‘Üniversiteden şirket, kayyumdan rektör olmaz’, ‘Gençlik Kazanacak’ yazılı pankartlar taşıyan öğrenciler şarkılar söyleyip sloganlar attı.

#KabulEtmiyoruzVazgecmiyoruz etiketi paylaşılan Boğaziçi Dayanışması’nın Twitter hesabından şu açıklama yapıldı: “Pek çok farklı üniversiteden arkadaşlarımızla, mücadelemize destek veren herkesle beraber itirazlarımızı, taleplerimizi bir kez daha yüksek sesle dile getirdik! Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Bizim mücadelemiz yalnızca öğrencilerin mücadelesi değildir! Hakları gasp edilen Bimeks işçileri, emekleri sömürülen tüm işçiler adına sesini yükseltiyor. Okullarımızda kayyum rektör istemediğimiz gibi hırsız, piyasacı sermayedar hocaları da istemiyoruz!

Kampüslerimizin tüm öğrenciler için, ötekileştirilen kadınlar ve LGBTİ+’lar için güvenli alanlar olmasını istiyor, yaşam alanlarımızda cinsiyetçi homofobik rektörler istemiyoruz!”

‘Kayyuma nakka!’

‘Kayyuma nakka!’ yazılı pankart taşıyan Boğaziçili öğrenciler bugün öğle saatlerinde, okulun güney kampüsünde bir onur yürüyüşü yaptı.

“Transfobik rektör istemiyoruz”, “Homofobik rektör istemiyoruz“, “Bifobik rektör istemiyoruz” gibi slogan atan öğrenciler şunları söyledi: “Tam 20 gündür akademisyeni, emekçisi, öğrencisi ve mezunuyla tüm Boğaziçi bileşenleri olarak bizler topyekün bu antidemokratik atamaya karşı omuz omuza mücadele veriyoruz. Çünkü biz bu kayyımı bir öncekinden tanıyoruz. 2016’da okulumuzda yapılan seçimlerde oyların yüzde 86’sını alarak rektör seçilen Gülay Barbarosoğlu’nun görevinin başına geçmesi engellenmişti. Yerine atanan Mehmed Özkan’nın kayyım olarak yaptığı ilk icraatlarından biri 2017 senesinde BÜLGBTİ+’nın yürütücülüğünü üstlendiği Hande Kader Bursunu, tüm gereklilikler tamamlanmış olmasına rağmen iptal etmekti.

Aynı sene yandaş medyada hedef gösterilen Kuir Performans gecesi kayyumluk tarafından iptal edilmeye çalışıldı. Boğaziçi Onur Yürüyüşleri emniyet amirlerinin, ‘Müdahale ederiz’ tehditlerinin sonucu olarak 2017’den itibaren Güney Kampüse sıkıştırıldı. Halihazırda saldırı altında ve yetersiz olan cinsiyetsiz tuvaletlerin sayısı gitgide azaltıldı.

Biz, Boğaziçili LGBTİ+’lar ve kadınlar olarak, her şeyin farkındayız. Başta Boğaziçi olmak üzere üniversitelerdeki mücadelelerin takipçisi, iradeleri gasp edilen halkların, sesleri kesilen muhalif basının, emek sömürüsüne karşı mücadele eden işçilerin ve emekçilerin de destekçisiyiz. Bugün Hisarüstü’nü, Boğaziçi’yi, akademik özgürlükleri, medyayı, yerel yönetimleri, halkların iradelerini abluka altına alanlar elbet bir gün gidecekler; biz, tüm adaletsizliklere karşı yılmadan mücadele edenler olarak, burada kalacağız.”