Hırvatistan ve Bosna Hersek'te tekrar savaşırım!"

General Alagiç ve kolordusunun Vlaşiç dağını düşman işgalinden kurtarıp Bosna Savaşı'nın kaderini Boşnaklar lehine değiştiren o muharebe kayıtlarını inceleyen ve bilen insanlar, savaş ve insanlık suçlusu Sırp generalin verdiği demeci karşısında sık ​​sık kendilerine şu soruyu soruyorlar:

"Sırplar yeniden saldırırlarsa, General Perişiç gibilerine karşı koyacak, onları her muharebede ezip geçecek yeni bir generalimiz, yeni bir Mehmet Alagiç'imiz çıkacak mı?"

Elbette çıkacaktır, hem de yüzlerce Mehmet Alagiç gibisi yine çıkacaktır. Bosna öyle bir ülkedir ki vakti geldiğinde ve gerektiğinde; kendi içinden topraklarına hayat veren yüzlerce kaynaktan onlarca nehir çıkardığı gibi yüzlerce, binlerce kahraman da her seferinde çıkarmıştır.

General Mehmet Alagiç'in Bosna Hersek ve Boşnaklar için yaptıkları asla unutulmayacaktır. 

Ruhun şad, mekanın Cennet olsun.

Yunus Torpil